Meral Tamer
Tüm Yazıları
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu TKDF projektörleri bu kez, en huzurlu yer olarak düşünülen aile ortamında, maalesef sık yaşanan taciz ve tecavüz gerçeğine çevirdi. Ensest Atlası Projesi, Türkiye’de bir türlü yüzleşilemediği için inanılmaz boyutlara ulaşan aile içinde cinsel istismar sorununu tartışmaya açıyor.
Kız çocuklarına sürekli ‘saklama’nın öğretildiği, bu nedenle taciz ve tecavüzü yaşayanların gerçekleri söyleyemediği bir ortamda TKDF’nin bu projesi, “kutsal aile”de yaşanan ve kulaklarımızı tıkayarak duymak istemediğimiz gerçekleri su yüzüne çıkartmayı hedefliyor.
Babadan kızına taciz
TKDF Başkanı Canan Güllü birkaç yıl önce bana anlatmıştı; bu konuya eğilmesine 2 çarpıcı olay neden olmuş. Birincisi, Doğu’da düzenledikleri bir toplantıda bir babanın, kızına topluluk önünde alenen tacizde bulunması; ikincisi de kadının insan hakları konusunda uzman bir avukatın anlattıkları:
13 yaşındaki kızına tecavüzden yargılanan bir baba, mahkemede savunmasını yaparken “Hâkim bey, siz bahçenize diktiğiniz fidanın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?” demiş. Bu korkunç zihniyetle nasıl baş edilir?
Baba, amca, ağabey...
TKDF, Finlandiya Büyükelçiliği’nin finansal desteğiyle Türkiye’nin dört bir yanından konunun uzmanlarını Ankara’da 2 günlük bir yuvarlak masa toplantısında biraraya getirdi. Toplantının ardından yayınlanan rapor kitapçığıyla, birkaç akademik çalışma dışında çok az araştırılmış olan bu hayati sorunun ‘konuşulur kılınması’, toplumda ‘çözülmesi gereken bir problem’ olarak algılanması için önemli bir adım atılmış oldu. Rapor şu noktalara dikkat çekiyor:
Aile içinde cinsel istismar çoğunlukla baba, kayınpeder, büyükbaba, erkek kardeş, ağabey, amca, üvey baba, üvey erkek kardeş gibi birinci dereceden yakın akrabalar tarafından uygulanıyor. Mağdurlar genelde kız çocukları, saldırganlarsa aileden bir erkek. Aynı evde birden fazla çocuk istismar edilebiliyor, çocuklar büyüdükçe saldırıyı küçük olan çocuğa yöneltip durum uzun yıllar saklanabiliyor.
Aile içinde cinsel istismar yalnızca eğitimsiz, belli bir coğrafi bölgede ya da alt sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde yaşanmıyor; en geniş yelpazede ve her düzeyde mevcut.
Türkiye, bu sorunun bütüncül bir tanımına bile sahip değil. Ceza Yasası’nda bu açıdan büyük bir eksiklik var. Bu sorunu yaşayanların üzerindeki etkilerinin psikolojik, sosyolojik ve hukuki boyutlarıyla incelenip yeniden tanımlanması gerekiyor.
Veri neredeyse yok
Ensest konusu, şu anda en az veriye sahip olduğumuz alanların başında geliyor. Sorunun boyutları, nitelikleri ve yaygınlığının ortaya konabilmesi için gerekli olan periyodik araştırmalar yapılmıyor.
Mağdura yönelik koruma sistemi iyi çalışmadığından, tanı konması, koruma, tedavi ve takipte çok ciddi sorunlar yaşanıyor.
Ensestin fiziksel, ruhsal ve sosyal sonuçları en ağır şiddet türlerinden biri olduğuna ve mağdur üzerindeki etkilerinin bir ömür süreceğine dikkat çeken TKDF Başkanı Güllü, “çocuğun bunun bir istismar olduğunu fark etmesinin, korkmadan ifade edebilmesinin kolay olmadığını, çocuk söylese bile inanılmadığını, inanılsa da gizlendiği için aşılması çok zor bir engel olduğunu hatırlatıyor.
