Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sivas’ta haklarında iddianame hazırlanmadığı için bir yıldır hapis yatan üniversiteli gençleri anlatmıştık dün. CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir hukuk rezaletinden yeni örnekler veriyor:
“Necat Sezginer ve Önder Doğan KESK’e bağlı BTS ve Eğitim - Sen sendikalarının Sivas şube başkanlarıdır. Bu iki arkadaş sendika lokalini basın toplantısı yapmaları için bir grup öğrenciye tahsis etmişlerdi. 25 Şubat 2009 günü, ‘sol örgütlere yer temin etmek, malzeme kullandırtmak ve basın açıklamalarına katılmak’ suçlamasıyla gözaltına alındılar. İki gün sonra da sevk edildikleri Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, ‘yasadışı sol örgütlere yardım ve yataklık etmek’ suçlamasıyla tutuklandılar. O gün bugündür hapisteler. İddianamenin hazırlanarak yargının önüne çıkarılmalarını bekliyorlar. Şimdi geliyorum olayın kara mizah yönüne... Bu iki sendikacı arkadaş, yukarıda da anlattığım gibi, ‘yasadışı sol örgütlere yardım ve yataklık etmek’ gerekçesiyle tutuklandılar. Peki, lokallerinde basın toplantısı düzenleyenler ne oldu diye sorarsanız... Onlarla ilgili dava halen devam ediyor. Lokalde konuşanların bir yasadışı örgüte üye oldukları yönünde kesinleşmiş bir yargı kararı yok. Ama iki sendikacı onlara yataklık etmekten hapisteler!”
Hukuk bu kadar keyfi uygulanabilir mi?

Haberin Devamı

Erdoğan, CHP’nin Antalya Belediye Başkanı Akaydın’ın randevu talebini kabul etmemiş.
Parti başkanlığından kurtulup “Türkiye’nin Başbakan’ı” olmadı gitti...
Haldun Ertem

Tayyip Erdoğan Titanic’in kaptanı olsaydı..
Yolculara “Her şey iyi gidiyor beyler” derdi, “Birazdan buz almak için bir müddet duracağız!”
Yıldırım Tuna

Üstelik hukukçu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, her gün her gittiği yerde darbelerden çetelerden söz ediyor... Pazar Vatan’da Sanem Altan’a diyor ki:
“Bugün yargı süreci varsa hepimizin müdahil olması gerekir. Tarafımızı belirlemeliyiz. Adı geçen herkes suçlu olmayabilir. Yargılanma sürecinde bu vardır. Sonunu beklemeliyiz. Ama belgeler, bilgiler, ses kayıtları, bu belgelerle örtüşen geçmişte yaşadıklarımız varken susmamız mümkün değil. Bitaraf olan bertaraf olur, ben tarafım...”
Hala “Bu dava siyasi mi değil mi?” tartışması yapmaya gerek var mı?

Haberin Devamı

68’liler Vakfı...
68’liler Vakfı’na yeni bir kapatma davası açıldı. Başkan Sönmez Targan’a kapatma sebebini sorduk:
“Sürekli teftiş geçiriyoruz. Maliyeciler bizi bir dakika bile yalnız bırakmıyor. Bu defa da Vakıflar Genel Müdürlüğü ‘Mal varlığınız yok siz vakıf olamazsınız’ diye kapatma davası açtı.”
Deniz Feneri gibi kamuya yararlı çalışmalar yapmıyor 68’liler...
İki günün biri Amerikan emperyalizminden, Türkiye’nin sömürüldüğünden vs. dem vuruyor.
En iyisi kapatıp kurtulmak, diye düşünüyordur demokrasi şampiyonu AKP hükümeti...

Yine ruhsat affı
CHP İstanbul il Başkanı  Gürsel Tekin’in ortaya attığı ruhsat affına ne kendi partisi ne AKP’den destek gelmediği gibi aksine eleştiri yağıyor... Ancak kendisi bu önerisinde ısrarlı. Yanlış anlamalara karşı şu açıklamayı yapıyor:
“Benim önerdiğim bir imar affı değildir. Ben seçimler öncesinde kentin çevresini örümcek ağı gibi kaplayan gecekonduları ve ruhsatsız kaçak yapıları kastetmiyorum. Benim dikkat çekmek istediğim nokta; kentin merkezi yerlerinde bulunan ruhsatlı ama ruhsata aykırı yapıldığı için kaçak duruma düşen 20 - 30 katlı gökdelenler, rezidanslar, villalar, alış-veriş merkezleri ve kamu binalarıdır. Projeye ve ruhsata aykırı olan yapıların belli bir harç ödemesi karşılığı ruhsata bağlanıp, iskân alınabilmesini sağlayacak bir düzenlemedir...”
İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Doğan Hasol’a bu tür bir affa ne dediğini sorduk. Yanıtı:
- Sayın Tekin’in önerisi, esasta, kaçak yapıların ödenecek para karşılığında meşrulaştırılması önerisidir. Üllkemizde pek çok kez af çıkarıldı ama bu aflar caydırıcı olmadı aksine yasa dışı yapılanmayı yüreklendirdi.
- Peki ne yapmalı?
- “Kente karşı işlenen suç” niteliğindeki bu tarz yapılaşmanın yüreklendirilmesi değil, önlenmesi gerekir.
- Affedilecek yapıların depreme dayanıklılığı da bilinmiyor...
-  Bu yapı stoğunun özellikle olası depremler sırasında ciddi bir tehlike oluşturacağı açıktır. Bu yapılara yasallık kazandırmanın suça ortak olmaktan başka bir anlam taşımayacağı bilinmelidir.
Gürsel Tekin’in AKP’yi kışkırtan önerisine İstanbl’u seven kimse destek vermiyor...

Haberin Devamı

Haziran sıcağı
Orhan Kemal ve Ahmed Arif 2 Haziran’da ölmüştü... Nâzım Hikmet 3 Haziran’da... Ahmet Haşim 4 Haziran’da...
Öykülerini bu ayki NTV Tarih’te okuyabilirsiniz...
Hasan Hüseyin, Nâzım’ın ölümüne şöyle tarih düşmüştü:
“Yıllar var ki ter içinde taşıdım ben bu yükü bıraktım acının alkışlarına 3 Haziran 63’ü...”