TRT’nin yeni yasası TBMM’de kabul edilerek Cumhurbaşkanı’na gönderildi...
Yeni yasa, gerek TRT içinde, gerekse kamuoyunda hiç tartışılmadan geçti Meclis’ten...
Yasa ile sözde TRT’nin yeniden yapılandırılması ve Anaya’sada tanımlanan özerkliğe kavuşması öngörülüyor...
Ne var ki, maddeler okununca esas amacın TRT’yi iktidara bağlamak ve iktidarın istediği biçimde kadrolaştırmak olduğu açıkça görülüyor...
Misal... Yasanın 1’inci maddesinde TRT’nin özerk ve tarafsız olduğu belirtilirken, 3’üncü maddesinde yapılan düzenleme ile kurum adeta hükümete bağlanıyor. Bu düzenlemeyle kurumun en yüksek karar organı olan yönetim kuruluna iki genel müdür yardımcısı üye olarak giriyor... Her iki genel müdür yardımcısı Bakanlar Kurulu tarafından belirleniyor. Gerektiğinde Bakanlar Kurulu tarafından değiştirilebiliyor.
Siyasetin etkisinden uzak olması gereken TRT, bu düzenlemeyle aksine, biraz daha hükümetin kontrolüne girecektir.
Halkın vergileriyle çalışan... Halka tarafsız şekilde hizmet etmesi gereken TRT şimdiden iktidarın borazanı olmuşken.. Yeni yasayla kuşkusuz daha da pervasız bir propaganda aracına dönüşecek... Halk kendi vergileriyle vurulacak. Demokrasinin ve TRT’nin “Kamuoyunun serbestçe oluşması” ilkesinden biraz daha uzaklaşacağız... Kimin bunu yapmaya hakkı var?
Olli Rehn’in Futbol Federasyonumuz tarafından Türkiye-Portekiz maçına davet edilmesi AB’de sorun olmuş.
Adamlara bakın, iktidarın minnet duygusunu simgeleyen bir maç davetini bile rüşvet gibi görüyorlar...
Avrupa’daki güven vermeyen liderler sıralamasında Erdoğan açık arayla önde gidiyormuş...
Son kullanma tarihi doldu demek...
Haldun Ertem
Layığımız nedir?
AKP’nin savunmasında şöyle deniyor: “Partimizin anlayışına göre laiklik bir yaşam biçimi değildir. Laik devlet tüm yaşam biçimlerini bir arada barış içinde yaşatır.”
Nilgün Cerrahoğlu, Abdullah Gül’le, 1995 seçimleri arifesinde yaptığı bir söyleşiyi aktardı geçenlerde... Gül kafalarındaki yaşam biçimini açıklıyor:
“Düzen Türkiye’de İslamı caminin içine hapsetti. Biz İslamı hayat tarzı olarak görmek istiyoruz...”
Gündelik hayatı, kendilerini din adına kural koymaya yetkili sayan kişilerin arzu ve buyruklarına göre yaşamak... İstek bu...
Teksatir.com.tr
İnternet dünyasına yeni bir site katıldı: “www.teksatir.com.tr” adresli site her gün üç konuda “doğru ve çarpıcı bilgi” verme iddiasını taşıyor... Dün gözümüze çarpanlar:
- Amerikalı ünlü sinema oyuncusu Charlton Heston, öldüğü zaman bütün dünyada “Ben Hur filminin kahramanı” olarak anıldı. Oysa bu kahraman, son yıllarını “Amerikan Tüfek Birliği” başkanı olarak geçirmiş ve bütün ülkede silah kullanma propagandası yapmıştı.
- Yunan askerlerinin “Fustanella” adlı geleneksel beyaz pilili eteğindeki 400 adet pilinin, 400 yıllık Türk işgalini simgelediğini bilir misiniz?
Mucize Adam
Bizim Milli Takım’la ilgili en güzel değerlendirmeyi Haluk Şahin dostumuz yaptı. Okuyalım:
“Doğrusu ya, ben Milli Takım’ın son başarılarının Fatih Terim sayesinde mi, yoksa Fatih Terim’e rağmen mi olduğunu kestiremiyorum. Son zamanlarda ona yönelik eleştirilerin çoğunun haklı olduğu sonradan ortaya çıkıyor. Portekiz maçında Türkiye’nin en büyük yıldızı olduğu anlaşılan Arda’yı niçin oynatmadı mesela? Bugün mumla aradığı Yıldıray’ı niçin takımdan kesti? Hamit’i ve Nihat’ı tüm uyarılara rağmen niçin hep yanlış yerlerde oynattı? Takım kaptanlığını ve yönlendiriciliğini niçin bitik ve vukuatlı Emre’ye verdi? Dikkat ettiniz mi, bizim takım, maçların sonlarında, Terim’in planını aşıp ‘Arş yiğitler vatan imdadına’ bölümünde iyi oynuyor!”
* Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısına İzmir Gazeteciler Cemiyeti karşı çıkıyor...
Ne ilgisi var ihale ile gazeteciliğin derseniz...
Çünkü tasarı, yerel gazetelerde yayımlanmakta olan ihale ilanlarının yayım zorunluluğunu
kaldırmakta, aynı ilanların internet ortamında duyurulmasını öngörmekte...
Kadir’e sığınma!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, belediye çalışmalarını kamuoyuna aktarmak amacıyla dört yıldır “İstanbul Bülteni” adlı bir dergi çıkardığını... Her ay 150 bin adet basılan dergide belediyenin çalışmalarından çok Başkan Kadir Topbaş’ın fotoğraflarına yer verildiğini... Topbaş’a yapılan (ya da Topbaş’ın kendisine yaptırdığı) bu kıyağın belediyeye yıllık faturasının 1 trilyon 370 milyar lira olduğunu dün dile getirmiştik. CHP Milletvekili Gaye Erbatur ekliyor:
“TBMM’den bir yasa geçti. Bu yasayla nüfusu 50 bin ve daha fazla olan belediyelere kadın sığınma evleri açma zorunluluğu getiriliyor. Seçim bölgem Adana başta ve CHP’li belediyeler öncelikli olmak üzere pek çok belediye yasanın bu emrini yerine getirerek kadın sığınma evleri açtılar. Sonra da devlete devrettiler. Belki inanmayacaksınız ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yasanın bu amir hükmüne karşın hâlâ sığınma evi açmış değil.”