Mimar Doğan Hasol, tartışmamız gereken önemli bir siyasi gerçeği hatırlatıyor...
“Eğer bir göreve bir kişiyi seçecekseniz mutlaka iki turlu seçim yapmanız gerekir...”
Böylece bir adayın en az yüzde 50 oyla göreve gelmesi sağlanır.
Bu sistemde... Adaylardan herhangi biri yüzde 50 oyu ilk turda bulursa seçilir... Eğer bulamazsa ikinci tur yapılır. İkinci turda yüzde 50’nin üzerinde oy alan aday ipi göğüsler.
Böylece seçmen iki kez düşünmüş olur. Seçilen kişi seçmenlerin en az yarısını temsil eder.
Bizde ne oluyor? Bazen bir aday bir veya birkaç oyla seçiliyor. Bazısı yüzde 25 - 30 oyla ipi göğüslüyor. Seçmenin yüzde 70 - 75’inin benimsemediği bu aday 5 yıl görev yapıyor... Bu durumun akılda kalan örneklerinden biri Tayyip Erdoğan’dır.
Tayyip Erdoğan 1994 seçiminde oyların sadece yüzde 25’ini almıştı... O seçimde İlhan Kesici (ANAP) % 22, Zülfü Livaneli (SHP) % 20, Bedrettin Dalan (DYP) %15,5, Necdet Özkan (DSP) yüzde 12,3 aldılar... Erdoğan halkın 75’inin oyunu almadığı halde İstanbul Belediye Başkanı oldu... Seçim iki turlu olsa Erdoğan ve Kesici ikinci turda kapışacak, yüzde 50’nin üzerine hangisi çıkarsa o başkan seçilecekti... Sonuç seçmen iradesini daha iyi yansıtacaktı.
İşte CHP?2014!
Kemal Bey 4 yıl önce CHP genel başkanlık koltuğuna otururken türbana yeşil ışık yaktı, üniversitelerden başlayan türban özgürlüğü ilkokullara ve kamu kuruluşlarına kadar indi...
Laikliği delen her adım karşısında susuldu. Bahane hep hazırdı: Bize dinsiz demesinler. Hesapça “CHP dinsiz parti” imajı silinecek böylece mütedeyyin kesimden oy alınacaktı.
Barış süreci adı verilen PKK’nin Güneydoğu’ya yerleşme ve devletleşme sürecine de baştan itibaren yeşil ışık yakıldı. “Terörle müzakere edilmez mücadele edilir”, ilkesi terk edildi. TSK’nin Ergenekon ve Balyoz sürecinde hapsedilmesine yeşil ışık yakıldı. Bahane; CHP’ye darbeci demesinlerdi...
CHP sözde statükocu, laikçi, askerci, darbeci, Atatürkçü nitelikleri yüzünden oylarını artıramıyordu. Bu iddiayı öne sürenlerin CHP’nin dostu mu düşmanı mı olduklarına bakılmadı. Tavsiyelerine kulak verildi. Parti kendi özünü terk edip dinci ve etnik milliyetçi kesimlere doğru açılımlar yaptı... Sonuç?
Ne muhafazakar Konya veya Kayseri’de geçen seçimden daha çok oy alabildi CHP, ne Diyarbakır ve diğer Güneydoğu illerinden.
Laik cumhuriyetçilerin ağırlıkta olduğu Artvin, Ordu, İzmir, Antalya, Mersin ve Trakya’da oy kaybetti.
Sonuçlar “Yeni CHP” projesinin de iflası oldu.
SORU:?Acaba bu iflas yeni yönetimin yanlış hesapları ve zafiyetinden mi kaynaklandı? Yoksa Yeni - CHP’yi dizayn edenler böyle mi olmasını istediler?
Ne olursa olsun CHP’yi yönetenlerin istifayı düşünme vakti gelmiştir...
Bu kafa ve kadroyla cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimde daha iyi bir sonuç mümkün değildir.
ANA
Reyhanlı’da 53 vatandaşımızın canına mal olan bombalı saldırıya rağmen oyların AKP’ye gittiğini dün kaydettik... Ateş hattındaki Yayladağ’da da AKP kazandı... Sonuçlar savaşın ticareti canlandırmasına bağlanıyordu... Bir dostumuz bize Brecht’in “Cesaret Ana” oyununu anımsattı... Cesaret Ana savaşta ekonominin iyileşeceğine, satışların artacağına inanır. Savaşı destekler. Ama çocuklarını tek tek savaşa kurban verir. Hepsinin ölüm haberini alır. Oyunun sonunda atlarını dahi kaybetmiş, arabasını kendisi çeken bir cesaret ana görürüz. Ama hâlâ savaştan kâr edeceği ümidindedir. Reyhanlı ve Yayladağ halkının benzer bir sona uğramamasını dileriz...
Enerji Bakanı Yıldız “Trafoya kedi girdi” diyor.
Elektrik trafosuna sahip çıkamayan bu zihniyet nükleer santrale nasıl sahip çıkacak acaba?
Gülhan Elmas
SÜREÇ
Vatandaşın oy tercihinde “barış süreci”nin de etkin olduğu yorumlarda belirtiliyor. İyi de barış süreci nedir?
BDP genel başkan yardımcılarından Hamit Geylani, “çözüm”den ne anladıklarını şöyle açıklıyor:
“Bugün değil yarın, Kandil’dekiler de buraya gelecekler toplumsal yaşama, sosyal yaşama, siyasal yaşama katılacaklardır. Belediye başkanı da milletvekili de bakan da olacaklardır. İşte barış süreci, bütün seçimler bunun içindir.”
Buyrun size BDP’nin Barış Süreci tanımı...
Şunun etraflı bir tanımı yapılsa da millet girdisini çıktısını öğrense bakalım ne diyecek?
KİLİSE
“Yeterince hırsızlık yaparsan çaldığın paralarla seni ‘Aziz’ ilan edecek bir kilise satın alabilirsin.”
De Lautreamont
“Geçmiş geleceğe ışık tutmuyorsa, akıl karanlıklar içinde yürümeye başlamış demektir.”
Alexis de Tocqueville
