Türkiye 3. çeyrekte yüzde 11.1’lik rekor büyümeye imza attı. Büyüme rakamları iş dünyasını sevindirdi. Ancak yapılan bütün değerlendirmelerde ‘sürdürülebilir ve nitelikli büyüme’ kavramı ön plana çıktı. ESİAD Ekonomik Gözlem Grubu’nun, büyüme rakamları ve 2018 beklentileri ile ilgili dernek üyelerini bilgilendirdiği toplantıda ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, 2018 yılında cari açık oranının da düşürülmesi için teknoloji, kimya, makine gibi farklı alanlarda yapısal desteklerle büyümenin niteliğinin desteklenmesi önerisinde bulundu. Sivri, Türkiye’nin küresel rekabet için sadece ucuz ve düşük maliyetli seri üretimle değil, katma değerli, inovasyona dayalı üretimle büyümesi gerektiğine de dikkat çekti. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde de bir araya geldiğim iş insanları da büyüme konusunda benzer görüşleri dile getirdi. Hizmetler ve inşaat sektörüne dayalı bir büyüme yerine, üretime dayalı katma değerli sürdürülebilir bir büyüme istediklerini vurguladı. Sokakta vatandaşa sorulduğunda ise büyümenin kendi ceplerine yansımadığını söylüyor. Büyüme gerçekten büyülü bir kelime. Sadece rakamlarda kalmaması, gerçekten herkesin büyümeyi hissetmesi gerekiyor. Rekor büyüme oranı,
Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizinin yaşandığı 2001 yılında ülke geleceğine olan inançları ile Çimentaş’ı satın alarak ülkemize yatırım yapan İtalyan sermayeli Caltagirone Grubu’na bağlı Cementir Holding, İzmir’i çok sevdi.
Çimentaş’ın 17 yıllık sahibi Holding, yatırımlarını her yıl artırarak sürdürüyor.
Çimento üretiminden sonra inşaat sektörüne de adım atan Çimentaş Grup şirketlerinden YapıTek A.Ş., Narova ismiyle hayata geçirdiği konut projelerinin 3 etabını tamamladı.
Şimdi 4. Etaba başladı. Toplam 9 etaptan oluşan projesi için 500 milyon TL’nin üzerinde yatırım yapacak.
***
Narova projesinin 4. Etap tanıtım toplantısı dolayısıyla görüşme fırsatı bulduğum Caltagirone Grup’a bağlı YapıTek Yönetim Kurulu Başkanı Alessandro Caltagirone, yatırımlarından çok memnun olduklarını belirterek, yeni yatırımlar için hazırlık yaptıklarını söyledi.
İtalya’da ağırlıklı olarak Roma’da olmak üzere inşaat sektöründe 2.7 milyar Euro’luk projeleri olduğuna işaret eden Caltagirone, “Biz Türkiye’yi çok seviyoruz. Yatırımlarımızdan da son derece memnunuz. İnşaat projeleri içinde Roma’ya çok benzediği için İzmir’i seçtik. Gayrimenkul sektöründe 100 yıllık tecrübemiz var. Bugün birçok firmanın da
Geçen hafta bu köşede İzmir’in Endüstri 4.0 konusundaki duyarlılığını gündeme getirdim. Endüstri 4.0’ın başarısının da soran, sorgulayan, üreten bireyleri yetiştirecek eğitim sisteminin oluşturulmasına bağlı olduğunu vurguladım. Bu eğitimi verecek kurumlarda okullar. İzmir’de eğitim kalitesi çok yüksek birçok okul yer alıyor. Bu okullardaki özverili ve idealist öğretmenler ile her şeye rağmen çocuklara çok iyi eğitim verilmeye çalışılıyor. Bu okullardan biri de Sevinç Okulları. 31 yıllık tecrübeye sahip olan Sevinç Okulları’nın Bornova’daki Okul Müdürü Hale Handan Coşkun ile kısa süreli sohbet etme imkanım oldu. Tabii konu sürekli tartışılan eğitim sistemine geldi. Özellikle Endüstri 4.0 üretim sistemine uygun bireylerin yetişmesi konusunda çaba harcadıklarını belirten Coşkun, okul olarak bu alandaki farklılıklarını anlattı. Coşkun, okullarında Atatürkçü düşünce doğrultusunda Cumhuriyetimizin ilke ve değerlerini öğrenen, anlayan ve yaşatan öğrenciler yetiştirdiklerini söyledi. Coşkun, kendisine, yaşadığı çevreye ve farklı kültürlere karşı saygılı, duyarlı ve sorumluluk bilincine sahip bireyler yetiştirdiklerinin altını çizdi. Öğrencinin kolay, hızlı, kalıcı ve hızlı oyunla
