AB ile yapılan anlaşmalarda taviz verildiğini, Türkiye'nin çıkarlarının korunmadığını söylüyorsunuz... "AB'ye karşı" oluveriyorsunuz... AB'ye karşı olmak aynı zamanda demokrasiye karşı olmak, anlamına geliyor... Ulusal çıkarlar, demenize kalmıyor, kızılelmacı oluyorsunuz... Laiklik diyorsunuz militarist, statükocu, laikçi diye saldırıyorlar. Şeriata dikkati çekerseniz askere davetiye çıkartmışsınız demektir!Erdemir, Telekom gibi kuruluşlar ucuza gidiyor derseniz özelleştirme karşıtı, devletçi berbat bir "küreselleşme karşıtı" sınız.ABD Irak'ta işgalcidir mi dediniz, Saddamcısınızdır. Kıbrıs'ta Türklerin hakları demenize kalmıyor, çözümsüzlük yanlısı diye karşınıza dikiliyorlar.Aslında bunlar ne demokrat, ne çağdaş, ne liberal... Bunlar iç ve dış sermayenin dolma kalemleridir.... Her türlü sömürü ve çürümeyi; demokrasi, küreselleşme, liberalizm gibi büyülü kavramların arkasına saklayarak gözden kaçırmak... Her türlü soylu kavramı da çağdışı kavramlarla birleştirip anlamını saptırmaktır ana misyonları... Yeni tanımlar, yeni uyutmacalar, yeni yutturmacalar çağındayız... Başbakan Erdoğan, günlük tutuyormuş. Yazacağı kitabın adı aynı olabilir: "Cumhuriyet'i çok sevmiştim"... Mimar Sedat Veziroğlu, Milli Piyango ikramiyeleri açıklanınca oranlarda ve rakamlarda tuhaflık fark etmiş, oturup ikramiye dağılımı üzerinde bir çalışma yapmış, ilginç sonuçlara varmış.Yılbaşı çekilişinde bir kişiye 20 trilyon, bir kişiye 5 trilyon, beş kişiye 1 trilyon toplam 7 kişiye 30 trilyon dağıtılıyor...Bu para 7 kişi yerine 30 kişiye 1'er trilyon şeklinde dağıtılsa daha adaletli bir dağıtım olur, daha çok vatandaşı mutlu eder. Tabii 500'er milyar liradan 60 kişiye dağıtmak da olası.Peki MP neden bu yola gitmiyor? Bir yetkilinin dün bize yanıtı: "Bir tane baba ikramiyenin bulunması satışı müthiş artırıyor. Çok sayıda orta ikramiye o kadar cazip gelmiyor. Ya herru ya merru..." Piyango Türkiye'de milyonlarca insan işsiz gezerken kimi şanslı(!) ve becerikli insanlar da üç beş baba işi aynı anda kotarıyor... Mesela..."Ahmet Kara adlı vatandaşımız, halen Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapıyor... Bunun dışında Sümer Holding Yönetim Kurulu Başkanı... Ayrıca Kamu İşveren Sendikaları Yönetim Kurulu Başkan Vekili... İlaveten Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi'ne bağlı 3 şirketin, Uluslararası Kongre Turizm A.Ş. (UKDAŞ), Turizm Altyapı A.Ş. (TURAŞ) ve Otel İşletmesi A.Ş. (OTİEM) adlı şirketlerin Yönetim Kurulu Başkanı...CHP Milletvekili Berhan Şimşek, geçen gün Kültür Bakanı Atilla Koç'a bu süper insanın bunca işi nasıl yaptığını, kaç para geliri olduğunu sordu. Gelecek yanıtı bekliyor... Süper... Seksenlik ihtiyar sağda solda "Sekste altın çağımı yaşıyorum" diye konuşup duruyormuş. Biri de merak edip sormuş:- Nasıl başarıyorsun bunu?- Basit, demiş gülerek ihtiyar... Alıyorum elime bir avuç cumhuriyet altını, rastladığım hanımlara, "Beni tahrik edin size avucumdaki altınları vereyim" diyorum. Hiçbiri beni tahrik edemiyor. Altınlar da bana kalıyor. Altın çağ Jale Mildanoğlu, Teknosa şirketine yazdığı notun bir kopyasını da bize göndermiş. Okuyalım:"03.12.2005 tarihinde Cevahir İş Merkezi'ndeki mağazanızdan NOKIA 6230 model telefon aldık. Bir hafta sonra telefonun 'kayıt dışı' olduğunu öğrendik. Aldığımız cihazı geri vermek istediğimizde görevli arkadaşınız bana bunun normal bir şey olduğunu, tek şikâyetçinin de ben olmadığımı, alt kattaki TURKCELL'e gidip kayıt yaptırabileceğimi söyledi. Ben de ona TEKNOSA'nın memuru olmadığımı, kayıt dışı olduğunu bilseydim telefonu Tahtakale'den yarı fiyatına alıp 5 YTL'ye de kayıt yaptırabileceğimi ama benim yasal yolu tercih ettiğimi ve bu nedenle telefonu iade etmek istediğimi söyledim.... Şimdi size soruyorum... Yasal kayıtları yapılmamış bir telefonu, kaçakların kayda geçirildiği bir dönemde nasıl satarsınız? Alıcıyı neden uyarmazsınız?"Okurumuzun mektubu böyle sürüyor. Çok ilginç olan; kayıtlı, kuyutlu, imzalı, mühürlü, satışlarla ciddi mağazalardan aldığımız cep telefonları kaçak çıktı. Tam 30 milyon telefon kaçak sokulmuş yurda. Bu telefonların 1.6 milyar dolar tutan vergisi kaçırılmış. Kimse kaçakçılıktan hüküm giymemiş. Nasıl memleket burası? Telefon kaçağı Şeriat ülkeleri, alkolü "İçki sağlığa zararlıdır, içenler ahlak ve yasa dışı yollara sapar bahanesiyle yasaklıyor... Oysa içkinin serbest olduğu Hıristiyan Batı ülkelerinde hem insanlar daha uzun ömürlü, hem kanunsuzluk daha az. Demek ki içip içmemeyi insanların iradesine bırakmak daha uygar bir yol... m.asik@milliyet.com.tr