Türkiye’de ordu vesayeti var mıydı? Vardı... Ordu darbeler yapmış mıdır? Yapmıştır...
Muhtıra vermiş midir?
Vermiştir...
Ordu içinde gizli yapılanmalar oluşmuş mudur? Oluşmuştur.
TSK’nın bir demokrasi ayarından geçmesi gerekir mi? Gerekir.
Ancak böyle bir ayar da demokratik bir idare tarafından demokratik yollardan yapılabilir...
Ordu içindeki disiplinsizlik ve gizli yapılanmalara karşı sivil ve askeri otorite karşılıklı saygı içinde birlikte hareket ederek sonuç alabilir.
Günümüzde yapılan nedir?
Adeta bir sivil - asker savaşı... Sinir harbi... Bilek güreşi...
Şu sırada demokratlığı kuşkulu bir siyasi iktidar emrindeki askeri otorite ile kavga ediyor.
Yandaşlar “Asker vesayetine son veriliyor” diye sevinç çığlıkları atıyor
Vesayete son verme adı altında askerin otoritesi, itibarı, disiplini sarsılıyor...
TSK içinde komuta kademesine karşı saygı aşındırılıyor.
Aynı anda doğal olarak... Binlerce ordu mensubunun siyasi iktidara karşı saygısı ve güveni de kayba uğruyor.
Umulan amaç nedir? Siyasi iktidar TSK’nın sırtını tuşa mı getirecek? Teslim mi alacak?
Yoksa siyaset-asker ilişkilerine çağdaş bir şekil mi verilecek?
TSK’nın savaş gücünü kaybetmesi kimin işine yarar?
Bu ordu yıpratılan yapısıyla dış saldırılara karşı nasıl caydırıcı olacak, nasıl savaş kazanacak?
Bir ülke ve iktidar kendi ordusunu imha ederse, nasıl var olabilecek?
Bize ordu lazım değil mi?
Sıkıya gelince Arap ülkeleri gibi Amerikan ordusuna mı sığınacağız?
Kayseri polisi içki içen vatandaşların fotoğraflarını çekip fişliyormuş.
İçki içenlere “Cesaret ödülü” verecekleri yerde yaptıklarına bak...
Haldun Ertem
Konyalı göreve!
Kayseri Atatürk Stadyumu bundan birkaç yıl önce, “ihtiyaca cevap vermiyor, şehrin daha modern stada ihtiyacı var” gerekçesiyle yıkılmış, maçlar Ankara yolunda inşa edilen yeni statta yapılmaya başlanmıştı.
Eski stadın bulunduğu yerde şimdi hummalı bir inşaat faaliyeti var. Büyük bir alışveriş merkezi yapılıyor. Oysa burası yeşil alan olarak düzenlenebilir, Kayserililere şehrin göbeğinde nefes alabilecekleri, yürüyüş ve spor yapabilecekleri bir yer kazandırılabilirdi.
Olmadı, rant hırsı insana saygıya galebe çaldı.
Aynı durum şu sıralar Konya’da yaşanıyor. Şehrin göbeğindeki stadyum, ihtiyaca cevap vermediği gerekçesiyle yıkılmak isteniyor. Yerine ne mi yapılacak? Çok muhtemelen bir iş veya alışveriş merkezi. Oncak iddia ve söylentiye rağmen Konyalı belediye başkanları bu konuda açıklama yapmıyorlar. Kapalı kapılar ardında bir şeyler dönüyor. Konya CHP Milletvekili Atilla Kart, Konyalıları kente sahip çıkmaya çağırıyor.
Almanlarla diyalog
İstanbul Alman Konsolosluğu’na bağlı Tarabya’daki Türk - Alman diyalog evinde dün Türk ve Alman gazeteciler “Medyada Kadın ve Yansımaları” konulu yuvarlak masa toplantısında buluştular. Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi Eckart Cuntz, toplantı öncesi gazetecilerle sohbet ederken küçük ama sempatik bir girişimden söz etti. Yakında Kars’ta bir köy evini onaracaklar, aslına uygun duruma getireceklerdi... Evin özelliği, o köyde Alman azınlığın yaşadığı evlerden birinin olmasıydı...
Pek bilinmez ama... Türkiye’deki azınlıklar arasında Almanlar da vardır. Ruslar tarafından 1876 yılında 100 kadar aile Kars’ın Zavat, Arpaçay, Karacaören köyleriyle Ardahan’a yerleştirilmiştir. Kimi göç etmiş... Kalanlar Türkleşmişler. Bugün sadece 2 Alman aile kalmış oralarda... Türkçe konuşuyorlarmış artık. Almanlıklarını unutmuşlar. Onarılacak olan, işte o Alman ailelerin yaşadığı evlerden birisi...
* * *
Türk - Alman diyalog toplantısına gelince... İlk oturumun konusu “Türk medyasında kadının rolü ve temsili” idi. Galatasaray Üniversitesi’nden Hülya Uğur Tanrıöver güzel bir konuşma yaptı. Kadının medyada “İyi bir eş ve anne”,”Suçlu - kurban” “Cinsel nesne” gibi rollerde göründüğünü anlattı. Bir işadamı gazete sayfalarına “Aynı zamanda iyi bir eş ve baba” diye geçmiyordu ama kadın “iyi anne”liğiyle tanımlanabiliyordu... Bayan sözcüğü eleştirildi, “kadın” sıfatından gocunulmaması gerektiği konuşuldu. Gazetelerde yönetici ve yazar konumundaki kadınların azlığı vurgulandı.
Doğrudur... Ülkemizde gazeteler, okur çoğunluğunun erkek olduğu varsayımıyla erkekler tarafından erkekler için hazırlanır... Kadın genelde süs malzemesidir. Bir gazeteci arkadaş medyanın hoyratlığına karşı facebook ve twitter’da kampanyalar yürütülmesini önerdi. İyi olur.. Kadınlar da haklarını korumak için bu araçları kullanabilir. Kullanmalıdır...
BDP’li Sırrı Sakık, “Ben Türk değilim” demiş.
Biz de kendisine, “Ne mutlu Türk’üm diyene” diyoruz.
* * *
Bülent Arınç, “22 oylamadan sadece 2’sinde mükerrer oy kullanıldı” demiş.
Yani, “kızımız o kadar da hamile değil” diyor!
Fahrettin Fidan
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025