İzmir, geçmişten bugüne hep ilklerin kenti olmuştur. Ticarette, sosyal ve kültürel hayatta, planlı sanayileşmede hep öncü rolü olmuştur. Son dönemde de ‘Endüstri 4.0’ kavramına farkındalığın artırılmasında öncülüğü kimseye bırakmıyor.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ın ilk kez İzmir’de kamuoyu ile paylaştığı ve her platformda da gündeme getirdiği ‘Endüstri 4.0’a bütün iş dünyası sahip çıktı. Ege Otomotiv Derneği, geçen Nisan ayında 22. kuruluş yıldönümünü ‘Endüstri 4.0’ ile ilgili düzenlediği panelle kutladı. EGOD ile Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneği Federasyonu (BASİFED) işbirliği ve NRM Mühendislik Makine katkıları ile düzenlenen panelde, Siemens İcra Kurulu Üyesi Ali Rıza Ersoy, ‘Endüstri 4.0’ sanayi devrimini tüm yönleri ile anlattı.
Geçen günlerde Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Ege Şubesi’nde de Yönetim Danışmanı Belkıs Teksöz de Endüstri 4.0 sunumu yaparak, dernek üyelerini bu konuda bilgilendirdi. TÜGİAD Ege Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Can Yavaş da ‘Endüstri 4.0’ın basit bir üretim dönüşümü değil, toplumun tüm katmanlarının katılacağı bir sıçrama olduğunu vurguladı.
Sesimiz duyulmalı
Son olarak, Ege Sanayicileri
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iş dünyası temsilcileri ile kentin önde gelen otomotivcilerini bir araya getirerek ‘Yerli otomobil İzmir’de üretilsin’ seferberliği başlattı.
Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen toplantıda EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ın başkanlığını yapacak bir de komite kuruldu.
Komite, yarın İzmir milletvekilleri ile toplanacak, ardından Ankara’da kulisler yapacak.
Toplantıya katılanlar İzmir’in lojistik, yan sanayi avantajları ile yerli otomobil için en güzel lokasyon olduğunda birleştiler ama Ankara’nın ikna edilmesinin önemini vurguladılar.
Ben de toplantıyı fırsat bilerek otomotiv sektörünün temsilcilerine bu yılı nasıl geçirdiklerini ve 2018 yılı beklentilerini sordum.
***
Aldığım yanıtlar bana moral verdi. Ağırlıklı olarak ihracat yapan firma temsilcileri geçen yıla göre yüzde 30’lara varan miktar ve ciro artışlarına işaret ederken, 2018 yılında da artış beklentileri olduğunu ifade ettiler.
Otomotivcilerin büyük bir bölümü yeni yılda yeni yatırım planladıklarını belirtirken, farklı ülkelerle yaşanan diplomatik krizlere rağmen ihracat grafiklerinde bir düşme olmadıklarını dile getirdiler.
Yıllardır ‘Ne olacak bu İzmir’in hali?’ şeklinde tartışmalara tanık oluruz. İyi niyetli, kentin geleceği için kafa yoranlar kent için farklı vizyonlar orta koyar.
İzmir, sanayi, turizm, tarım, yazılım ve inşaat sektörlerindeki yatırımlarla ön plana çıkmıştır. Son dönemde özellikle inşaat sektöründe hızlı bir gelişme sürecinde olan kentte, sanayi yatırımları da her türlü zorluğa rağmen yılmayan sanayicilerin azmiyle artarak devam ediyor.
