Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları

Meral Tamer

"Tüketici olarak karşılaştığım örnek bir davranışı sizinle paylaşmak istiyorum.
Oğullarım Barış ve Umut, Babalar Günü'nde bana Beymen-Akmerkez'den bir gömlek almışlar. Oldukça büyük gelmesine rağmen, armağanın tadını kaçırmamak için gömleği bir kereden fazla kullandım ve yıkandığında küçülür ümidiyle evdekilere çok sıcak suyla yıkanmasını söyledim.
Eşim, bütün itirazlarıma rağmen gömleği Beymen - Suadiye'ye götürmüş ve büyük geldiğini söylemiş. Gömleğin alındığı mağazadan başka bir mağazaya gitmesine, yanında fatura olmamasına ve gömleğin kullanılmış olmasına rağmen hiç sorgusuz sualsiz gömlek reyonuna götürülerek yeni gömlekler beğenisine sunulmuş. Üstelik beğendiği gömlek, hediye alınandan daha pahalı olmasına rağmen "ucuzluğa girdik farketmez" denilerek yeni gömlek kendisine verilmiş.
Perakende sektörünün içinde yıllardır bulunan bir kişi olarak dünyada az görülebilecek bu örnek davranışla ülkemde karşılaşmak, beni oldukça mutlu etti ve gelecek hakkında daha da umutlandırdı. Benim gibi zor tüketicilerin azalması, Beymen gibi örnek satış noktalarının çoğalması umuduyla sevgiler saygılar sunarım."
Migros Genel Müdürü Bülend Özaydınlı'dan e - maille gelen bu mesaja ilk itiraz, asistanım İlkay Özcan'dan geldi. Özaydınlı'ya Migros Genel Müdürü olduğu için ayrıcalıklı davranıldığını, çünkü fatura ya da kasa fişi ibraz edilmeden değiştirme yapılmasının söz konusu olmadığını, aksi halde firmanın Maliye'yle karşı suçlu duruma düşeceğini ısrarla vurguladı.
Bir Beymen müşterisi olarak ben de zaman zaman Beymen'den satın aldığım bir malı (ama benimki giyilmeden) değiştirdiğimi ve hiçbir seferinde benden de fiş ya da fatura istenmediğini anlatmaya çalıştıysam da İlkay ikna olmadı.
Beymen'in mali işler müdürü İsmail Orhan'ı aradığında ise koşulsuz müşteri mutluluğu çerçevesinde Maliye'den aldıkları özel bir izinle bu sorunu hallettiklerini öğrendi.
Orhan, "Maliye'den aldığımız özel izinle KDV gider pusulası düzenliyoruz. 2. kez düzenlediğimiz faturaya da, "gider olarak hiçbir yerde kullanılamaz" diye kaşe basıyoruz. Böylece müşterilerimiz, fatura ibraz edemedikleri durumlarda ödemek zorunda oldukları yüzde 15'lik KDV'yi ödemek zorunda kalmıyorlar," dedi.
Özaydınlı sayesinde biz de yeni bir uygulamadan haberdar olduk. Koşulsuz müşteri mutluluğuna önem veren diğer markalı hazırgiyimcilerin bilgisine sunulur.

Kendisi de doktor olan Necla Münevveroğlu, geçtiğimiz ay Bilkent'teki Sport International'da başına gelen olaydan sonra, spor salonlarında mutlaka doktor bulundurulması gerektiğini düşünüyor.
Münevveroğlu'nun gözü, squash oynarken arkadaşının raketinin çarpmasıyla şiddetli bir şekilde kanamaya başlamış. Tesiste doktor bulunmadığı için ilk müdahale, salon görevlilerinin verdiği kağıt mendile sarılmış buz parçalarıyla yapılmış.
Bu yöntemle kanamanın durabileceğine, ancak enfeksiyona neden olabildiği için tıbben sakıncalı olduğuna dikkat çeken okurumuz, daha sonra Bayındır Tıp Merkezi'ne giderek gerekli müdahaleyi yaptırmış.
Münevveroğlu bir tıp kadını olarak hassasiyetini, "spor yaparken çok daha riskli rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Biri kalp krizi geçirse ne olacak?" diye ifade ediyor.
Ancak arkadaşımız İlkay Özcan'ın yaptığı araştırmaya göre yalnız Bilkent'in değil, ünlü - ünsüz diğer spor salonlarının da sürekli doktor bulundurma alışkanlıkları yok. Buna karşılık kendilerine göre bazı pratik önlemler geliştirmişler.
Sport International'ın halkla ilişkiler müdürü Binnaz Evren, tesiste yalnızca personelle ilgilenmek üzere günün belli saatlerinde doktor bulunduğunu belirtti. Buna ek olarak spor öğretmenlerinin tümü ilkyardım kursu gördükleri için ilk müdahaleyi yapabiliyorlarmış. Ancak okurumuzun örneğinde olduğu gibi bu müdahalenin ne derece tıbbi olduğu tartışılır.
İstanbul'un en gözde tesislerinden Hillside'da saat 09.00 - 19.30 arasında sürekli 2 hemşire bulunuyormuş. Haftaiçi belli saatlerde gelen doktor ise hem personelle hem de spor yapanların sorunlarıyla ilgilenmekteymiş. Halkla ilişkiler yetkilisi Fatoş Burak, acil durumlar için Eurosis adlı bir ambulans servisiyle anlaştıklarını söyledi.
Vakkorama'nın bulduğu çözüm ise gerçekten hoş. İdareci Mehmet Özen'in verdiği bilgiye göre salona müştiru olarak sürekli gelen doktorlarla anlaşılmış. Özen, "hem sporlarını yapıyorlar, hem de bir sorun olduğunda müdahale ediyorlar," diyor.

