Clattenburg ve Merk çözüm mü?

10 Kasım 2024

Futbolda gündem maddesi bulmakta zorlanmıyoruz. Her gün toplum olarak ayrışmamıza katkıda bulunan bir başka tartışma konusu buluyoruz. Onu da tartışmıyoruz sağlıklı olarak. Taraflar birbirini suçlayıcı açıklamalar yayınlıyor.
Geçen haftanın arada kaynayabilecek konularından biri de yabancı hakem hocalarından rapor alma projesiydi. Fenerbahçeli ve Galatasaraylı yöneticilerin atışmalarından temasa geçilen eski hakemlerin isimlerini de öğrendik.
İngiliz Mark Clattenburg, Yunan Marinakis’in sahibi olduğu Nottingham Forest’a danışmanlık yapmaya başlamıştı geçen şubatta. Ligin son bölümünde Forest aleyhine sonuçlanan ve tartışma yaratan VAR kararlarıyla ilgili yazdığı rapor, Marinakis’in direktifiyle sert bir kulüp açıklamasına dönüştürüldü. Özellikle hakem camiasının Clattenburg’a büyük tepkisi oldu. Sonucunda o da Forest’taki görevinden istifa etti. Şu anda televizyonda hakem yorumculuğu yapıyor.
2016 Şampiyonlar Ligi finalini de yöneten 49 yaşındaki Clattenburg, kendisine, “Avrupa’da farklı,

Yazının Devamı

Amorim ile olur mu?

3 Kasım 2024

Yıllar boyunca dünya üzerindeki neredeyse tüm futbol tartışmalarında, Manchester United-Alex Ferguson ilişkisi örnek gösterildi.
İlk 6 sezonunda şampiyonluk göremeyen bir teknik adamın buna rağmen görevinde kalması ve sonraki 21 sezonda gelen 13 şampiyonluk... Bu lig şampiyonluklarına ek olarak gelen 2 Şampiyonlar Ligi ve detaylarını yapay zekaya sorabileceğiniz bir ton yerel kupa...
Ama asıl soru şu: 80’lerin sonunda gerçekleşen bu sabır gösterisi günümüze ne kadar uygun? Belki de bunu denedi United Yönetimi, Erik Ten Hag ile... Lakin geçtiğimiz hafta içinde bu deney başarısızlıkla sonuçlandı.
Bu tip şeyleri denemek isteyenler şunu unutmamalı. Şampiyonlar Ligi öncesinde takımların ikinci ya da sekizinci olmaları fazla önem taşımıyordu. Gelirler şimdiki seviyelerde değildi. İngiltere’de alt ligden gelen takımlar hemen ertesi sezon şampiyonluk yarışına girebiliyordu. Farklı günlerdi. Muhtemelen Ferguson, 1986’da değil 2006’da gelse ilk 4 gelmediği sürece kendisiyle çabucak yollar ayrılacaktı.
Ten Hag inatçı ve geçinmesi zor bir teknik

Yazının Devamı

Tuchel tartışması

20 Ekim 2024

İngiliz futbolu bir güzel karıştı. Milli takımın başına Thomas Tuchel getirildi. 3 Aslanlı takımın başına bir Alman mı? 20 yıl, 30 yıl önce bunu teklif etmek bile küfür sayılabilirdi. Ama Chelsea’ye Şampiyonlar Ligi’ni kazandıran hoca, Gareth Southgate’ten boşalan koltuğa oturuverdi.
Gary Neville ve Sam Allardyce gibi isimler, Tuchel’in kalitesine itiraz etmemelerine karşın, Graham Potter ve Eddie Howe gibi isimlerin es geçilmesine kızgındı. Bizde olan tartışmaların benzerleri yaşandı hafta içinde.
Tuchel, Chelsea’de geçirdiği süre boyunca hem İngiliz futbolunu hem de oyuncuları yakından tanıma fırsatı buldu. Chelsea ile Şampiyonlar Ligi’ni kazanması, onun Avrupa futbolunun en üst düzeyindeki başarılarına bir yenisini ekledi. İngiltere Milli Takımı’nın oyuncularının çoğu Premier Lig’de forma giydiği için, Tuchel’in bu ligdeki derin tecrübesi, milli takımın yapılandırılmasında önemli bir avantaj sağlayabilir. Taktiksel açıdan, Tuchel’in 3-4-3 ve 4-3-3 gibi esnek sistemleri kullanabilmesi, İngiltere’nin farklı rakiplere karşı

