Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere - Yahu meğerse Erdal İnönü aynı zamanda çağımızın Nasrettin Hoca'sıymış...Diyordu notunda.. Galiba öyle... Erdal Bey'in espri yönü hayli güçlüydü. Onu sonsuzluğa birkaç esprisini daha anarak uğurlayalım...* * *Erdal Bey'e bir gün, sıcak bakmadığı halde siyasete neden girdiğini sorarlar. Yanıt mütevazıdır:- Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!* * *Bir Anadolu turunda seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey'e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.Erdal Bey cevap verir: "Dur, ölme. Bir oy bir oydur."* * *Erdal Bey bir gün İstanbul'da taksiye binmiş. Şoför:"Sen ne kadar Erdal İnönü'ye benziyorsun" demiş."O benim" diye cevap vermiş Erdal Bey...Şaşırmış taksi şoförü..."Yahu" demiş, "...birisi daha var. Harbiye'nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü..."Erdal Bey hiç istifini bozmamış:"O da benim!"* * *SHP Genel Başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun "Bir şey almak ister misiniz, efendim?" sorusuna şöyle yanıt verir:- Teşekkürler, biz birbirimizi yiyeceğiz... Erdal İnönü esprilerinin lezzetine yeni varan bir okurumuz: Rice, PKK'ya karşı Türkiye ve ABD'nin ortak mücadelesinin "iki katına çıkarılacağı" güvencesi vermiş. Olmayan şey nasıl iki katına çıkarılacaksa... Profesör Utkan Kocatürk, geçmişin ünlü fikir adamlarından Prof. İsmail Hakkı Baltacıoğlu ile evinde röportaj yapıyor... Bir ara içeriden ani bir çocuk çığlığı duyuluyor... Baltacıoğlu içerideki odaya koşuyor, dönüşte diyor ki:- Çocuklar duvarda büyükçe bir örümcek görüp korkmuşlar. O nedenle çığlık atıyorlar. Şimdi gel de söyleme...Okulda çocuğa örümceğin kaç bacağı olduğunu, ağzını, burnunu, her bacağın kaça ayrıldığını öğretirsin. Ama çocuk örümcek gördü mü ne şekilde davranacak onu öğretmezsin. Bu nasıl öğretim, bu nasıl eğitimdir?Röportaj 1950'lerde yapılmış... Değişen çok şey var mı? Örümceğin bacağı Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorumNe büyük nimet olduğunu ah ey güzel günBoş yere üzülmekte mana yok, anlıyorumKadrini bilmek lazım artık her açan gülün Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum Tarancı'dan... KESK, TTB ve TMMOB tarafından dün Ankara'da gerçekleştirilen, "Özgür, Demokratik ve Eşit Türkiye" mitinginde ilk dikkati çeken, alana girişleri anons edilen örgüt ve şube sayısı ile alandaki kalabalık arasındaki uyumsuzluktu. Anons edilen örgütlerle şubelerin sayısı yüzlerce olmasına karşın alandaki kalabalık taş çatlasa 20 bin kişiydi...Gerek sloganlarda gerekse yapılan konuşmalarda bol bol "Barış", "Özgürlük" "Kardeşlik", "Savaşa hayır", "Irkçılığa hayır" vardı. Olmayanlar ise savaşı kimin çıkardığı... Kiminle kimin arasında olduğu, ırkçılığı kimin yaptığı, halkların kardeşliğini kimin, kimlerin bozmak istediği...Amerika'nın en büyük terörist ülke olduğu, Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdiği dile getiriliyor ama bölgede maşa olarak kullandığı PKK'ya ilişkin en küçük bir eleştiri nedense yapılmıyor. "Şovenizm" ve "Milliyetçi hezeyanlar"ın barış, kardeşlik için en büyük tehlike olduğu vurgulanıyor. Ama bunları kimin yaptığı, bunlara kimin kapıldığı açıkça söylenmiyor. İma edileni anlamak ise çok zor değil, bunu yapanlar sadece teröre karşı sokaklara dökülen Türk halkı. Provakosyonlara gelinmemesi çağrısı yapılıyor. Son günlerde Kürtlere ait kimi işyerlerini talan eden çapulcular haklı olarak kınanıyor da başta Leyla Zana olmak üzere kimi DTP'lilerin provokatif eylem ve söylemlerinden nedense hiç söz edilmiyor. Adeta bir DTP mitingi izleniyor. Mitingin dikkat çeken bir başka özelliği de alanda hemen hiç Türk bayrağı olmaması. Miting... ABD'nin Ortadoğu'da üs amacıyla kurduğu Kürdistan'ın devlet başkanı, Türkiye'yi açıkça tehdit ediyor. Normaldir! Kornaliza Rays basıyor, Borazani ötüyor... m.asik@milliyet.com.tr