Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek beyan etti: “Yargıtay’ın millet adına konuşma yetkisi yoktur.”
Neden? Yargıtay yasasında bu kuruluşla ilgili bildiri yayımlama yasağı mı var?
Eğer demokrasi varsa... Yüksek yargının hukuka yönelik tehlikeler konusunda toplumu uyarması ve tartışmalara ışık tutmasından daha olağan ne olabilir?
Hele ki o ülke ve toplum, hukuk ve Anayasa temeli üzerinde duruyorsa...
Hukukçu Turgut Kazan diyor ki:
- Gönül isterdi ki hukuk kuruluşları, üniversiteler, medya, aydınlar, muhalefet partileri hukuka yeterince sahip çıksın, iktidarın hukuku teslim alma girişimlerine karşı dursunlar. O zaman Yargıtay böyle bir bildiri yayımlamaya gerek duymayacaktı.
Ülkenin aydınları hukuka yeterince sahip çıkmayınca gayret bizzat kurumlara düşüyor...
Hükümetin tepkisi bir öfke demetinden ibaret:
- Bu siyasi bir bildiridir... Ne demokratik ne hukuki meşruiyeti yoktur. Siyasi muhalefet siyasi partilere bırakılmalıdır... vs... vs...
Cemil Çiçek‘in Yargıtay’ca iktidara yöneltilen suçlamalara karşı tek bir cevabı yok... Sadece karşı hücum var...
Aylardır hukuka karşı baskı operasyonu uygulanıyor. AKP’li parlamenterler Avrupa Konseyi’nden Türk yargısının kınanmasını istiyor.
AB’nin üçüncü sınıf memurları Türk yargısına küstahça talimat veriyor.
Yedi düvelle birlikte her önüne gelen Anayasa Mahkemesi’ne baskı yapıyor.
Bunların hiçbiri demokrasiye aykırı bulunmuyor da... Yargıtay’ın hukuku savunması aykırı bulunuyor...
Bu mu demokratlık?

Haberin Devamı



Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer, Baykal’ın kapatma davasıyla ilgili görüşlerini yazılı olarak istemiş.
Baykal’ı Mülkiye’de öğrenci sandı galiba...
Haldun Ertem

Dost dost diye...
Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ülkemizde özenle ağırlandı... O da bir Türk dostu gibi davrandı, sempati dağıttı, AKP’nin kapatılmaması için çağrılar yaptı. Bir dost bulduk diye sevinirken eski DSP Milletvekili Uluç Gürkan dedi ki:
- Ben geçmişte AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Parlamenter Asamblesi’nde 6 yıl boyunca Fischer’le birlikte çalıştım. Bu zat tüm oylamalarda gözü kapalı Türkiye aleyhinde oy vermiştir. Türkiye lehinde tek bir kez parmak kaldırmadı.

Haberin Devamı

Kümbet Yaylası..
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy ve beraberindeki heyet, Giresun’un Kümbet Yaylası’nda ‘Koçkayası Tesisleri’nde yemeğe oturmuşlar. Vali Mustafa Taşkesen de yanlarında. Albayrak grubunun işlettiği tesislerde alkol yok. Heyettekiler yanlarında getirdikleri içkileri içmek istiyor. Ama şu yanıtı alıyor:
“Tesisimizde içki içilmesi yasak...”
Ulusoy, çevresindekilere “Buraya Alman kafile gelse adamlara bira yasak diyeceksiniz bu nasıl turizm?” diye soruyor. Anlaşılan Türkiye’nin bir İslami devrim sürecinden geçtiğini henüz bilmiyor!

Uçan borular
Türkiye 11 milyar dolar harcayarak 100 adet F - 35 uçağı almayı planlanıyor... İlgili yasa TBMM’de...
Ancak ABD bu uçakların yazılım kodlarını vermiyor... Vermeyince siz milli yazılımı monte edemiyorsunuz.. Başta füzeler olmak üzere radar güdümlü tehditlere karşı savunmasız kalıyorsunuz. ABD’nin düşman saymadığı bir füze sizi kolayca vurabiliyor.
O yüzden milli yazılımın olmadığı uçaklara “uçan soba borusu” adı veriliyor...
Türkiye’nin son aldığı 30 adet F - 16 uçağında milli yazılım yoktur...
Alınacak F - 35’lere de milli yazılım monte edemezsek onlar da soba borusu olacak...
Bu konuyu ısrarla sorgulamak zorundayız.

Haberin Devamı


AKP’nin işçileri
“Bugün Ankara’da işçi dostu bir hükümet vardır. Bugün Ankara’da işçinin arasından gelen bir Başbakan vardır. Bugün Ankara’da çalışanların sorunlarını dert edinmiş bakanlar vardır. Bizim gibi işçi dostu bir hükümet bulamazsınız.”
Bu sözler Tayyip Erdoğan’a ait. Partisinin 29 Nisan Salı günü yapılan Meclis Grup toplantısında söyledi. 1 Mayıs’ta ilk “dostluk gösterisi” yapıldı. İkincisi hemen ardından geldi. İş Kanunu’nda ve bazı kanunlarda değişiklikler yapıldı. İşçi dostu AKP milletvekillerinin oylarıyla yasalaşan değişiklikler ne miydi? Birkaçını aktaralım; eski yasalarda işverenlerin yüzde 6 oranında özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırma yükümlülüğü vardı. Değişiklikle bu oran yüzde üçe indirildi...
Eski yasalarda 50’den fazla işçi çalıştıran işverenin işyerinde hekim çalıştırma zorunluluğu vardı. Artık yok. İşverenler bu hizmeti “gerektiğinde” dışarıdan alabilecekler... Eskiden 150 ve daha fazla kadın işçi çalıştıran işverenler işyerlerinde kreş açmak zorundaydı. Artık değil. Eskiden işçi sayısı en az 500 olan işyerlerinde spor tesisi bulunması şarttı. Bu şart da kaldırıldı...
İyi ki Ankara’da işçinin arasından çıkmış bir Başbakanımız... Çalışanların sorunlarını dert edinmiş bakanlarımız var... Ya aksi olsaydı?