Sanayi alanında hızlı büyüyen gruplardan biri de Norm Grup. Nedim Uysal tarafından 44 yıl önce çift vuruşlu bir makineyle üretim serüvenine başlayan grup, bugün 8 fabrikası, 2 binin üzerinde çalışanı ve yıllık, yaklaşık 94 bin ton üretim kapasitesiyle dev bir kuruma dönüştü. Aile şirketi olan Norm Grubu, holdingleşme sürecini de başarıyla tamamladı. Bu konuda görüşlerini aldığım Fatih Uysal, mutlu ve gururluydu.
Uysal, holdingin başına da iki yıldır grup bünyesinde yönetim kurulu danışmanı olarak yer alan Kamil Başaran’ı ‘Norm Holding CEO’su’ olarak atadıklarını söyledi.
Kamil Başaran, özellikle otomotiv dünyasının yakından tanıdığı bir yönetici. 1984 yılından 2004 yılına kadar kesintisiz olarak TOFAŞ bünyesinde farklı kademelerde görev alan Başaran,
Ulukent, son dönemde İzmir’in en hızlı büyüyen yerlerinden biri.
Son dönemde de inşaat firmalarının gözdesi olmuş durumda.
Televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde ve sokak panolarında o bölgede hayata geçirilen projeler sürekli karşımıza çıkıyor.
15 yıl öncesine kadar 80 bin TL’ye kadar dairelerin satın alınabildiği bölgede bugün fiyatlar 600 bin TL’ye dayanmış durumda.
Ulukent Bölgesi’nde projelere imza atan, Türkiye Genç İşadamları Derneği Ege Şubesi Üyesi , İnşaat Mühendisi Evren Taşkıran ile yaptığımız sohbette Ulukent mucizesini ilk elden öğrenme fırsatı buldum.
Taşkıran, Yönetim Kurulu Üyesi olduğu inşaat şirketi ile bölgede ilk projeleri hayata geçiren isimlerden.
***
Taşkıran, 15 yıl öncesinde arsa fiyatları uygun olduğu için bu bölgeye yöneldiklerine işaret ederek, “Ulukent’in son dönemde popüler olması çok normal. İZBAN ve çevre yolu yatırımları ile ulaşımın kolaylaşması, Çiğli, Menemen veAliağa hattındaki sanayi tesislerine yakınlığı, bölgede üniversite ve okulların yoğunlaşması sonucu Ulukent, ön plana çıktı. Karşıyaka’da arsa üretiminin olmaması ve mevcut evlerde de daire fiyatlarının 1 milyon 400 bin TL’lere yükselmesi de proje üretmek isteyen müteahhitlerle, daha uygun
Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV), uzun süredir hazırlıklarını sürdürdüğü Ege Ekonomik Forum’dan alnının akıyla çıktı. Ekonomi Bakanlığı desteği, NTV ve Özgencil işbirliğiyle gerçekleştirilen, EGEV’in de bölge ortağı olduğu organizasyonda Başbakan Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Yunanistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu başta olmak üzere birçok isim yer aldı. Açılışta verilen mesajlar, Ege Bölgesi’nin geleceği açısından oldukça sevindiriciydi. Başta, Ege Bölgesi’nin turizm pastasının büyütülmesi, ekonomide gücünün daha da artması için yapılması gerekenler tek tek sıralandı. Özellikle aynı denizin komşusu olan Yunanistan ile Ege Bölgesi’nin zeytinyağı başta olmak üzere birçok ortak ürününü dünyaya pazarlaması noktasında işbirliği yapılabileceği vurgulandı. İş dünyası temsilcileri de yaşanan sıkıntıları ve çözüm önerilerini sıraladılar. Ege Bölgesi’nde uzun süredir böylesine geniş kapsamlı, sorunsuz bir organizasyon düzenlenmemişti. Bazı iş dünyası temsilcileri de beğendikleri organizasyonu neden daha önce yapamadıklarına hayıflandı. Esnaf teşkilatı ve siyasete getirdiği vizyonun ardından, İzmir’deki sivil toplum