Yazının Devamı

Montella ile devam

13 Ekim 2024

Futbolun kamuoyunu meşgul ettiği ülkelerde milli takım meselesi hep tartışılır. Kulüp futbolunun fazlasıyla ön plana çıkması nedeniyle bu tartışmalar sadece milli maç dönemlerinde yapılır hale geldi.
Bizde de durum aynı... Her milli takım hocası, kamuoyunda farklı şekilde karşılanıyor. Fatih Terim geldiğinde ona aşkla bağlı olanlar seviniyor, ondan nefret edenler altını oymaya başlıyor. Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Ersun Yanal’da da durumlar aynı. Hatta yerli kıvamına gelmiş Lucescu’da da. Kamuoyunu etkileyen kaç yorumcu ve futbol adamı varsa cephelere bölünüyor. Oynanan futbol ve sonuçlar bir tarafa bırakılıp, kahraman ve kötü adam kavramları üzerinden tartışma açılıyor.
Vincenzo Montella, Adana Demirspor’u Avrupa kupalarına taşıyan bir teknik direktör. İtalyan olması nedeniyle ona aşık olan da yok ondan nefret eden de. Ancak kendi kafalarında kim varsa onu milli takım başında görmek isteyenlerle uğraşmak zorunda.
Tabii ki Montella’nın her teknik direktörde olduğu gibi eleştirebileceğimiz yanları ve inatları var. Ancak bu eleştirilerin geldiği, “Hemen

Yazının Devamı

Schillaci de veda etti

29 Eylül 2024

1990 Dünya Kupası için modern kupaların ilki diyebiliriz. Tüm maçların canlı olarak evlerimize geldiği bir turnuvaydı. Oynanan futbolun kalitesi negatif taktiklerin etkisiyle düşse de kupanın şarkısında dediği gibi Bir İtalyan Yazı’ydı.
Maradona’nın ve Arjantin’in 4 yıl öncekinin aksine tökezleyerek ilerlediği, Almanların tam anlamıyla Panzer kıvamında top oynadığı bir turnuvaydı. İngiltere’nin 1966’dan bu yana ilk kez yarı final oynadığı, Kamerun’un Afrika futbolundaki gelişimi gözümüze soktuğu bir yazdı.
Turnuvanın sonunda ev sahibi İtalya, üçüncü olmayı başarıyordu. Ama teselli olarak gol krallığını kazanmışlardı. Toto Schillaci 6 golle zirvedeydi. İlginç olan, Sicilyalı’nın bırakın 1 yıl öncesini turnuvadan birkaç ay öncesine kadar milli formayı giymemiş olmasıydı. Salvatore ya da herkesin kullandığı kısaltmayla Toto, turnuva başında da Teknik Direktör Azeglio Vicini’nin kafasındaki 11’de yoktu. Roberto Baggio bile ilk tercih değilken Juventus’ta oynadığı tek sezonla parlayan bu heyecanlı gol avcısına ne oluyordu

Yazının Devamı

Yeni Ercan Güven’ler, Ahmet Çakır’lar gelir mi?

