Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Pars ailesi tarafından yıllar önce hastane yapılması için Sosyal Sigortalar Kurumu’na bağışlanan arsa nasıl döndü dolaştı İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Kavurmacı’nın portföyüne girdi.
Öyküsünü Sözcü’de Tuncay Mollaveisoğlu yazdı...
İstanbul E- 5 üzerinde, eski Cennet otoparkı olarak bilinen 95 dönümlük arsayı deve yapmak için önce bu işlerin erbabı TOKİ devreye girdi. Arazi Sosyal Güvenlik Kurulu’ndan TOKİ’ye geçirildi. TOKİ hastane için ayrılmış arsaya lüks konut ve ticaret merkezi öngören bir plan yaptı. Başkan Topbaş, plan değişikliğini Meclis’e gönderdi. Bu sırada Belediye’nin Planlama Müdürlüğü, plan değişikliğine karşı çıktı ama kim dinler. İmar Komisyonu jet hızıyla plan değişikliğine olumlu görüş verdi. Değişiklik İBB Meclisi’nde eşine az rastlanır bir süratle oy çokluğu ile kabul edildi. TOKİ, hemen ihaleye çıktı ve ihale İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın başını çektiği bir grubun üstünde kaldı. Gül - Keleş- Metal Yapı- K Grup ve Aydınlı Grup ortaklığının 210 milyon lira bedelle aldığı ihalede; K Grup ile Topbaş’ın damadı Kavurmacı’nın arsa payı yüzde 50’nin üzerinde.
Arsanın gerçek değerinin 210 milyon liranın çok üzerinde olduğu söyleniyor.
Hastane yapılması için halka bağışlanan bir arazinin Topbaş’gillere transferinin kısa öyküsü işte böyle... Belediyelerin geçmişte adı “şehremaneti” yani şehir emaneti, belediye başkanlarının adı da “şehremini” yani şehir emini idi. Şehir onlara emanetti. Bu emanete hıyanet edcekleri hiç ama hiç akla gelmezdi...

Haberin Devamı

Silivri mektubu
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Silivri’den bir mektup göndermiş. Kendisinden Ulusal Kanal’la ilgisi nedeniyle “Ulusal Kanal’ın Patronu” diye söz etmiştik. Perinçek “İşçi Partisi Genel Başkanı” olduğunu anımsatıyor... Şöyle devam ediyor:
“Hayatımda hiçbir şirketin veya girişimin patronu olmadım; bundan sonra da olmam. Sermayem, hissem, kıymetli kağıdım, banka hesabım, taşınmazım yok. Olmayacak da. 10 bin kadar kitabım ve elli yıldır geliştirdiğim bir arşivim var, o kadar...”
Sözü geçen yazı basın özgürlüğü ile ilgiliydi. Doğu Perinçek siyasi özgürlüğün de parlak olmadığına işaret ediyor:
“1973 seçiminde hapisteydim, 1977 seçiminde aranıyordum, 1983 seçiminde hapisteydim, 1987 seçiminde yasaklıydım, 1991 seçimi öncesinde, sansür- sürgün Kararnamesi uyarınca Diyarbakır hapishanesine atıldım. 1992 yılında Genel Başkanı olduğum Sosyalist Parti kapatıldı, 1999 seçiminde Haymana hapishanesindeydim, 2009 Yerel Seçimlerinde Silivri Toplama Kampındaydım, 2011 seçimine gidiliyor, yine Silivri’deyim. 1973 yılından bu yana on genel seçim yapılmış; yedisinde hapisteyim veya yasaklıyım...”
Mektup bir siyasi soruyla noktalanıyor: Düzen karşıtı siyasal partilere özgürlük olmadan, demokrasi olur mu?

Haberin Devamı

Ülkenin gündemi ağlamak ya...
Bir Fransız Sözü:
“Kadınlar kendilerini başkasının görmeyeceği yerde ağlamaz. Anneler hariç”

İdam
12 Eylül döneminde pek çok idamlık mahkûmun avukatlığını yapan avukat Ali Rıza Dizdar dün Odatv.com’a ilginç bir anısını nakletti. O günlerde idam mahkûmu ailelerle birlikte siyasi partileri dolaşarak destek isteyen Dizdar, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da makamında ziyaret ediyor. İdam cezasının kaldırılması için destek istiyor. Bu isteğe Tayyip Erdoğan’ın cevabı:
- Hayır efendim, ne demek idam cezalarının kaldırılması... Biz kısmet olur da iktidar olursak Fatih Sultan Mehmet kanunlarını getireceğiz. Düzenin kurulması için idam cezalarının devam etmesini sağlayacağız. Daha da artırarak...
Dizdar soruyor:
- Yani Fatih Sultan Mehmet kanunlarını getirirken kardeşin kardeşi katletmesi vaciptir mi diyeceksiniz?
Cevap: “Evet”...

Haberin Devamı

Normalde dünyanın her yerinde üzülüp ağlayanlar, yanındaki dostları tarafından teselli edilirler... Bizdeki gibi ağlayanın alkışlandığı başka bir yer var mı acaba?
* * *
Soru: Referandumda “hayır” çıkarsa ne olur?
Yanıt: Halkımız Recep Bey’in gözünün yaşına bakmamış olur...
Haldun Ertem

Sokak
Dün “Özgürlük çıkmazı” başlıklı yazımızda Yeniköy’de Özgürlük sokağının kapatıldığını, mahallenin çok zor durumda kaldığını yazdık. Sokak şahsa ait tapulu bir arsa üzerinde açılmış olup, arsanın yeni sahibi tarafından geçişe kapatılmıştı.
Sarıyer Belediyesi yaptığımız çağrıya yanıt olarak bir açıklama gönderdi:
- Özgürlük Sokak’ın olduğu yer Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde kaldığından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün yetki alanındadır.
- Açılması istenen yol İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin gündeminde olup, plan tadilatının onaylanması halinde anılan yol güzergâhı açılacaktır.
Not: Mahalle sakinleri ise Sarıyer Belediyesi’nin sokağı açmak için bir şeyler yapabileceğinde ısrarlı... Başkandan randevu bekliyorlar.

Bülent Arınç, “Hiç kimse Başbakanı samimiyet testine tutmamalı” demiş.
Niye? Samimiyetsizliği ortaya çıkar diye mi?
* * *
ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Ricciardone, “Türkiye küresel oyuncu” demiş.
Oyuncu değil de gerçeği söyleyip oyuncak dese ayıp olurdu!
Fahrettin Fidan

İktidara yaranmak için her türlü rezilliği yapan bir yalakanın iki hafta önceki satırlarına cevap verip vermeyeceğimizi sorar okurlarımız.
Bu sütunu kirletmek yerine o kişiyi avukatlarımıza havale ettik. Bilginize...