Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Parası ve fiyakası çok olanın haksız da olsa haklı çıkması gerekiyorsa... Para adaletsizlikten kazanılıyorsa... Halk küreselleşme ya da piyasa adı altında soyulacaksa... Adalet karambolden para kazananların işine gelmiyorsa... Elbet böyle olacaktı... Elbet Adalet Bakanlığı’na bütçenin yüzde 1’inden az para ayrılacak, elbet yargının adalet dağıtması için değil, dağıtmaması için düzen kurulacak, elbet sistem bugünkü gibi felç olacaktı...
Hükümete bakarsanız son skandalda suçlu Yargıtay... Hukukçular diyor ki, iktidar partisi bir kanun yapmayı beceremezse Yargıtay ne yapsın? Tutukluluk sürelerine ilişkin yasa üç kez 2’şer yıl ertelendikten sonra nihayet geçen hafta yürürlüğe sokuldu. Skandal patladı. Kanlı katiller sokakları doldurdu. İktidar partisi bu sahneyi bir türlü öngöremedi.
Batı ülkelerinde ceza davaları birkaç celsede biter... Bizde 10 yılda bitmiyor.
Avukat Hüseyin Ersöz:
- Beşiktaş mahkemeleri en erken 4 ay sonrasına gün veriyor, diye konuşuyor.
Mahkeme TÜBİTAK veya Adli Tıp’tan bir rapor istemeye kalksa o raporun gelmesi 1 yılı buluyor.
Bu dertler ve sorunlar yıllardır dile getiriliyor. İktidar oralı değil. Binlerle ölçülen yargıç açığı var. Son yıllarda yargıç sınavları ikide bir iptal ediliyor. Çünkü Bakanlık sınavda katakulli yapıyor. Böyle yapınca Danıştay sınavları iptal ediyor. Yargıç açığı büyüyor.
Hukukçu dostlar iktidarın şimdi de suçu Yargıtay’a yıkarak bu kurumun içinde kendine bağlı daireler oluşturma taktiği izlediğini söylüyor. Koyun can derdinde kasap pardon iktidar kadrolaşma derdinde. Bu kafayla hangi soruna çare bulunur?

Haberin Devamı

Zaytung.com...
Bu isimde bir internet sitesi var; zaytung.com... Günlük haberleri daha güzelleştirerek veriyorlar.. Hayli eğleniyoruz okurken.. Mesela:
“... Kanseri yendikten sonra eski popülerliğinden uzaklaşan ünlü bisikletçi Lance Armstrong, tekrar kanser olabilmek için hazırlıklara başladı.”
“...Doğum gününü sevdikleriyle beraber kutlamak için geçtiğimiz cumartesi akşamı saat 20: 00 civarında Göztepe’den Taksim istikametine doğru taksiyle yola çıkan Figen Derinsöz (29) ve bindiği taksinin şoförü Yılmaz Sehim (31), köprü trafiğindeki uzun beraberliklerini evlilikle noktalama kararı aldılar...”
“... 2006 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve o yıl kabinede yer alan Abdülkadir Aksu, Nimet Çubukçu gibi bakanların nikâh şahitliği ile dünya evine giren Cahit-Esra Kamberoğlu çiftinin bir süredir ayrı yaşadıkları, devlet büyüklerine ayıp olmasın diye bir türlü boşanamadıkları ortaya çıktı...”
“...Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’de ileri demokrasiye geçiş mücadelesini anlatmak için önümüzdeki hafta Ege Üniversitesi’ni ziyaret edeceği haberi, üniversite camiası tarafından endişeyle karşılandı. Konuyla ilgili olarak rektörlükten yapılan açıklamada, Başbakan’ın daha önceki demokrasi ve ifade özgürlüğü temalı konuşmaları sırasında yaşanan birtakım talihsizlikler yüzünden yaklaşık 20 kadar üniversite öğrencisinin çeşitli hapis cezalarına çarptırıldığı hatırlatılarak, öğrencilerden o gün çok çok önemli bir işleri yoksa okula gelmemeleri ve hatta kampüs civarında bile dolaşmamaları istendi.”

Haberin Devamı

Balbay
Silivri Cezaevi’nde 673 gündür tutuklu bulunan meslektaşımız Mustafa Balbay adına yarın (8 Ocak Cumartesi) saat 13.00’te bir etkinlik düzenlenecek. İstanbul’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan etkinlikte Bekir Coşkun, Yazgülü Aldoğan ve Hikmet Çetinkaya konuşmacı olarak yer alacak. Tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter ise, Balbay’ın yazdığı mektubu okuyacak.
Mustafa Balbay’ın “Silivri Toplama Kampı / Zulümhane” adlı kitabı da gazeteciler tarafından imzalanacak.
İmzaya katılacak gazetecilerin isimleri şöyle: Mustafa Mutlu, Yalçın Bayer, Orhan Erinç, Mine Kırıkkanat, Ümit Zileli, Zeynep Oral, Alev Coşkun, Orhan Bursalı, Ataol Behramoğlu, Oray Eğin, Enver Aysever, Melih Aşık...

Haberin Devamı

Soru: Yandaş basının Hizbullah tahliyesini ciddiye almaması neyi gösteriyor?
Yanıt: Onlar için bu memlekette Ergenekonculardan başka tehlikeli insan olmadığını...
Haldun Ertem

TRT sınavında “ahret soruları” sorulmuş.
Ahirete yönelik yayınlardan geçilmeyen bir kurum için son derece normal!
Fahrettin Fidan

Topkapı
Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü’ne 5 ay önce getirilen Yusuf Benli Zaman gazetesinin sorularını yanıtlarken bir yandan da eğleniyor... Kendisinin hukuki olarak tek yetkili olduğunu İlber Ortaylı’nın vekâleten başkan statüsünde bulunduğunu söylüyor. Kendisine soruluyor:
- İlber Bey ne yapıyor?
Cevap:
- Misafirleri ağırlıyor.
- Örneğin misafirler için ikramlık alınacak. İlber Bey lokum diyor, siz akide şekeri... Hangisi alınır?
- Akide şekeri.
Yusuf Benli, Başkan Ortaylı ile resmen dalgasını geçiyor. Gazeteciler olup bitene ne dediğini sormak için Benli’nin amiri Müzeler Genel Müdürü’nü arıyor. Genel Müdür telefona çıkmıyor. İlber Ortaylı kendisinin bağlı bulunduğu Kültür Bakanı Günay’ı telefonla arayıp görüşmek istediğini bildiriyor. Bakan Günay üç gündür geri dönmüyor.
Bu ciddiyetteki bir yönetim Topkapı Sarayı Müzesi’ni nasıl yönetir? O müzenin akıbeti ne olur? İnsan düşünmek bile istemiyor.

Polis devleti olduğumuz nereden belli?
Üniversitelerimizde 987 öğrenciye 1 profesör, 1372 öğrenciye 1 doçent düşerken, 1 öğrenciye 10 polis düşüyor...
Gülhan Elmas

Eğitim bir insanın diktatör olmasına değil, önder olmasına yarar...
Lord Brougham