Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Erdoğan, 9 hükümet eskiten, Antalyayı Alanyaya bağlayan 135 kilometrelik yolu açtı. 288 trilyon lira harcanan yolda Mercedes makam arabasını kullanan Erdoğan, bakanlar Zeki Ergezen, Abdülkadir Aksu ve Vali Alaattin Yükseli bir süre gezdirdi."Peki, ne mi var bunda? Söyleyelim. Başbakanın bu yaptığı resmen suç! Çünkü Taşıt Yasasına göre, Başbakan değil Cumhurbaşkanı da olsa hiçbir makam sahibi makam arabasını kendisi kullanamaz. Sadece şoförü kullanır.Haydi diyelim Başbakan yasayı bilmiyor. Ya yanındaki Vali ve İçişleri Bakanı? Yasa yapanlar, ülke yönetenler yasalara saygı göstermezse, başkalarının göstermesini nasıl beklerler? Dünkü Hürriyette bir fotoğraf... Başbakan Erdoğan makam arabasının direksiyonunda, altında şu yazı: Atatürk, 10 binin üzerinde kitap okumuş. Biz hâlâ kitap okumadan Atatürkün izinden gidilebileceğini ispata çalışıyoruz. Siyasi hayatta başarısızlığa uğrayan başbakanlar ne yapar? Bazıları ders vererek acılarını hafifletmeye çalışıyor... Örneğin Mesut Yılmaz, sık sık konferanslarda ders veriyor... İspanyanın eski Başbakanı Jose Maria Aznar da Amerikan üniversitelerinde ders veriyor... Ancak bu derslerin 5 - 10 dakikalık bölümleri İspanya televizyonlarında eğlence programlarında gösteriliyor. Çünkü Aznarın İngilizcesini duyanlar "gülmekten" yerlere yıkılıyor... Mesut ve Aznar Adalet Bakanı Çiçek, yolsuzluk suçlamasından yargılanmayı bekleyen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdille ilgili konuşmuş."Askerler, hangi rütbede olursa olsun ayrım yapmadan silah arkadaşlarını yargının önüne çıkarmışlar... Bu dava TSKnın yargıya olan güvenidir. Bu dava herkese, hepimize örnek olsun."Temenni güzel de... Bu davanın siyasetçilere örnek olması için önce dokunulmazlıkların kalkması gerekir. Sayın Çiçek onu bilmiyor mu? Darısı siyasetçiye! Koç Özel Lisesi öğrencileri Atatürkçü Düşünce Kulübü kurdular. Bir de dergi çıkarıyorlar. Derginin içini görmedik ama adı harika: "Horlayış - Uyuyan Halkın Sesi" "Türbana Özgürlük" isteyen eylemciler 45 gün önce Şanlıurfadan yola çıktılar, birkaç gün önce Ankaraya geldiler. Abdi İpekçi Parkında çadır kurdular, günlerce imza topladılar. Polis eylemcilere demokratik davrandı, müdahale ne kelime, aksine korumaya aldı.Öğretmenler; sendikaları Eğitim - Senin kapatılması istemini protesto etmek için Ankaraya gitmek üzere önceki gün Kadıköyde toplandılar. Eylemci sayısının birkaç katı polis müdahale etti, öğretmenler tekme - tokat dövüldü. İşte tarafsız yönetim, işte demokrasi, işte insana saygı! Standart farkı! Dün akşama doğru Brükselden kimi olumlu haberler geliyor. Kimi televizyon kanalları akşam haberlerinde Türkiyenin itiraz ettiği noktaların çözümlendiğini bildiriyor... Bunlar "İstediklerimizi aldık" havası yayarak verilenleri gizlemeye yönelik haberler olmasın? Konuyu CHP Milletvekili Onur Öymenle konuşuyoruz... Diyor ki:- ABnin son haftalarda dayattığı kimi unsurların ortadan kaldırılması, sevinmemiz için sebep teşkil etmez... Fransa şunu istemişti olmadı. Rumlar bunu istemişti alamadı... Bunlar bizim geri kalan dayatmalara razı olmamızı gerektirmez. Nitekim üçüncü taslakta somut düzelme göremiyoruz.- Sizi memnun edecek mesajlar nelerdir?- Diğer aday ülkeler için nasıl bir karar çıkarıldıysa 17 Aralıkta bizim için farksız bir karar çıkarılmalıdır. Bizim için farklı, kısıtlayıcı unsurlar içeren bir metni kabul edemeyiz. Ucu açık müzakerelerden söz edilirse kabul edemeyiz. Güney Kıbrısın tanınması anlamına gelecek hiçbir ifadeyi kabul edemeyiz.- Özel statü uygulanmayacağı bildiriliyor...- Serbest dolaşımda, tarımda kısıtlamalar konulursa bu özel statü anlamına gelir. Başka ülkelere uygulanmayan kısıtlama Türkiyeye uygulanırsa bu özel statüdür. Bizi koşulsuz olarak tam üyeliğe götürecek bir karar çıkmalıdır. Bu yönde karar çıkarsa en başta biz alkışlarız... m.asik@milliyet.com.tr Brükselden...