Ayhan Koşer, Samsun'un Çarşamba ilçesinden köşemize çektiği faksta Turkcell kartından şikayet ediyor ve "kesintisiz hizmet diye reklam yapıyorlar, ama ben telefonumu ne zaman kullanmaya kalksam "şebeke yok" yazısıyla karşılaşıyorum," diyor.
Koşer cep telefonunu, dolayısıyla sim kartını 2 yıl önce almış. O günden beri de aynı sorunla karşı karşıya ve artık Turkcell yetkililerinin bir an önce çözüm bulmasını istiyor.
Çarşamba'da çok sık kesinti olduğunu, arkadaşımız Nuray Köroğlu'nun sorularını yanıtlayan Turkcell'in halkla ilişkiler müdürü Okşan Atilla da kabul ediyor. Son 20 günde 16 kesinti yaşandığını söyleyen Atilla'ya göre bunun sorumlusu Türk Telekom. "Biz onların transmission hatlarını kullanmak zorundayız. Maalesef bu hatlardaki sorun bir türlü giderilemedi" diyor.
Şebeke ve tüm teknik hizmetlerin Turkcell'in sorumluluğunda olduğunu belirten Türk Telekom ise bu suçlamayı reddederek Turkcell'in o bölgeye gerekli yatırımı yapmadığına dikkat çekiyor.
Bu arada Çarşamba için geçerli olmamakla birlikte Turkcell yetkililerinin belirttiğine göre yatırımların maliyetleri çok yüksek olduğu için bölgesel farklılıklar görülebiliyormuş.
Örneğin görüşmelerin yoğun olduğu bölgelere yeterli yatırım yapılırken, cep telefonu kullanımının yaygın olmadığı yörelerdeki yatırımlar, sadece o bölgeye iş ya da turistik amaçlarla gelen cep telefonu abonelerine hizmet vermek üzere ölçüde gerçekleştiriliyormuş.
Bu durumda da cep telefonuyla dış mekanlarda konuşabilmek mümkün olduğu halde, iç mekanlarda bağlantı sağlanamıyormuş.

Kolunuzdaki saat dünyaca ünlü bir marka da olsa, eğer Türkiye'ye kaçak yollardan girmişse en küçük bir arızada işporta malından farkı kalmıyor.
Kadıköy'deki Alen Saatçilik'ten bir Swatch alan İstanbullu okurumuz Müjdat Güvençer'in durumu buna tipik bir örnek. Okurumuzun 3 ay önce 10 milyon liraya aldığı saat, birkaç gün sonra yarım saat geri kalmaya başlamış. Müjdat bey saati aldığı dükkana geri götürürken, değiştirileceği beklentisi içindeymiş.
Ancak elinde garanti belgesi olmasına rağmen yapabilecekleri tek şeyin onarmak olduğunu söylemişler. Yepyeni saatin açılmasına razı olmayan okurumuz da bize başvurmuş.
Swatch'ın ithalatcçısı Ergsan'a ulaşan arkadaşımız İlkay Özcan, Alen'in yetkili bayii olmadığını öğrendi. Okurumuzun saatinin kaçak yollarla Türkiye'ye giren Swatch'lardan olduğunu belirten Ergsan'ın satış koordinatörü Hakan Tansoy "bizim bayilerimiz Türkçe açıklamalı garanti belgesi veriyorlar. Kaçak saatlerin ise Türkçe açıklaması yok ve garantileri geçersiz," dedi.
Aslında Ergsan'ın belirttiğine göre okurumuzun elindeki saatin garanti belgesi usulsuz düzenlendiği için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın satıcıya 270 milyon lira ceza kesme yetkisi var.

Yazara EmailM.Tamer@milliyet.com.tr