Mirgün Cabas

Mirgün Cabas

Tüm Yazıları

Kaç kişi inanıyordu, kaç kişi inanmış görünüyordu bilmiyoruz ama AKP’nin AK Parti olduğuna, her türlü yolsuzluktan ari olduğuna dair inanç, Başbakan Erdoğan’ın ısrarlı demeçleriyle pekişti. “Yolsuzluklara bulaşmadıkları, önceki hükümetlerden bu noktada ayrıldıkları, hem iş bitirici hem dürüst oldukları” tekrarlaya tekrarlaya beyinlere kazıdıkları mesajdı. Hatta mesaj olmanın ötesinde, bu AKP’nin mitosuydu. Yani partinin varoluş sebebini de açıklayan, yaratılış efsanesi...
Efsanelerin abartılı olduğunu biliriz. Hele yaratılış efsaneleri bir şuuru uyandırıp ayakta tutmak için iyice alevlendirilmiş hikayelerdir. Son yolsuzluk operasyonu AKP’nin yaratılış efsanesine darbe indirdi. Siz bir kavramı en kıymetliniz haline getirip sermayenizi buna yüklerseniz, en güçlü yanınız aynı zamanda en zayıf yönünüz haline gelir. Başkasını yaralamayacak darbeler, sizin sonunuzu getirebilir. Bakın ANAP’a, “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” lafına kulak tıkayıp yıllarca iktidarda kaldılar, arada yolsuzlukları duyulduğu zaman da kimse hayal kırıklığına uğramadı. Çünkü vurguyu dürüstlüğe değil iş bitiriciliğe yapmışlardı.
Şimdi Başbakan’ın önünde bu operasyonu örtbas etmek ya da adı karışanları cezalandırmak gibi iki seçenek var. Seçeneklerin her ikisi de, herhangi bir iktidara vereceği hasardan çok daha fazlasını verecek AKP’ye. Bugüne kadar, “Biz gereğini kendimiz yapıyoruz, aramızda barındırmıyoruz” dediği kadroların partinin çekirdeğine çöreklendiği anlaşıldı. Bundan sonra bu operasyonun yeni emniyet kadroları tarafından sulandırılıp sulandırılmayacağı, mahkumiyetler olup olmayacağı bir “teferruattan” ibaret. Bundan sonra bununla yaşamaya alışması gerekecek iktidar partisinin. Ve belli ki mitinglerin çok sevilip sık tekrarlanan başlıklarından “meşhur İSKİ yolsuzluğu” paragrafı konuşmalardan çıkarılarak başlanacak işe.

Haberin Devamı

Hocaefendi’nin bedduası

Suriye’de iç savaş patlak verdiğinde Esad’ın adı AKP’lilerin dilinde bir gecede Esed’e dönüşmüştü. Fethullah Gülen de bazıları için bir gecede Hocaefendi’den “Vaiz”e dönüştü. Düne kadar adını destursuz anmadıkları Gülen hakkında “Vaiz lobisi” filan diye makara yapmaya kalkışıyorlar. Dün Fethullah Gülen’in beddualı kaseti yayınlandı. Gülen önünde çay bardağıyla munis bir şekilde başladığı beş dakikalık konuşmasında öyle laflar ediyor, öyle beddualar sıralıyor, konuşmanın hararetiyle öyle jestler, el kol hareketleri yapıyor ki, her an yıldırımlar düşecek, şimşekler çakacak diye tedirginlikle bekliyor izleyen. İnsanın hiç inancı yoksa bile böyle gönülden edilen bedduaların tutacağından şüphe etmez. Hocaefendi’den vaiz diye söz edenler o bandı izleyip bir daha düşünsünler.

Haberin Devamı

Kutudaki gerçek

Halkbank Genel Müdürü yolsuzluk operasyonunun sembolü haline gelen ayakkabı kutuları hakkındaki büyük gerçeği açıklamış: “O 4.5 milyon dolar, bağışlarla toplandı. Kutudaki paralarla imam hatip lisesi yapılacaktı” demiş.
Biz adamı paraları kutuladığı, evde tuttuğu, enselendiği için yerden yere vuruyorduk ama genel müdür aslında göründüğü kadar da tedbirsiz ve iş bilmez değilmiş. Bir kere sıyrılma cümlesi bile dönemin ruhuna uygun... Hatta dönemin ruhunun tek cümlelik özeti! İçinde imam hatip var, bağış var, hak yolunda haksızlığa uğrama var, yanlış anlaşılmadan kaynaklanan mağduriyet iddiası var... Genel müdür bu bataktan kendisini kimin çıkaracağını biliyor ama önce kendisini çıkaracak olanların o bataktan sıyrılmaları gerekecek...

Haberin Devamı

Dinden çıkaran

Dünkü gazetelerde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir açıklaması vardı. Bu sene 779 kişi İslam’a dönmüş. Almanlar, Ruslar, Fransızlar Hıristiyanken Müslüman olmuş, 21 kişi de ateistken İslam’ı benimsemiş.
Bu mutlu haberin hemen yanındaysa başka bir haber... Van’da imam, cuma hutbesinde yolsuzluk yapan bakanları savunurken hükümetin sözlerini tekrarlamış, “ABD’nin, İsrail’in işidir” demiş; hutbeye kızan cemaat de camiyi terk etmiş. Diyanet belli ki dişini tırnağına takıp tek tek İslam dinine mümin devşiriyor, birileri de mevcut inananları bölük bölük dinden imandan soğutuyor...