Geçen hafta bu köşede İzmir’in Endüstri 4.0 konusundaki duyarlılığını gündeme getirdim. Endüstri 4.0’ın başarısının da soran, sorgulayan, üreten bireyleri yetiştirecek eğitim sisteminin oluşturulmasına bağlı olduğunu vurguladım. Bu eğitimi verecek kurumlarda okullar. İzmir’de eğitim kalitesi çok yüksek birçok okul yer alıyor. Bu okullardaki özverili ve idealist öğretmenler ile her şeye rağmen çocuklara çok iyi eğitim verilmeye çalışılıyor. Bu okullardan biri de Sevinç Okulları. 31 yıllık tecrübeye sahip olan Sevinç Okulları’nın Bornova’daki Okul Müdürü Hale Handan Coşkun ile kısa süreli sohbet etme imkanım oldu. Tabii konu sürekli tartışılan eğitim sistemine geldi. Özellikle Endüstri 4.0 üretim sistemine uygun bireylerin yetişmesi konusunda çaba harcadıklarını belirten Coşkun, okul olarak bu alandaki farklılıklarını anlattı. Coşkun, okullarında Atatürkçü düşünce doğrultusunda Cumhuriyetimizin ilke ve değerlerini öğrenen, anlayan ve yaşatan öğrenciler yetiştirdiklerini söyledi. Coşkun, kendisine, yaşadığı çevreye ve farklı kültürlere karşı saygılı, duyarlı ve sorumluluk bilincine sahip bireyler yetiştirdiklerinin altını çizdi. Öğrencinin kolay, hızlı, kalıcı ve hızlı oyunla öğrenmesini sağladıklarına işaret eden Coşkun okullarındaki eğitim sistemini şöyle anlattı: “21.yüzyıl becerilerinden yaratıcılık, inovasyon ve problem çözme becerilerini geliştiren Lego Robotik programı ile tüm öğrencilerin hayal güçlerini geliştirerek, zamanı etkin kullanma ve kendini doğru ifade edebilme becerilenin gelişimlerine katkıda bulunuyoruz. Kodlama dersi ile dünyada dijital dünyanın işleyişini anlayan, teknolojik gelişmelere yön verecek öğrenciler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Duygusal ve sosyal zekanın geliştirilmesi için çok ideal bir ortam da “Oyun Oynama” sürecidir. Okulumuz akıl oyunları labaratuvarında çocuklar oyun oynayarak öğrenirler. Derslerimizde ayrıca animasyon, simülasyon, sanal deney, ses, video, resim gibi görsel ve mutimedyalarla zenginleştirilen eğitim içeriklerini öğrencilerimize sunuyoruz.”
Hale Handan Coşkun, okullarındaki fark yaratan uygulamalar konusunda bunları dile getirdi. Bu uygulamaların bütün okullarda uygulanarak, eğitim sisteminin bir parçası olması gerekiyor. Aksi halde ülke olarak Endüstri 4.0 çağına da uzaktan el sallamak zorunda kalırız.
ESBAŞ, hedefini tutturdu
Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş (ESBAŞ) serbest bölgeciliğin Türkiye’de nasıl yapılması gerektiğini öğreten şirketlerden biridir. Kurucusu rahmetli Kaya Tuncer, ülkesini seven bir iş insanı olarak Amerika’dan gelerek bu güzel projeyi hayata geçirdi. Gaziemir’in çehresini değiştiren ESBAŞ, gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri ile de her zaman sözünü ettirdi. ESBAŞ, son olarak Kalite Derneği (KalDer) tarafından verilen 2017 Türkiye Mükemmellik Ödülü’nün de sahibi oldu. ESBAŞ CEO’su Faruk Güler liderliğindeki ekibi kutluyorum. Önceki gün bir araya geldiğimiz Güler, yeni yatırımlarla büyüdüklerini ve kente yeni bir serbest bölge kazandırmanın da onurunu yaşadıklarını söyledi. 2017 yılı hedeflerini de yakaladıklarını vurgulayan Güler, Türkiye gibi yüzde 5 büyümeyi başardıklarını, 2018 yılında da büyümeyi sürdüreceklerine dikkat çekti. ESBAŞ gibi ülkesine her zaman katma değer kazandıran firmaların sayısının daha da artması dileğiyle..
