Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Etibank'ın Bilgin Grubu'na devrine onay veren bakanlar arasında yer alan Taner, Medya Holding Yönetim Kurulu'nda 15 ay görev yaptıktan sonra önceki hafta ayrılmış


Dünkü Cumhuriyet'in ekonomi sayfasında Ayşe Sayın imzalı ilginç bir haber:
"Etibank'ın Cavit Çağlar ve Bilgin Grubu'na satılmasına onay veren bakanlar arasında yer alan Güneş Taner, "Ben tek başına karar vermedim" demiş. Haklıdır, partisinin lideri Mesut Yılmaz buna kesinlikle izin vermemiştir!
Küçük bir hatırlatma: Güneş Taner, Etibank'ın 1998'de devir işlemine bakan olarak onay verdiği Bilgin Grubu'na ait Medya Holding'de, ANAP İstanbul milletvekili olarak 1 Ağustos 1999'den beri Yönetim Kurulu üyeliği yapmaktaydı.
Yani 1998'de devir işlemine bakan olarak onay verdiği bir kamu bankasını satın alan gruba ait bir kuruluşta, bakanlıktan ayrıldıktan birkaç ay sonra yönetim kurulu üyesi olarak görev almakta herhangi bir sakınca görmemişti. Taner, 15 ay sürdürdüğü Medya Holding Yönetim Kurulu üyeliğinden, hisselerin Turgay Ciner'e devrinden hemen önce, önceki hafta sessiz sedasız ayrılıvermiş.
Güneş Taner'in sadece Etibank'la değil, el konulan bir başka bankayla da samimi ilişkiler içinde olduğunu, Kanal 7 televizyonu sayesinde hatırlamış olduk.
Etibank'a el konmadan bir gece önce taksiyle eve giderken şoförün radyosundan duyduklarım beni çok eğlendirmişti. Asistanım İlkay Özcan, günler sonra Kanal 7'nin yöneticilerinden haberin tamamının metnini istediğinde, eksik olmasınlar sadece metni değil, o akşam takside olduğum için mahrum kaldığım görüntüleri de bize derhal yolladılar. İşte Kanal 7'nin 26 Ekim akşamki ana haber bültenindeki haberin tam metni:
"Sayın seyirciler, Murat Demirel tutuklandıktan sonra, rahat günlerini gösteren görüntüler, ilk defa Kanal 7 ekranlarında yayınlanmıştı. İki yıl önce, Egebank'ın bir tanıtım toplantısında kaydedilen görüntülerde, Murat Demirel'in yanında oturan kadının Ayşenur Esenler değil, Güneş Taner'in eşi Beyza Taner olduğu ortaya çıktı.
Bu görüntüler, iki yıl önce, Newyork'ta, Egebank'ın bir tanıtım toplantısında kaydedildi kameralara...
Şimdi Ulucanlar Cezaevi'nde olan Egebank'ın patronu Murat Demirel, dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'le yanyana...
Murat Demirel'in sağ tarafında oturan kadının, Ayşe Nur Esenler olduğu sanıldı önce. Ancak daha sonra, bu kadının Ayşe Nur Esenler olmadığı belirlendi. Murat Demirel'in yanındaki kadın, Güneş Taner'in eşi Beyza Taner'di."
Güneş Taner'in Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu günlerde Egebank'ın Newyork'taki tanıtım toplantısında ne aradığına gelince... Onu da Kanal 7'nin bir gün önceki haberinden öğreniyoruz:
1997'de Egebank'ı satın alan Yahya Murat Demirel, 1998'de Newyork'un lüks otellerinden birinde Amerikalı ve Türk işadamı ve bankacılara bir davet veriyor. Egebank'ı ABD'de tanıtmak amacıyla düzenlenen "Globalleşen Egebank" toplantısının onur konuşmacısı ekonomiden ve bankalardan sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner. Daha ne olsun! Amerikalılara güven veren ve onları ikna etmek için bundan daha ala bir tanıtım olabilir mi?
Sahi Taner son bakanlık döneminde "para almadan konuşma yapmadığını" açıklamıştı. Yoksa o açıklaması, sadece medyaya demeç vermekle mi ilgiliydi?
Taner, herhalde taşıdığı bakanlık koltuğunun ağırlığını ve sorumluluklarını tartmış ve o konuşmayı yapmaya da eminim "tek başına kendisi" karar vermemiştir! Tıpkı Etibank'ın satışında olduğu gibi...

Üzdüğüm için üzgünüm

Dün e - postama bakarken, başımdan aşağı kaynar sular döküldü. 100'ü aşkın mesajdan 4'ü, el konulan 10 bankanın personelindendi ve "El konulan bankaları kim neden alsın ki?" başlıklı yazımın tek bir cümlesinin bir bölümüyle ilgili sitemlerini dile getiriyorlardı.
Interbank çalışanları imzalı mesajda, "Bankaların içini boşaltan, ehil olmayan kadro olarak adlandırdığınız çalışanlar değil, ehil olmayan siyasilerin teslim ettiği, ehil olmayan patronlardır. Çalışanlar son derece yetenekli, özenle seçilmiş ve 2 yıldır sabırla ehil ellere teslim edilmeyi bekleyen ehil kişilerdir. Teknolojiye gelince... 17 yıl önce daha sizler e - mail bilmezken, bu banka personeli e - mail kullanıyordu" deniliyor.
Egebank Selamiçeşme şubesinden Hülya Keskinel ise, "Yazınızda birçok konuya katılmakla birlikte, bir bölümünde büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Yorumunuzun, Fon'a geçmiş bir bankada hizmet kalitesini düşürmeden özveriyle çalışan personele zarar vereceğini düşünüyorum" diyor.
Bugüne kadarki deneyimlerim şu ki, eğer tek bir cümlemle ilgili 4 e - posta gelmişse, bunu en az 100'le çarpmam gerek. Hepsinden özür diliyorum. Bulundukları ortamda biraz fazla alıngan olmalarını da anlayabiliyorum.
Ehil olmayan kadrolar ifadesini kullanırken benim kasdetmek istediğim, elbette sıradan çalışanlar değil, sorumlu mevkilerdekilerdi. İster bankaları kötü yönettikleri için batıranlar olsun, ister özellikle hortumlamak için kolları sıvayanlar olsun iki durumda da ehil yönetimden söz etmeye olanak yok herhalde. Bu durumun sadece bankadan el çektirilenler için geçerli olduğu da söylenemez sanırım.
Interbank örneğine gelince... Çalışanlarının da ifade ettiği gibi Interbank 17 yıl önce gerçekten teknolojide en ileri kurumlardan biriydi. Ancak bir bilgisayarın 1,5 yıl gibi kısacık bir sürede 2 kat daha marifetli hale geldiği halde yüzde 30 ucuzlayabildiği, yani teknolojinin başdöndürücü hızla değiştiği günümüzde değil 17 yıl, 17 ay bile eskimek ve hatta duruma göre hurdaya çıkmak için yetebilir diye düşünüyorum.



Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr