Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Okurlarımız yoksullar üzerinden yapılan siyasete ve ticarete bizatihi yoksulluktan daha çok tepki duyuyor sanki. Yoksulluğu, özne olarak ele almak yerine bir başka özne ya da birkaç öznenin yol açtığı "sonuç" olarak görme eğiliminde:Adem Arslan: Doğu ve Güneydoğu'nun gerçeğini kavrayabilmek için, oralarda en az 6 ay yaşamak gerekiyor. Bölgede okullaşma oranı artsa bile değişmeyen / değiştirilemeyen bazı kültürel davranışlar kalacaktır. Doğurganlığın cehaletle % 100 doğrudan ilişkisi yok. Siyasal ilişkisi daha ağırlıktadır. Kürt nüfusunun oranıdır doğurganlığı etkileyen en büyük etken. Orada yaşayan vatandaşlarımızın beyinlerine böyle işlenmiştir: Doğum kontrolünün günah, rahim içi araçlarının dinleme cihazı olduğu, "Veren Allah rızkını da verir" gibi uydurmacalarla hayat devam etmektedir.Elif Şahin: Konuyu çok önemli bir noktasından yakalamışsınız. Teoride "demografik fırsat penceresi" olarak sunulan 0-14 yaş grubunun nüfus içindeki yüksek oranını, pratikte kör bir kuyuya dönüştürmeyi başarmışız demek ki! 0 -14 yaş nüfusun % 47'leri bulduğu Doğu ve Güneydoğu illerimizle, en düşük olduğu Trakya ve kuzey batı illerimizdeki kişi başına milli gelir uçurumunu gösteren yazıma, okurlarımızdan pek de beklemediğim yorumlar geldi. Haydar Öksüz: Tunceli için aykırı il demişsiniz, doğrudur. Ama 14 yaşın altındaki nüfusun neden az olduğu araştırılırsa, köylerde okulların kapatılmasından dolayı insanların çocuklarını okutabilmek için başka şehirlere göç etmelerinden kaynaklandığı görülecektir. Tunceli'de insanlar, mecbur kalmadıkça çocuklarını yatılı okullarda okutmak istemezler ve bizim yörenin insanı için eğitim çok önemlidir.Almanya'dan Dr. Ekber Benlier: Tuncelili olarak yazınızdan gurur duydum. Ben Almanya'da serbest çalışan bir üroloji uzmanıyım. Ortanca kardeşim inşaat mühendisi, küçük kardeşim plastik cerrah. Tuncelili okumayı sever, çünkü başka seçeneği yok. Tunceli dağlık-taşlık bir yer. Tarım arazisi yok, sanayi bildiğim kadarıyla yok. Turizme elverişli, ama turizmi de yok. Tunceli'den eğitim göçü Nuri Temel Akay: Resmi istatistiklere göre ülkemizin en yoksul illerinden bir bölümü, gerçek rakamlara göre oldukça zengindir.İstatistiklere göre zengin illerde ailede en fazla 2 çocuk vardır ve çoğunun da beti-benzi atıktır. Yoksul illerde ise hemen her kadın 10-12 çocuk doğurmuştur ve hepsinin yanaklarından kan damlar. Resmi istatistiklerin gerçeği yansıtmamasının nedeni, varlıklı(!) illerde % 40-50'lerde seyreden kayıtdışılığın Güneydoğu'da % 90'lara ulaşmasıdır. Bu yoksul iller;a) Sosyal güvenlik sistemlerine hiç katkıda bulunmadıkları halde (yeşil kart, vs) kamunun sağlık giderlerinden hatırı sayılır payı alırlar.b) Elektriği kaçak kullanırlar.c) Hiç vergi de vermezler.d) Uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve diğer tüm kaçak ticaret, aslında bu yörenin temel gelir kaynağıdır ama istatistiklere hiç yansımaz. En yoksullar "zengin" Kaya Türkden: "En yoksul illerde nüfusun % 47'si 14 yaşın altında" başlıklı yazınız çok enteresan. Bu iller yoksul olduğu için mi bu hale geliyor, yoksa bu kadar çok çocuk yapıldığı için mi yoksul oluyorlar? Diğer bir deyişle yoksulluğu kendileri üretiyorlar. mtamer@milliyet.com.tr Yoksulluğu üretenler