Satıcı sim kilidi kırar. Siz farkında olmadan telefonu satın alırsınız. Bayi yetkili değilse, zararınızı kimse karşılamaz!İstanbullu okurlarımızdan Berna Bursalıoğlu, yılbaşında 160 milyon liraya Samsung marka ve Turkcell hatlı bir cep telefonu aldığını zannediyordu. Bir ay içinde telefonda arızalar başgöstermeye başladı. Serviste yapılan incelemede telefonun sim blok kartının kırıldığı ve bu yolla Telsim hatlı telefonun Turkcell hatlı telefona çevrilmiş olduğu ortaya çıktı.
Hiç hesapta olmayan bu durum karşısında okurumuz derhal telefonu kendisine satan Ceren GSM'ye başvurdu ve cihazın değiştirilmesini istedi. Ceren GSM kendisine 2. el telefon teklif edince de konuyu köşemize iletti.
Bilindiği gibi Telsim hatlı telefonları Başarı Elektronik, Turkcell hatlı telefonları ise KVK ve Genpa piyasaya sürüyor. Ünitel ise yalnızca Motorola marka telefonları Telsim sim kilitli olarak satıyor. Ve tek hatlı kullanılan bu modeller, elbette diğerlerine göre daha ucuz. Ancak
bazı bayiler, söz gelişi 100 milyon liralık bir modeli 130 milyona satabilmek için sim kartını kırıp, telefonu her iki kullanıma da açıyorlar. (Genelde kırma işlemini elektronikçilere yaptırıyorlarmış.)
Arkadaşımız Sinem Kütük, telefon esasında Telsim hatlı olduğu için konuyu Başarı Elektronik yetkililerine iletti. Başarı'nın Ankara'daki Genel Müdürlüğü'nde yapılan incelemede, sim kartın telefonun okurumuza satışından önce kırıldığı ve kırılma işlemi sırasında telefonun büyük zarar gördüğü belirlendi. Bu durumda telefon otomatikman garanti dışı kalıyor. Tek yapılması gereken bayinin telefonu değiştirmesi. Ancak Ceren GSM "Bizim sim kartın kırılmasıyla bir ilişkimiz yok" diye işin içinden sıyrılıverdi.
Başarı Elektronik'in telefonu ücretsiz değiştirmesi söz konusu değil. Çünkü Ceren GSM, Başarı'nın bayii değil. Başarı, bu durumda okurumuza ancak 103 milyon lira ödemesi koşuluyla yeni bir ana kart vermeyi öneriyor.
Bu örnekte okurumuzun, tüketici olarak hatalı davranmadığı halde dolandırıldığını söyleyebiliriz. Pekiyi bu tür bir tuzaktan kendimizi nasıl koruyacağız? Anladığımız kadarıyla telefonu bize satanın yetkili bayii olduğundan emin olmaktan başka çaremiz yok.
Avcılar minibüs hattı enflasyonu takmıyor
İnşaat yüksek mühendisi Tunç Yavuz özel sektörde çalışıyor. E - posta mesajında belirttiğine göre bu yıl hükümetin yıllık yüzde 25 enflasyon hedefine göre ilk 6 ay için yüzde 15 zam aldı (Türkiye'deki pek çok çalışan gibi).
İstisnalar da var tabii. Biliyorsunuz dünkü gazetelerde Sabancı Holding'de işçilere verilen yüzde 60 civarında zammın iş dünyasında tepkiye yol açtığı geniş biçimde yer aldı. Yavuz ise ilk bakışta çok daha küçük bir meseleymiş gibi görünen, ama hayatın çok içinden bir şeye, Küçükçekmece - Avcılar minibüs hattında yapılan yüzde 40'lık zamma dikkatimizi çekiyor:
"Küçükçekmece - Avcılar arasında çalışan minibüs ücreti 250 bin liradan 350 bin lirayaççıkartıldı. Yani net yüzde 40 zam aldılar.
Bir minibüsçü; Günde 20 sefer x 14 yolcu x 350 bin = 98 milyon x 30 gün = 2 milyar 940 milyon lira para toplar. Amortisman ve mazot paraları hat kısa olduğu için son derece azdır. Ve hat sahibi olanlar, şoför tutarak yattıkları yerden para kazanırlar.
Yardımınızı istediğim sorular şunlardır:
1 - Benim minibüsçüye ödeyeceğim parayı kim, nasıl tespit ediyor? (Fiyatlandırma üzerinde çalışan bir mühendis olduğum için bu konuyu mesleki açıdan da çok merak ediyorum).
2 - Tespit edilen fiyatı benim adıma kim onaylıyor?
3 - Tüketici olarak hiçbir hakkım yok mu?"
Minibüs fiyatları da pek çok ürün ve hizmette olduğu gibi -mesela ekmekte- Esnaf ve Sanatkarlar Odaları tarafından belirleniyor. Arkadaşımız İlkay Özcan'ın sorularını yanıtlayan Avcılar Şoför Odası yetkilileri, Avcılar - Küçükçekmece arasında çalışan minibüslerin zamdan önceki ücretinin aslında 290 bin lira olduğunu, ama deprem nedeniyle fiyatı 250 bin liraya indirdiklerini söylediler. Aslında zam oranı yüzde 25 civarıymış. Ama 250 bin lira üzerinden değil de 290 bin lira üzerinden hesaplanmış.
Air Alfa 3.5 ay süründürdü
İzmirli okurlarımızdan Erçin Çelik 12 Şubat'ta Kombassan'a ait Air Alfa'yla Düsseldorf'tan İzmir'e uçtu ve bu arada bavullarından biri hasar gördü. Bu gibi durumlarda yolcunun hemen havaalanında zabıt tutturması gerekiyor. Aksi takdirde hak aramak imkansızlaşıyor.
Ancak Air Alfa örneğinde bu da işe yaramamış anlaşılan. Aksi takdirde okurumuzun parasını alması için 3.5 ay beklemesine gerek kalmazdı.
Gerekli işlemlerin hepsini yapan Çelik, İzmir'den İstanbul'a gönderilen raporun sonucunu beklemeye koyuldu. Aradan uzun bir süre geçmesine karşın ses seda çıkmadı. Bunun üzerine İstanbul'la irtibata geçen okurumuz, "Ödemeler askıya alındı. Tekrar ne zaman başlayacağını bilmiyoruz" gibi bir yanıt aldı. Kendi çabalarıyla sonuç alamayacağını anladığı için de konuyu köşemize iletti.
Arkadaşımız Sinem Kütük'ün sorularını yanıtlayan Air Alfa yetkilileri, biz devreye girdikten sonra okurumuzun 100 dolarlık ödemesini yapacaklarına söz verdiler. Dediklerine göre gecikme, yönetimin değişmesinden ve yeni İşletme Başkanı'nın yurtdışında olmasından kaynaklanmış.
Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr