Başbakan İsrail ile gerekirse savaşırız dedi ABD’de...
Dünya çapında heyecan yarattı...
Akla hamen iki ülkenin deniz ve hava güçleri geliyor... Silah konularında uzman bir gazeteci olan Tuncer Bahçıvan dostumuz iki ülkenin güçlerini karşılaştırıyor...
“İsrail’de fırkateyn büyüklüğünde gemi yok.
Kıyısı kısa olduğu için daha çok savunmaya yönelik ufak, hızlı, iyi donanımlı korvet ve botları var.
Donanmasındaki gemiler şunlar:
3 Korvet ( Sar 5 sınıfı) 8 Füze botu ( Sar 4.5 sınıfı) 2 Kıyı koruma botu (Sar 4 sınıfı) 40 ufak hızlı komando saldırı botu, 3 Dolphin sınıfı küçük denizaltı...
Türk Deniz Kuvvetleri sayısal ve büyüklük olarak açık ara önde... Akdeniz’de en büyük biziz.
Bizim kuvvetler: 19 fırkateyn, 7 korvet, 14 denizaltı, 108 hızlı saldırı botu.
Ama elektronik savaş ve elektronik savaşa karşı koyma konusunda İsrail teknolojisi açık ara önde...
* * *
Olası deniz savaşında asıl belirleyici olan hava kuvvetleri...
Bizde görev yapabilecek eski sürüm 220 adet F-16, 140 civarında Phantom F-4 var.
İsrail’in ise 500 kadar F-15 ve F-16’ları var, bunların tümü güncel.
Biz standart Amerikan havadan havaya füzelerini kullanıyoruz, çoğu güncel değil.
İsrail de Amerikan füzeleri kullanıyor ama hepsi güncel ve ilaveten kendi yaptıkları uzun menzilli füzeleri de var.
Pilotlarımız hiç aşağı kalmaz daha da iyileri vardır ama, teknolojik üstünlük İsrail’de.
Bir komutan elindeki güçleri iyi kullanırsa karşı tarafın sayısal ve teknolojik üstünlüğünü altedebilir. Bizim hava ve deniz kuvvetlerinin üst düzey komutanlarının çoğu Silivri’de...”
ABD İsrailci’dir...
Başbakan Erdoğan, Barack Obama’yla yaptığı görüşmeden sonra konuştu:
“ABD Başkanı Mavi Marmara gemisine saldırı konusunda haklılığımızı teyit ediyor...”
Bu sözleri dün gazetelerde okuyunca acaba Obama’nın sözlerinde bir tercüme hatası mı var, diye düşündük doğal olarak...
Çünkü ABD yakın geçmişte bu konuda tavrını hayli açık ortaya koydu.
1. Önce İsrail’in hazırladığı tek taraflı rapora destek verdi.
2. Geçen yıl BM İnsan Hakları Komisyonu’nun İsrail’i haksız bulan raporuna karşı oy kullandı.
3. İki hafta önce Birleşmiş Milletler Paneli’nin Mavi Marmara raporu açıklandı...
Türkiye bu karar yüzünden İsrail’e ateş püskürürken ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland basın toplantısında:
- Amerika Birleşik Devletleri raporu eksiksiz ve inandırıcı bulmuştur, deyiverdi...
ABD dünya kamuoyu önünde İsrail’e karşı haklılığımızı hiç teyit etmedi...
Başbakan’ın önünde farklı mı konuşuyor?
* * *
Başbakan Erdoğan’ın ABD’de yaptığı her görüşmeden sonra aynı terane duyulur:
“İki ülke teröre karşı işbirliği konusunda kararlılıklarını vurguladı.”
ABD’nin terör savaşına Türkiye var gücüyle omuz verir. ABD hatırına sıkı dostu Libya ya da Suriye’ye bile silah çeker...
Ama ABD Türkiye’nin PKK savaşına omuz vermez... ABD kontrolündeki Kuzey Irak’ta PKK yıllardır cirit atar... Washington ne PKK’ya müdahale eder, ne Türkiye’nin müdahalesine izin verir.
Nasıl dostluktur bu? Kim soracak Obama’ya?
Asker
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okuyan ve aynı zamanda çalışan bir okurumuz, 29 yaşını doldurdu. Ancak hâlâ iki dersten takıntılı. O dersleri bu yıl verip mezun olacaktı. Bu hafta başında kaydını yaptırmak için okula gitti. Okul kaydı yenilemedi, askerlik şubesine gönderdi. Rektörlüğün emri bu yöndeymiş. 29 yaşını bitiren öğrencinin kaydı yapılmıyor, askere sevk ediliyormuş. Öğrenci okurumuz askerlik şubesine gidiyor. Orada da kendisine tecil verilmeyeceği, askere alınacağı bildiriliyor. Bildiğimiz kadarıyla geçmiş yıllarda bu durumdaki öğrencilerin askerliği tecil edilirdi. Demek uygulama değişmiş. İyi de... Böyle bir uygulamaya gidilecekse en az bir - iki yıl önceden öğrencilere bildirilmesi gerekmez mi? Bu tür bir uygulama aniden mi başlatılır?
Türkiye, Füze Kalkanı projesine katılınca ABD’nin kalbini kazanmış.
Göbekten sonra yürekten de bağlandık demek...
Haldun Ertem
Nine
Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde geçen yılki hortum felaketinde ahırı yıkılan Sultan Hayta (77) Vali Celalettin Cerrah’tan ev ve inek istiyor... Cerrah’ın yanıtı:
- Oğlunun yanında kalıyormuşsun niye ev istiyorsun?
Nine’nin yanıtı:
- Yarın sen de gelininin evinde kalırsan niye istediğimi anlarsın...
Vali Cerrah ihtiyacın gerçekliğini anlamış olmalı...
Tayyip Erdoğan, “Rum - İsrail işbirliği tam bir çılgınlık” demiş.
Bize göre de “ABD - Türkiye stratejik ortaklığı” tam bir safdillik!
Fahrettin Fidan
Tecavüz
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca (HSYK) düzenlenen toplantılarda bazı hâkim ve savcılar ilginç önerilerde bulundu. Tecavüze uğrayan kadının tecavüzcüsüyle evlenmesi de öneriler arasında yer alıyor. Titiz okurumuz Demet Hanım diyor ki:
“Tecavüze uğrayan tecavüzcüsüyle evlendirilecekse, bu mantığa göre banka soyan da bankaya ortak olmalı!”
Acaba sayın yargıçlar bu öneriye ne diyor?
* * *
Demet Hanımın merakları bitmek bilmiyor. Bir merakını da şöyle dile getirmiş:
- Bir tarikat lideri ya da şeyhi, seks âleminde yakalanınca neden hemen “sahte şeyh” deniyor?