22 Eylül 2024

Türk spor basını ciddi bir kriz yaşıyor. Eski ve yerinde bir tabirle at izi ve it izi birbirine karışmış durumda. Böyle bir dönemde okuyan, yazan, düşünen iki meslek büyüğümüzü kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Ercan Güven, şu anda elinizde bulunan gazetenin spor sayfalarının önemli bir değeriydi yıllarca. Bir dönem haftanın her günü yazdığı yazılarla bir nevi “Başmuharrir” olmuştu. Birçok konuda birbirlerini taklit etmeyi seven gazeteler nedense böyle bir tasarrufta bulunmadılar. Ya Ercan abi gibi “fikri hür, vicdanı hür” insanların spor basınına “sızmasını” istemiyorlardı ya da ellerinde o çapta bir kişi yoktu. 
Uzun yıllar boyunca Milliyet’in spor sayfalarını Türk basınında liderliğe yükselten ekibin üyesiydi Ercan abi. Maalesef görsel ve hatta dijital medyanın yaygınlaştığı, uzun uzadıya kıymeti kendinden menkul tartışmaların teknik analizlerden daha fazla izlendiği ülkemizde yeni birilerini bulmak zor.
Diğer taraftan Ahmet Çakır. Ahmet abiyi 1997’de Yeni Yüzyıl

Yazının Devamı

Avrupa Süper Ligi’nin ikamesi

1 Eylül 2024

S on 35-40 yılın meselesi Avrupa Süper Ligi. Taa 80’lerde büyük kulüpler, kendi aralarında bir lig düzenlemenin peşindeydi. Ivır zıvır olarak gördükleri ülkelerin takımlarıyla oynamak istemiyorlardı. İşte bu durumu göz önüne alan UEFA, kadim Avrupa kupaları formatını bozup Şampiyonlar Ligi’ni başlattı 90’ların başında.
Önce şampiyonların katıldığı turnuva bir süre sonra büyük liglerin 4’üncülerinin bile sahne aldığı bir turnuva halini aldı. Ama büyük kulüpler, bununla da tatmin olmadı. Son dönemde Real Madrid liderliğinde bir isyan projesi başlattılar. Ancak o da özellikle İngiliz ve Alman kulüplerinin geri çekilmesiyle bastırıldı. UEFA, büyük takımların birbiriyle daha fazla maç yapması için yeni bir format uydurdu. Ve bu format bu sezon uygulanmaya başlanıyor.
Yeni sistemde 1. torbadaki takımlar bile kendi torbalarından iki takımla oynuyor. Yeni sistemin kura çekiminin ardından bir göz atalım önümüzdeki maçlara...
İsyankarların reisi, son Avrupa şampiyonu Real Madrid istediğini

Yazının Devamı

Avrupa’nın patronu İspanya

15 Temmuz 2024

Turnuva boyunca oynadığı futbolla herkesin beğenisini kazanmıştı İspanya... De La Fuente’nin klasik İspanyol tiki takasına getirdiği çağdaş yorum, finale kadar tüm maçların kazanılmasıyla geçer not almıştı.
İngiltere ise neredeyse hiçbir maçında futbolseverleri tatmin edememiş ama Southgate’in genelde son dakikalarda yaptığı değişikliklerle finale yürümüştü.
Maçın ilk yarısı tahmin edildiği gibi geçti. İspanya sağ yandan Lamal’le, sol yandan Williams’la vızır vızır geldi. İngiltere geride kompakt kalıp İspanya’yı en azından gol yollarında kilitledi.
Dünyanın en iyi 6 numarası Rodri’nin sakatlık nedeniyle ikinci yarıya çıkamayışı, belli ki İngiltere’nin de dengesini bozmuştu. Daha 2 dakika dolmadan Williams’ın attığı gol, bu konsantrasyon eksikliğinin sonucuydu.
Southgate, 60’ncı dakika geldiğinde son maçı kurtaran hamleyi tekrarladı. Kane çıktı Watkins girdi. Bu değişiklik değil ama Palmer’ın girişi skoru değiştirdi. Cucurella belki de turnuvada ilk kez hata yaptı ve Palmer, hem skoru hem oyunu değiştirdi.
Pickford, Berlin

Yazının Devamı