“Van’da hain saldırı üç asker şehit...” Güneydoğu’dan artık her gün yukardakine benzer haberler geliyor.
Abdullah Öcalan, “Beni iki taraf da kullanıyor ben artık yokum” diyerek çekildiğini açıkladı.
Abdullah Öcalan’ın “Barış Konseyi kurduk” dediğinin ertesinde 13 askerin şehit edilmesi iplerin onun elinden çıktığını göstermişti.
PKK’da yönetim Cemil Bayık, Duran Kalkan gibi şahinlerin elindedir...
Duran Kalkan’ın 23 Haziran 2009 tarihinde verdiği demeci okuyalım:
“Silahları teslim etmek bir pazarlık konusu dahi değildir. Gerilla asla silahını teslim etmeyecektir. Gerillalar Kürt halkının gerçek savunma gücüdür. Gerilla olmazsa Kürt halkı kendisini emperyalistlere ve katillere teslim eder... Eğer lider Apo’yu da kapsayan bir genel af olursa PKK 1999’daki gibi bir bir ateşkesi gözden geçirebilir. Ancak silahları teslim etmeyecektir”
Görüldüğü gibi.. Savaşmakta kararlı bir yapı var karşımızda.
Üstelik şu sırada PKK yönetimi kendilerine saldıran İran’ın arkasında Türkiye’nin olduğunu düşünüyor.
Murat Karayılan, İran’ın Kuzey Irak operasyonunu, “Ankara ve Tahran’ın ortak işgal projesi” olarak tanımlıyor. Duran Kalkan iddiaya kanıt olarak “İran’ın saldırdığı günlerde, Türkiye’nin de sınıra yığınak yapması, saldırı ortaklığını gösterir” diyor. PKK’ye yakın Fırat Haber Ajansı ANF, “300 kişilik Türk özel birliğinin İran plakaları takılan 20 araçla İran’a geçtiğini” iddia ediyor.
Türk askeri sürekli saldırı yiyor... Ankara’nın önlemi nedir? Gerilla savaşının avantajını kullanan ve savaşmakta kararlı olan güçlere karşı koyma politikası nedir? CHP bu konuda ne düşünüyor? Merak mevzuu...
“İşkenceci polis” diye slogan atan gencin
7 yıl hapsi isteniyormuş.
Slogan atmak yerine birine işkence yapsa
bu kadar ceza istenmezdi.
Fahrettin Fidan
Alman Der Spiegel yazıyor: “Türk ordusu Erdoğan’a teslim oldu.”
Durum gerçekten buysa zamanında İngiliz, Rus, İtalyan ve Fransızların topluca yapamadığını Başbakan tek başına başarmış oluyor...
Haldun Ertem
Çağdaş bir vali...
Kastamonu Valisi Erdoğan Bektaş, il sınırları içinde tabancayla adam öldürülmesi konusu açılınca gazetecilere demiş ki:
“Çağdaş insanın silahla ne işi olur? Silah, kendisine, karakterine, kişiliğine ve gücüne güvenemeyenlerin, bir de polisin ihtiyacıdır. Herkes kendi güvenliğini sağlayacaksa ben bu kadar polisi niye besliyorum. Kastamonu’da silah taşıyacak kadar güvenlik sorunu olduğuna hiç kimse için inanmıyorum.”
Vali: “Silahla mı erkeklik yapacaksın... Yiğitsen, erkeksen git adamı döv...” diye lafı sürdürmüş ama bu işin esprisi olsa gerek. Her vali silah belasına karşı bu tür çağrılar yapmalıdır.
AİHM cezaları...
Haberi birkaç gün önce birlikte okuduk... CHP tutuklu vekilleri için AİHM’e başvuracak...
Günlük hayatımızda AİHM adı daha sık geçmeye başladı
Başı sıkışan AİHM’e gitmekten söz ediyor...
İktidarın ise AİHM şikâyetlerini pek ırgaladığı söylenemez...
AİHM’den ceza yersek nasıl olsa para bütçeden ödeniyor...
Yani devlet organlarının yaptığı kanunsuzluğun cezasını yine halk ödüyor...
Geçmişte bir ara AİHM’in kestiği cezaları, bu karara yol açan bürokratların ödemesi üzerinde duruldu. Doğrusu da budur. Cezayı ilgili bürokrat öderse tüm bürokratlar kararlarında daha adil olmaya çalışır. Ancak kimse “AİHM cezasını hakeden ödemeli” kuralından söz etmiyor. Çünkü iktidar mevcut durumdan şikâyetçi değil. Kendi lehine çalışan yargıç ve bürokratların elini bu şekilde rahatlatıyor. Konuyu muhalefetin gündeme eklemesi gerekir. CHP neden elindeki değerli hukukçularla bir hukuk komitesi oluşturup bu tür güncel sorunları gündeme taşımıyor? Yaşanan haksızlık basit bir yasa ile çözümlenir. Çözümlenmeli de...
Moldova solluyor
Kanada’da yayımlanan The Star gazetesi AB’nin yeni bir hainliğini duyuruyor:
“AB Türkiye’yi reddederken, Moldova, Ukrayna ve Rusya ile vizeleri kaldırmayı görüşüyor...”
Yarım yüzyıldır kapısında beklediğimiz AB bizi sollamış, yukardaki ülkelerle vizeyi kaldırmayı görüşüyor.. Doğrusu insan ne diyeceğini şaşırıyor.
Peki bizim siyasetçilerin bu duruma diyeceği bir şey yok mu?
Hep kuşku duyduğumuz bir konuyu da soralım: Türkiye vizenin kaldırılması için gereken çabayı gösteriyor mu?
Gürsel Tekin, ‘’İstanbul’da ömrü boyunca hiç deniz görmemiş kadınlar var’’ diye veryansın etmiş!
İyi de sayın Tekin kişi başına milli gelir 10000 $’a yükselmiş ama ömrü boyunca henüz 1 $ görmeyen milyonlarca insanın olduğu ülkede
bu laf mı şimdi?!
Engin Balım
