İmralı - Ankara hattında en önemli konu anayasa değişikliği ve öncelik 66. maddeden “Türk” sözünün çıkarılması... AKP ve malum enteller bu talebi destekliyor. Ne diyor Anayasa 66. madde:
“Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür”...
Bu deyim gerçekten ırkçı bir içerik taşıyor mu?
Bu konularda yetkin bir isim olan Prof. Sibel Özel’e göre, tam tersine, bu hüküm ırkçılığı önlemektedir. Prof. Özel’in tespitleri:
- Hüküm çok açıktır ve iddia edilenin aksine Türkçülüğü yasaklamaktadır.
- Bu ülkede hiçbir vatandaş diğerine “Sen Türk değilsin; sen Ermeni’sin, Rum’sun, Kürt’sün, Çerkez’sin” diyerek aşağılama hakkına sahip olmasın diye Anayasa Türklüğü bu şekilde tanımlamıştır.
- Bir başka ifade ile etnik kökeni Türk olanların, etnik kökeni Türk olmayanlara karşı bir farklılığı ve ayrıcalığı olmadığını vurgulamak için, hukuken TÜRK olmanın anlamı Anayasada bu şekilde tanımlanmıştır.
- Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık ilişkisi olan herkes, etnik kökeni, dini, inancı ne olursa olsun Türk olarak mütalaa edilecektir.
- Ülkenin adı Türkiye olduğu için vatandaşlığın adı Türk vatandaşlığı ve bu vatandaşlığa sahip milletin ismi de Türk milletidir.
- Bu hükmün kaldırmak ve böylece Türk kelimesini bir etnik grubun ismine indirgemek, mikro milliyetçiliği körüklemek ve Türk milletini oluşturan mozayiğin bağlarını gevşetmek anlamına gelmektedir...
Tayyip Erdoğan , Kemal Kılıçdaroğlu için “Bir gizli gündemi var” tespitinde bulunuyor.
Hemşehrisi Hüseyin Aygün’ü zorla milletvekili yapan ve onun CHP’ye ters düşen sözlerini susarak izleyen Kılıçdaroğlu için aynı şeyi birçok CHP’li de düşünüyor.
PKK yol haritası...
Devlet İmralı ile görüşüyor.. Ancak silahlı güçlere komuta, İmralı’nın değil Kandil’in yani KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın elinde... Onun aklından neler geçiyor? Merak ediliyorsa Karayılan’ın 5 Ocak’ta Fırat Haber Ajansı’na verdiği röportajdan kimi alıntılar yapalım:
- Apo’yla diyaloğun başlatılmış olması çok önemli ve isabetli bir girişimdir. Bu temelde ilk atılacak olan adım Önderliğin İmralı’daki pozisyonunun değiştirilmesidir.
- Hükümetin bizden istediği şey silah bırakmak değildir. Silahlı güçlerimizin Türkiye sınırlarının dışına çıkarılmasıdır. Devletin bizden istediği budur. Peki, nereye çekeceğiz? Güney Kürdistan’a. Her gün Güney Kürdistan bombalanıyor. Eğer bu sorunu çözmeye karar vermişseniz buyurun ilk adımları siz atın. Diğer hususları bir takvime bağlayabiliriz
- Çözüm projemiz Önderliğimizin, Oslo ve İmralı sürecinin bir sonucu olarak 5 Mayıs 2011’de Türk heyetine sunduğu protokollerdir. Ayrıca Önderliğimizin hazırladığı “Yol Haritası” var. Yani bizim projemiz vardır, Türk tarafının projesinin de açığa çıkması, ortaya konulması gerekmektedir. Çözüm için bunlara ihtiyaç vardır. Bunlar olmadan, peşinen, “silah bırakılacak, silah bırakma hedeflenecek” gibisinden yaklaşımlarla herhangi bir yere varılamaz.
- Hâlâ üzerinde durduğumuz nokta, Türkiye sınırları içerisinde Kürt sorununu çözme noktasıdır. Bu da Demokratik Cumhuriyet ve Demokratik Özerk Kürdistan perspektifinin esas alınması anlamına gelmektedir. Biz bu noktada ısrarcı olacağız...
Bu noktada soru:
Peki AKP iktidarının yol haritası nedir?
Birand
Basın dünyasının
önemli bir ismini; Mehmet Ali Birand’ı kaybettik...
Dünya görüşümüz ve fikrimiz uyuşmazdı ama...
Onun mesleğe bağlılığı ve ustalığı tartışılmazdı.
32. Gün’ler hep başarılı oldu. Haberde bir numaraydı.
Türkiye’nin dünyada en çok tanınan televizyoncusuydu.
Pekçok ünlü gazeteci ve televizyoncu onun yanında yetişti.
Bir dönem yazdığı kitaplar satış rekorları kırdı.
Hayata bağlılığı müthişti.
Her sabah 5’de kalkar, sporunu yapar, gazeteleri okur, radyo programına çıkar, gazete yazısını yazar, TV’deki işine gelir. Bu programı hiç aksatmazdı.
Kanser teşhisi konulduktan sonra doktorlar ameliyat olup olmama kararını ona bırakmışlardı. Ameliyat olmak istedi. Tam 11 saat süren bir ameliyat geçirdi. Birand’ı izleyen ortak dostumuz Dr. Gürbüz Barlas demişti ki:
- Ertesi gün odasına gittim.. Aa, baktım Mehmet Ali ayakta...
Hayatı ve mesleği aynı ölçüde sevdi, aynı anda bıraktı. Ailesinin ve basın dünyasının başı sağ olsun...
Fransa ordusu Mali’ye girmiş.
Bizim ordu mu? Bir bölümü Silivri’ye, bir bölümü Hasdal’a, bir bölümü Hadımköy’e girdi!
Fahrettin Fidan
MC
Okurumuz Ertuğrul Berki anlatıyor:
“Okulların tatil olmasından yararlanarak, küçük kızım ile birlikte Caddebostan Mc Donalds’a gittik. Aldıklarımızı yerken yan masada yemek yiyen üç genç kalktılar. İlerideki bir masada durumu fena görülmeyen bir genç gelerek tepsilerde onlardan kalanları bir tepsiye topladı. Küçük kızımın ne olduğunu anlamaya çalışan bakışları altında oturduğu masada bunları yemeye başladı. Dayanamayarak yanına gittim. Kim olduğunu, neden böyle yaptığını sordum. Ben üniversite öğrencisiyim. Ailemin bana verebileceği bütçesi yok. Ben de böyle kalanları ziyan etmeyerek karnımı doyuruyorum, demez mi? Doğrusu kötü oldum...”
Yorum sizin...
