Dünyada terörle savaşan hiçbir ülke... - Terör örgütü liderinin bulunduğu hapishaneden örgütünü yönetmesine izin vermemiş...
- Hiçbir ülke, terör örgütü silah bırakmadan müzakereye oturmamış.
- Hiçbir ülke, terörle savaşırken kendi ordusunu hapse atarak, silahlı kuvvetlerinin gücünü ve moralini kırmamış...
Bilerek bilmeyerek bu hataları yapan ülkenin teröre boyun eğmemesine imkan yok.
Nitekim yüreklere dün 13 ateş daha düştü... İki haftada verilen şehit sayısı 20’yi buldu...
İkisi asker 5 vatandaş PKK’nın elinde rehin...
Güneydoğu’da herşey eskiye dönüyor.
Yeniden kanlı bir dönem başlıyor...
İktidarın ne açılımları, ne sürekli alttan alan tavrı barışı sağlamaya yetti. Çünkü karşı taraf iktidarın verebileceğinin çok ötesinde taleplerle karşımızda:
‘Önce federasyon, peşinden bağımsız devlet...’ PKK’lıların ağzından düşürmediği barış, ancak siz bu şartları kabul ederseniz mümkündür.
O yüzden anlaşmak yerine silahla ilerlemeyi ve mevzi kazanmayı tercih ediyorlar...
Öcalan hapiste muzaffer bir general gibi konuşuyor sürekli. Mesela son demecinde barıştan dem vururken şu tehdidi ihmal etmiyor:
“Gerilla yirmi dört saat öz savunmasını yapacaktır. Kendisine yapılan saldırılara da misliyle karşılık verecektir...”
Yenilmemek için tek çareniz var; Karşınızdaki silahlı gücü tasfiye edeceksiniz. Ne var ki hükümet ABD’yi ikna edip sınır ötesine geçemiyor. Kesin darbeyi vuramıyor. O yüzden ülke sürekli darbe alıyor...
FB söylentileri...
Bir soruşturma yasalara uygun yürütülmeyince ne olur?
Örneğin dışarı sızmaması gereken ifadeler sızıyor... Şüphelinin eşkâl fotoğrafı basına dağıtılarak kendisi suçlu gibi gösterilmek isteniyor... Yargısız infaz başlıyor. Kişinin kamuoyunda itibarsızlaşması için özel çaba gösteriliyorsa ne olur? Elbette o soruşturmanın altında hukuk dışı niyetler, bambaşka hesaplar aranır.
Şike soruşturması o tarafa yöneliyor.
Davanın altında dava dışı etkenler aranıyor...
Bir okurumuz Taraf gazetesinin 29 Mart 2009 tarihli sayısını göndermiş. Manşette şu haber:
“Ergenekon Fenerbahçe’de”
Neden mi? Meğer Fenerbahçe - Sevilla karşılaşması öncesinde Saracoğlu Stadı’na:
“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” afişleri astırılmış...
Afişleri gönderen kişiler sonradan Ergenekon davasında tutuklanan matbaacılarmış.
Böylece Fenerbahçe’nin Ergenekon’la bağlantısı kurulmuşmuş!
Bir başka okurumuz; Adnan Pelvanlar anımsatıyor:
“- 10 Kasım 2009’da “Anıtkabir’de buluşalım, 1 milyona ulaşalım” çağrısı vardı.
Bu çağrıya birçok dernek, kuruluş ve vatandaş katıldı. Anıtkabir’e o gün ziyarete gelen çok farklı bir kuruluş da vardı:
Fenerbahçe Spor Kulübü...
O gün Fenerbahçe Kulübü 50 otobüs dolusu taraftarı, Fenerbahçe formaları ve Atatürk resimleri ile Anıtkabir’i ziyarete gitmişti...
O görkemli manzara iktidardaki güçlerin gözünden kaçmamış demek ki...”
Bir başka söylenti de iktidarın para ve güç merkezi olan FB’yi kendi yakınlarının üstüne geçireceği yolundadır... Bunlar sadece söylenti elbet. Bu söylentilere gerçeklik kazandıran ise soruşturmanın şu veya bu ölçüde adalet raylarından çıkmasıdır.
Gözdağı
Bundan iki yıl önce, HSYK, Savcı Zekeriya Öz’ü başka yere atamaya kalktığında yandaş medya:
- Sürmekte olan davanın savcısı başka yere atanamaz, diye ayağa kalkmıştı. Aynı zevat 4 yıldır Ergenekon davasına bakan Yargıç Köksal Şengün’ün Bolu’ya düz hakim atanmasına hiç karşı çıkmadı. Aksine ‘hakkında soruşturma vardı’ diye onayladı. YARSAV Eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu dün dedi ki:
- Eğer soruşturmalar gerekçe olsaydı daha önce Silivri’den pekçok yargıcın gönderilmesi gerekirdi. Şengün siyasal iktidarın istediği tipte bir yargıç değildi. HSYK bu kararıyla iktidarın ölçülerine uymayan yargı mensuplarına gözdağı verdi.
Yargıç Köksal Şengün, Balbay ve Haberal hakkında sürekli tahliye kararı veriyordu. HSYK’nın sürgün kararı, AKP’nin CHP ile imzaladığı mutabakata bakışını da gösteriyor.
CHP, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için teklif vermiş.
Kızılderilinin, kendisine tabanca çeken kovboya “Bırak o silahı” demesine benziyor...
Haldun Ertem
Etik
CHP önceki gün “siyasi etik” yasası çıkarılması için kanun teklifi verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın tarafından TBMM Başkanlığı’na verilen “siyasi etik” teklifi milletvekillerinin akçalı konularda uyacakları kuralları, alacakları hediyelerin değer sınırını vs. belirliyor.
Güzel bir girişim... Yeri gelmişken CHP seçim bildirgesinde yer alan bir koşulu anımsatalım:
“Seçimle gelen milletvekilleri ve yöneticilerin mal bildirimlerini internet ortamında kamuoyunun bilgisine sunacağız...”
CHP kendisi için verdiği bu sözü tüm milletvekillerine şart koşmalıydı...
Koşmamış. Peki kendisi verdiği bu sözün gereğini ne zaman yerine getirecek?
CHP’li vekillerin mal bildirimlerini internet ortamında açıklamasını bekliyoruz...
Söz verildi, tutulması gerekiyor...
Balbay ve Haberal’ın tahliyelerini isteyen Ergenekon hâkimi Bolu’ya düz hâkim olarak atanmış.
Buna da şükür. Maazallah mübaşir olarak da atanabilirdi!
Fahrettin Fidan
Espri!
Şair ve Yazar Hulki Aktunç’un ölümünü Radikal gazetesi şöyle verdi:
“Argonun şairi mortu çekti”
Hulki Aktunç argo lügatı yazdı ama argo şairi değildi. Ayrıca Argo lügatı yazdı diye ölümü bu şekilde mi duyurulmalıydı... Dostları bunu soruyor.. Biz de Radikal’e soruyu iletiyoruz