Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Melih AŞIK

Haber baharatlıydı... Sanayici Cem Boyner, Reis Gıda A.Ş.'nin sahibi Mehmet Reis ve Çardak meyve sularının sahibi Hasan Alıcı'nın da aralarında bulunduğu "Kastamonu kökenli" 22 işadamı, Kastamonu -Taşköprü'de kuracakları entegre tesiste tablet, un, ezme ve yağ halinde sarımsak üretip dünya pazarlarına satacaklardı. Arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu, projenin fikir babası Mehmet Reis'i arayıp buldu:
- Sarımsak üzerinde yoğunlaşmanızın nedeni?..
- Dünyanın en kaliteli sarımsağı Taşköprü'de üretiliyor. Dünyanın en dayanıklı, baharat yönünden en zengin sarımsağı bu. Ama maalesef bunu değerlendirecek bir fabrikamız hiç olmamış. Biz sarımsakta sanayileşemeyince, daha düşük kalitede olmasına rağmen İran ve İsrail sarımsağı tüm Avrupa'yı ele geçiriyor. Bununla da kalmayıp Almanya üzerinden ülkemize giriyor.
- Avrupa ülkelerinde ciddi bir sarımsak talebi var anlaşılan?..
- İnanılmayacak boyutta. Almanlar sarımsağın tadını bizden öğrendiler. İlk başta kokusu yüzünden tepki gösteriyor, hatta Türkleri dışlıyorlardı. Ama şimdilerde Türklerden daha çok sarımsak tüketiyorlar. Hatta bazı Almanlar yemeklerine yağ yerine sarımsak koyuyor; sarımsağın yağıyla yemek pişiriyor. Ayrıca ilaç sanayiinde kullanıyorlar. Fransa geçenlerde bu amaçla 200 ton sarımsak istedi bizden. Anlayacağınız, bu fabrika hem ülke, hem de Taşköprü ekonomisine ciddi katkı sağlayacak. Daha sonraki aşamada "renkli" ve hatta "kokusuz" sarımsak üretme düşüncemiz de var...
- Gelelim sarımsağın faydalarına?..
- Faydalarını Avrupalı bizden iyi biliyor. Hapını kullanıyor, toz halinde kullanıyor, marmeladını yapıyor, tüm yemeklerin içine çeşni olarak koyuyor. Damar açıcı, stres önleyici, tansiyon düşürücü, kas gevşetici özellikleri var. ***
Bizi ise şimdilik bu keskin kokulu yiyeceğin sadece cacık ve işkembe çorbası içindeki fonksiyonu ilgilendiriyor... Her işin keyfindeyiz malum...

Ne laz fıkraları, ne Polonya mizahı, ne İrlanda esprileri... Nasrettin Hoca fıkralarının felsefe ve mizah derinliğini çağın zekası bir türlü yakalayamadı... Nejat Birdoğan'ın Kaynak Yayınları'ndan çıkan "Azerbaycan Gülmeceleri ve Nasrettin Hoca" adlı kitabından hoş bir fıkrayı örnek olarak aktarıyoruz...
Molla Nasrettin bir boyacı dükkanı açar. Günün birinde birisi, bir giysilik yün getirir, der ki;
- Molla, bunu boya!..
- Ne renk boyayayım?..
- Öyle renge boya ki, dünyada hiç eşi olmasın.
- Nasıl yani dünyada eşi olmasın?..
- Öyle ki; ne kırmızı olsun, ne kara, ne ak, ne yeşil, ne de sarı. Anladın mı?..
- Keyfinin istediği gibi boyarım.
- Peki ne vakit gelip alayım?..
- Öyle gel ki; ne cumartesi olsun, ne pazar, ne pazartesi, ne salı, ne çarşamba, ne perşembe, ne de cuma...

Akıl, mantık, izan, hesap, hendese, matematik, fen ve cümle bilimler Boğaz'ın iki yakasını üçüncü kez köprüyle değil tüp geçitle birleştirmeyi öneriyor... Para canavarı ise köprü istiyor. Aynen trafik canavarı gibi... Acaba "para"nın gücü nelere kadir? Çarpıcı bir örneği Mimarlar Odası İstanbul Şubesi yöneticilerinden Yıldız Uysal veriyor. Diyor ki:
- 1992 yılında "tüp geçiş" yine gündemdeydi. Gazetelerde Ulaştırma Bakanlığı'nın "Boğaziçi Metro Tüp Geçişi"nin mühendislik hizmetlerini ihale ilanı yayımlandı. Ama ilginçtir, aynı ilan, 13 gün sonra, bu defa "Boğaziçi Geçişi" ibaresiyle yayımlandı. Birileri kaşla göz arasında "tüp" sözcüğünü metinden çıkartmıştı. Bugünlerde uzman çevreler ve kamuoyunun muhalefetine rağmen "köprü"de ayak direyenlerin kim olduğunu anlamak için, o tarihte "13 gün içinde" ilandan "tüp" sözcüğünü çıkartıp işi "Genel boğaz geçişi"ne dönüştüren malum lobilere bakalım...

Tarih Vakfı ile İş Bankası, benzerine az rastlanan bir çalışma başlatıyorlar: "Sözlü tarih çalışması"... İş Bankası'nın bazı eski yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürlerinin anıları önümüzdeki günlerde sırayla kayda alınacak, daha sonra mevcut diğer bilgilerle yoğrulup "banka"nın tarihi ortaya çıkarılacak.
Tarih Vakfı ve İş Bankası yönetimi arasında bu konuda bir protokol imzalandı. Çalışmalar önümüzdeki günlerde başlayacak... Aslında köklü özel şirketler dahil pek çok kuruluş aynı yola gidebilir. Daha sonraki nesiller kendi tarihlerini aramak için boşuna çaba sarfetmez; yanlış bilgilere saplanıp kalmazlar. Konuyu dikkatlere sunuyoruz...



Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr