Tren restoranlarında bir bölüm sigara içmeyenlere ayrılmıştı... TCDD'nin yeni yönetimi tren personeline el altından emir verdi:
"Sigara içilmeyen bölüme içki servisi de yapmayın"...
Bu yazılı olmayan emir restoranlarda müşteri ile personel arasında tartışma başlattı... Kimi görevliler tartışmaların uzamaması için müşterilerin isteğini yerine getirmeye başladı. Ve ne oldu biliyor musunuz? İki ayrı seferde, sigara içilmeyen bölümdeki müşteriye içki verdikleri gerekçesiyle 6 lokanta görevlisi pasif göreve alındı. Aylıkları düşürüldü. Bu bilgiyi veren Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Genel Başkanı Fehmi Kutan telefonda dedi ki:
- Başbakan kendi yaşam biçimimizi başkalarına dayatmayacağız demişti... Ne oldu?
***
Yukardaki küçük olay aslında genel gidişatın bir yansıması...
AKP iktidarı bir yandan AB'ye girmeyi çok istermiş gibi davranıyor. Öte yandan başta eğitim olmak üzere tüm alanlarda "İslamlaştırma projesi" uyguluyor. AB ve ABD bu dönüşümü destekliyor. İslam modeli yerleşince Türkiye kendiliğinden AB'nin dışına düşecektir. AB halkları o kılıkta bir Türkiye'yi üyeliğe kabul etmeyecektir... Türkiye Batı'nın bekçi kulübesinde aç ama sadık bir fedai olarak efendileri için çarpışacaktır. Rota budur.
Doğuya giderek Batı'ya varılamayacağını bir an önce görmemiz dileğiyle...
Başbakan Erdoğan, "Geçmişte dini istismar ettik" demiş. Geçmiş de "İmam hatiplerin önünü açacağız" dediği önceki gün...
Kartal'da 9 kişinin ölümüne, 27 kişinin yaralanmasına yol açan tankerin şoförü Cavit Karakaş, 1997 - 2004 yılları arasında tam 42 trafik suçu işlemiş. Hıncal Uluç, İstanbul Trafik Müdürlüğü'nden aldığı sicili yayımladı. Trafik Müdürlüğü bu korkunç sicile rağmen Cavit Karakaş'ın ehliyetini iptal etmemiş. Habaş şirketi bu sicile rağmen Cavit Karakaş'ı tankerin direksiyonuna oturtabilmiş. Tanker ve otobüslerin frenleri, şoförleri vs. gözden geçiriliyor mu? Öyle belirti yok ortada... Yeni felaketler yakındır...
Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu bugün başlıyor, yarın seçimler var. Geçen yönetim kurulunda görev alan Umur Talu, Seçkin Türesay, Cengiz Erdoğmuş, Şakir Süter ve bu sütunun yazarı, kendi isteğimizle görevden ayrıldık. Başkan Orhan Erinç seçime yeni bir listeyle giriyor. Bu listenin bir eğilim yoklamasına dayanmadan masa başında hazırlanmasına tepki duyan kimi arkadaşlarımız da Oral Çalışlar'ın önderliğinde gruplaştılar. Önseçim yaparak bir aday listesi belirlediler...
Gazeteciler Cemiyeti'nin daha dinamik ve demokrat bir yönetime ihtiyacı var. Umarız seçim bu sonucu sağlar...
Tayyip Erdoğan'ın hemen hemen hiçbir toplantısı, hiçbir mitingi olaysız, atışmasız, takışmasız, fırçasız geçmiyor...
Örneğin; Adana Yumurtalık'ta Sugözü Santralı'nın açılışını yapmaya gidiyor. Ondan önce polis ve jandarma harekete geçiyor, santralı protesto için gelen çevrecilerin ellerindeki pankartları topluyor, tümünü gözaltına alıyor.
Bolu'da, "Mudurnu kurtulsun, açlık bitsin", "Mağduruz, kurtar bizi!" yazılı pankartlar da aynı akıbete uğruyor, miting alanına sokulmadan toplatılıyor.
Mersin'de genç bir kız, alana her nasılsa! soktuğu "İş istiyoruz" pankartını açar açmaz Tayyip Bey'den fırçayı yiyor;
"Boşuna pankart açmayın. Devlet artık istihdam kapısı olmayacak."
Kütahya'da yine genç bir kız Başbakan'a, "Sağlık Meslek Yüksek Okulu mezunları işe yerleştirilsin" diye sesleniyor, ardından şu diyalog yaşanıyor.
- Her üniversite mezunu işe alınacak diye bir söz vermedik.
- Bizi kandırıyorsunuz.
- Üslubuna dikkat et! Ben seni muhatap alıp konuşuyorum.
Peki, Tayyip Bey hep böyle aksi, hep böyle huysuz biri mi? Ne münasebet! Örneğin hemen her mitingde kalabalıktan "meslek liselerine haksızlık ne olacak?" diye bir pas geliyor, Başbakan atılan pası alıp bol imam hatip propagandası ile değerlendiriyor.
Bir başka miting sonrası bir genç kız Başbakan'a türban konusunda dert yanıyor. Anlayış görüyor. Sorununa çözüm bulunacağı sözünü alıyor...
Uzun sözün kısası... Başbakan muhalefeti sevmiyor... Tek bir vatandaşın pankart açıp mağduriyet dile getirmesine tahammül edemiyor. CHP'nin "köksüz parti" diye aşağılanması veya Cem Uzan'ın konvoyunun dağıtılması bu bağlamda olağan ama gelecek için tehlike sinyali veren uygulamalar... Yerel seçim sonrasında AKP'nin demokrasiyle köprüleri iyice atacağı söyleniyor. Umarız sadece söylentidir...
Türkiye, ABD'nin planladığı Büyük Ortadoğu Projesi BOP'un starı olacakmış! Gençlerimiz "Pop Star" memleketimiz "BOP star" olma sevdasında...