Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı... Atatürk’ün önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşı ile egemenlik padişah soyundan alınmış ulusa verilmişti... Artık bu topraklar üzerinde ulus ne derse, ulusun çıkarları neyi gerektirirse, ulusal çıkarlara ne uygunsa o gerçekleşecekti.
Mustafa Kemal’in ve Türk halkının kendi geleceği için koyduğu ilke, seçtiği model buydu...
Ne var ki, Atatürk’ün ölümünden sonra işbaşına gelenler, kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için, egemenliği adım adım dış merkezlere teslim ettiler.
Türkiye artık ekonomisi IMF, iç ve dış politikası ABD ve AB tarafından yönetilen ülke durumundadır.
Ülkenin nesi var nesi yok dış sermayeye satılmış, petrolü ve madenleri yabancı kuruluşların faydasına sunulmuştur.
Ülkenin ulusal çıkarlar doğrultusunda yönetilmesini isteyenlere kısaca “ulusalcı” denir.
Son yıllarda “ulusalcı” kavramı aşırı milliyetçi, faşist, darbeci gibi kavramlarla harmanlanarak halkın gözünde suç haline getirildi.
Ulusun çıkarlarını savunanlar adeta suçlu, “satıcı”lar milli iradenin temsilcileri oldular.
Yabancıların çıkarları “milli irade” adına savunulur oldu.
Bugün halkın emeği dış güçlerin kasasına akıyor... Büyük sömürü “küreselleşme” gibi parlak kavramların ardına saklanıyor.
Halk fakirliğin, işsizliğin, açlığın cenderesinde kıvranıyor. Çalışıp çabaladığı halde neden giderek fakirleştiğini öğrenmesi bile engelleniyor.
“Sürer eker biçeriz güvenip ötesine,
Milletin her kazancı milletin kesesine”
diye başlayan coşkulu marşlar artık uzaklarda kalmıştır.

Haberin Devamı

Diyanet İşleri Başkanlığı, “Komşu ülkelerle sıfır dini sorun atağı” başlatacakmış.
Eyvah! Şimdiye kadar hiçbir dini sorun yaşamadığımız komşularımızla artık dini sorunlar da yaşamaya başlayacağız demektir...
Fahrettin Fidan

Hal ve gidişat...
Dün Mersin’in Mut ilçesinde Şemdinli’de şehit olan er Ahmet İnce için cenaze töreni yapıldı. Tören öncesinde bir grup sivil ve resmi polis AKP dışındaki parti binalarını ve dernekleri dolaşarak şu uyarıyı yaptı:
- Cenaze töreninde hiçbir şekilde hükümet ve devlet aleyhinde konuşmalar yapılmayacak, sloganlar atılmayacaktır. Aksine davrananlar hakkında soruşturma açılacaktır...
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk bu manzarayı: “Yakında korkudan cenazelerin kaldırılmasına bile izin vermeyecekler” diye yorumladı.
* * *
Kürt açılımı adıyla başlatılan siyaset bir yılını doldurmadan iflas etti. Çünkü AKP, Güneydoğu halkı yerine PKK ve uzantılarıyla diyalog kurarak sonuç almaya heveslendi. Çünkü ABD böyle istiyordu. Bu siyasetin terörü azaltmak yerine azdıracağı daha ilk günden söylenmişti. Beklenen oldu. Uydu siyasetin bedelini şehitler ödüyor bugün...

Haberin Devamı

Taraf’tar olmak
Devrim Sevimay arkadaşımız Milliyet’te Balyoz soruşturması sanığı emekli Org. Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik ile uzun bir konuşma yaptı... Konuşmanın her cümlesi diğerinden ilginçti... Bu arada Devrim Sevimay, Dani Rodrik ile Mehmet Baransu’ya şöyle bir teklifte bulunmuştu:
“Üç soru Dani Rodrik soracak, üç soru Mehmet Baransu. Yanıtlarıyla beraber söyleşinin içinde bir kutu olacak.”
Dani Rodrik teklifi kabul etti. Mehmet Baransu da önce kabul etti sonra vazgeçti. Baransu bu kararı Yasemin Çongar ve Ahmet Altan ile görüşerek almıştı. Gerekçeleri:
“Davanın bir tarafı olmak istemiyoruz.”
Dani Rodrik’in Taraf’a karşı mesajı şu oldu:
- Taraf olduğunuzu zaten gazetenizin ismiyle ilan etmişsiniz. Balyoz davasının hem savcısı hem hâkimi olmuşsunuz. O kadar kişiyi en ufak tereddüt göstermeden canice eylemlerden suçlu ilan etmişsiniz. Olayın başından beri tek taraflı yayın yapmışsınız... Ama şimdi her nasılsa taraf olmak istemiyorsunuz!”
Çağdaş gazeteciliğin en basit ilkelerinden biri şudur:
“Suçladığınız kişilerin savunmasına da yer vermek zorundasınız.”
Taraf gazetesi birtakım iddia ve ihbarlarla kamuoyunda mahkûm ettiği insanların savunmalarına yer vermekten özenle kaçınıyor.
Gazetenin ana misyonu sanki birtakım suçsuz insanları hapse attırmak, hapse düşenlerin de dışarı çıkmasını önlemektir.
Dışardan bakınca görünen o... Bu gazetecilik değil... Başka bir misyon...

Haberin Devamı

Bülent Arınç açıklamış: “Cumhurbaşkanını 2012’de halk seçecek.”
Gül’ü Köşk’e taşıyan Erdoğan ve Arınç’ın süreyi belirleme hakkına da sahip olması gayet normal...
Haldun Ertem