Milliyet’in pazar günkü manşeti: “Sınır ötesi ticari operasyon”
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan başkanlığında 200 Türk işadamı yatırım ve ihracat için Kuzey Irak’a gidiyormuş...
Tam TÜSİAD üyeleri neden sürekli akıl veriyor da Güneydoğu’ya yatırım yapmıyor, derken... Güneydoğulu işadamları da dahil ülkenin sermaye sınıfı hükümetin öncülüğünde yatırım ve ihracat için Kuzey Irak’a seyahate hazırlanıyor.
Hükümetin terörü durdurmak için tek şansının Irak hükümetine “Teröristleri topraklarınızdan atın yoksa biz müdahale edeceğiz” şeklinde ültimatom vermek olduğunu, ancak bunu bir türlü yapamadığını kaydetmiştik. Ültimatom veremiyor çünkü parasal çıkarlar öncelik arz ediyor. Sert önlemlerle terörü önlemek yerine taviz vermek kolayına geliyor tuzu kuru sermayenin... O yüzden televizyon ekranlarında her gece taviz provaları yapılıyor; İmralı ile konuşalım... Anayasa’yı değitirelim... vs..
Apo’yu Suriye’den çıkarabilmek için ne yapmıştık?
Suriye’ye:
- Öcalan’ı oradan çıkarana kadar sizinle bütün ilişkileri askıya alıyoruz, terörden başka bir şey konuşmayacağız, demiştik...
Şimdi o hava gözlenmiyor... Barzani’nin iş ikramları Türkiye’yi uyutuyor.. Göz boyuyor...
Başbakan Erdoğan dün “PKK Kuzey Irak’ı ele geçirmiş” diye bir söz sarfetti. Günaydın...
E o zaman?
Kuzey Irak’ta para peşinde koşmak yerine daha önce PKK’nın peşine düşüp terör örgütünü etkisizleştirmek gerekmiyor mu?
Maç yorumu
İngiliz gazetesi “The Daily Telegraph” Almanların 4 - 1 galibiyetiyle biten Almanya - İngiltere milli maçını şöyle yorumladı:
“Eğer İkinci Dünya Savaşı’nda İngiliz ordusu İngiliz futbol takımı gibi mücadele etmiş olsaydı bugün tüm İngiltere Almanca konuşuyor olacaktı.”
Said isyanı...
Şeyh Said için Diyarbakır’da anma etkinlikleri düzenleniyor. 85 yıl önce Cumhuriyet Türkiye’sine karşı ayaklanan (ve anlaşılan bu yüzden saygı gören) Şeyh Said, bu yıl BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) tarafından da anılıyor. Şeyh Said 1925 yılında feodal çıkarlar adına emperyalizmin desteğinde ayaklanır. İngiltere, Şeyh Said’i Türkiye’nin Musul mücadelesindeki direncini kırmak için destekler. Kürtlerle ilgili araştırmaları yüzünden ömrünün 17 yılını hapiste geçiren İsmail Beşikçi, “Kürt Toplumu Üzerine” isimli kitabında şunları anlatır:
“1925’te Şeyh Sait ilk kurşunu sıktığı zaman, kendisine birkaç gün sonra İngiliz silah fabrikalarından çeşitli kataloglar geldiğini hatırlatalım. Bu bakımdan isyan hareketlerinin ulusal yönünü çok iyi kavramak gerekir. Aslında tamamen emperyalizmin oyunları ile sahneye konulan ve kışkırtılan bu hareketlerin ulusal bir temeli yoktur...”
SOL internet sitesinde, Öcalan’ın da İmralı’da yargılandığı sırada Şeyh Said’in İngilizler tarafından kullanıldığını belirttiği anımsatılıyor.
NOT: Bizim ödediğimiz maaşlarla TBMM’de siyaset yapan BDP’nin ne kadar barışçı ve sevecen bir parti olduğunu, Şeyh Said, Dersimli Seyyit Rıza, Abdullah Öcalan gibi barış ve sevgi adamlarını desteklemesinden de anlayabilirsiniz!
Sayaç...
Ankaralı gazeteci arkadaşımız Rahmi Yıldırım, suyu tasarruflu kullanmak için olağanüstü bir dikkat sarf ettiğini yazıyor notunda. Ama ne çare. Soyulmaktan kurtulamıyormuş.
Son üç faturada toplam 90 TL ödemiş. Faturayı incelemiş... Bu bedelin sadece 14 lira 22 kuruşu su bedeliymiş.
Geri kalan miktar bakım bedeli, sayaç kirası, KDV vs...
Aynen telefon soygunu gibi... Bu da su soygunu..
Rahmi Yıldırım:
- Akıllı sayaç dedikleri bu olsa gerek, diyor...
Yani, tüketiciyi aptal yerine koyan sayaç...
Obama, ABD’nin maçı nedeniyle Tayyip Erdoğan’la görüşmesini bir saat ertelemiş.
Daha kötüsü olabilir, görüşmeyi maçı izlerken de yapabilirdi!
Fahrettin Fidan
Duyar
Sabancı Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde konuşan Mütevelli Heyet Başkanı Güler Sabancı sözü bir ara PKK terörüne getirerek şöyle diyor:
“Yaşamını yitirenler bizim gençlerimizdir.”
Böylece PKK’lı teröristlerin de bizim çocuğumuz olduğunu anımsatıyor.
AB’den sorumlu Bakan Egemen Bağış benzer sözler söyledi geçenlerde.
Bu ülkenin bütün çocukları elbet bizim çocuğumuzdur. Ancak öldürmeye gelen ile şehit olanı bir mi tutacağız?
Güler Hanım’a soralım:
- Amcanız Özdemir Sabancı’yı işyerindeki odasını basarak öldüren Mustafa Duyar ve Fehriye Erdal için de “bizim gençlerimiz” demiş miydiniz? Mustafa Duyar öldürüldüğünde üzülmüş müydünüz?
Teröristi kınamak yerine şefkat göstermenin faydası mı olur zararı mı?
CIA Direktörü Panetta itiraf etmiş: “Usame Bin Ladin’den yıllardır haber alamıyoruz.”
Merkeze haber vermeden ya istifa etti ya da emekliye ayrıldı o zaman...
Haldun Ertem
Keka...
Eli kanlı örgütün adını nasıl telaffuz edeceğiz?
Pekaka mı,
Pekeke mi?
K harfi “ke” diye okunduğuna göre...
Doğru telaffuz Pekeke’dir.
Ne var ki dilimize Pekaka daha uyumlu geliyor
Mesela doğrusu Cehepe olduğu halde Cehape diyoruz.
TSK’nın doğrusu Teseke olduğu halde Teseka demekteyiz.
Pekaka dile uygun. Ama doğrusu Pekeke...