Ege’yi Harvard modeliyle tanıştıracak
Harvard Business School’da öğretim görevlisi olan Prof. Özgül Gök EGEDEM projesiyle İzmir’de KOBİ’lere yönetimsel destek verecek.
EGEVDEM Danışmanlık ve Eğitim Merkezi, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) ve Can Çirişoğlu Danışmanlık ortak girişimiyle geçen günlerde faaliyete geçti. Eğitimlerin içerik sorumluluğunu ise Harvard Üniversitesi Harvard Business School’dan Prof.Dr. Özgül Gök üstlendi. Prof. Gök’le, hem kariyerini ve yürüttüğü çalışmaları hem de EGEVDEM projesinin nasıl ortaya çıktığını ve kapsamını konuştuk...
- Kariyeriniz nasıl devam ediyor? Bugüne kadar yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Lisans İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği, akabinde 2003 yılında İstanbul Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon, 2007 yılında da aynı üniversitede Ekonomi-Finans alanında doktora ve aynı yıl Preston Üniversitesi’nde İşletme MBA yaptım. 2007 yılında Harvard Business School Finance seminerine katıldım. 2008 yılında Harvard Business School akademisyenlik teklifini kabul ettim. 2009 yılında Harvard Business School’da İş İdaresi ve Yönetimi alanında mastır yaptım. Harvard Business School’da öğretim üyesi olarak çalışıyorum. 2014 yılında Harvard Üniversitesi Harvard Business School’dan profesörlük unvanı aldım. Stratejik yönetim, uluslararası finans yönetimi ve makro ekonomi alanlarında 2016’dan itibaren Harvard Business School bünyesinde bulunan mastır ve doktora öğrencilerine online (uzaktan eğitim) kapsamında ders vermeye devam ediyorum. Akademik çalışmalarımın yanı sıra, iş hayatından hiç kopmadım. Bir taraftan akademik kariyer yaparken diğer taraftan da iş hayatının içine girdim. Birçok sektörde üst düzey yönetici olarak çalıştım. Uzun yıllardan beri de ABD, Almanya ve Türkiye’de bulunan uluslararası şirketlere üst düzey yönetim danışmanı olarak hizmet veriyorum. İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Arapça biliyorum.
- EGEVDEM projesinin içinde nasıl yer aldınız?
Türkiye’ye döndükten sonra, uzun yıllardan beri tanıdığım değerli dostum Can Çirişoğlu’nun sahibi olduğu danışmanlık şirketinde beraber çalışmaya karar verdim. Can Çirişoğlu vasıtasıyla Sayın Mehmet Ali Susam ile bir araya geldik. Karşılıklı istişarelerle Türkiye’de başta aile şirketleri olmak üzere birçok şirketin sorunlarından konuştuk. KOBİ’lerin yaşadığı sıkıntılardan bahsettik. Yaptığımız toplantılar neticesinde ortaya EGEVDEM projesi çıktı.
- EGEVDEM’deki eğitimlerin diğerlerinden farkı ne olacak?
Eğitimler, tamamı ile Harvard Business School’da uygulanan Katılımcı Merkezli Metodu ile yapılacak. Bu metot, katılımcıları düşünmeye teşvik ederek yönetimsel becerilerini pratik yolla öğrenmeleri için geliştirilmiş, heyecan verici ve eğlenceli bir metottur. Kısacası, teorik öğrenmeden çok, yaşayarak öğrenmeyi içerir. Eğitimlerde teorik anlatımdan çok, uygulama çalışmalarının yapıldığı eğitimler vereceğiz.
Sosyal sorumluluk projeleri
- Projede ağırlıklı olarak hangi konularda eğitimler verilecek, uygulama süresi ne olacak?
Projede Temel Yöneticilik Eğitimleri, Aile Şirketleri Eğitimleri ve İleri Düzey Stratejik Yönetim Eğitimleri olmak üzere 3 ayrı eğitim kategorisi belirledik. Şirketlerin gözden kaçırdıkları en önemli konu kurumsallaşmak. Bunun için patronların işi tamamen profesyonellere bırakması gerekmiyor. Aksine, patronların da işin başında olması ve diğer çalışanlarla birlikte ortaklaşa kurumsal kültür ve çalışma ruhunu oluşturması şart. Kurumsallık sadece biçimsel şekilde ya da yazılı kuralların işyerinde uygulanması olarak anlaşılmamalı. Bunun yanı sıra, birçok şirkette finansal performans geliştirmeye yönelik eğitim ve danışmanlık hizmeti de verilmediğini gördüm. Bu bağlamda da hizmet vereceğiz. Bu eğitimlerin uygulama sürelerini ve verilecek eğitimlerin içeriklerini detaylı şekilde www.egevdem.com adresinden inceleyebilirler.
- Eğitimler, KOBİ’lere ve aile şirketlerine verilecek sanırım...
Türkiye’deki şirketlerin yüzde 98,8’i KOBİ, bunların da yüzde 95’i aile şirketi. Aile şirketlerinin sayıları çok fazla olsa da ömürleri genellikle kısa. Türkiye’deki her 10 aile şirketinin sadece üçünün ikinci nesle geçebildiği söyleniyor. Diğerlerinin yaşam süresi, kurucularının yaşam süresine bağlı olarak değişiyor. Dünyada aile şirketlerinin ortalama yaşam süresi ise 24 yıl. Aile şirketlerinde yönetim ve icra kurullarının ‘profesyonellik seviyesi’ genelde soru işareti. Her ne kadar son yıllarda mesafe kat edilmişse de bu konu en temel sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Aile şirketlerinin varlığını sürdürmesi noktasında kuruculara olduğu kadar, yeni nesle de önemli görevler düşüyor. Büyüklerin tecrübesini gençlerin dinamizmi ile harmanlamaya elverişli bir ortam oluşturulması gerekiyor. İyi yönetilen şirketler, rekabetçi güçlerini koruyup sektörlerinde etkin şirketler haline geliyor ve zamanla da şirket değerleri artıyor.
Bu, şirketlerin yabancılara veya diğer yerel yatırımcılara, bütün satışlarda veya kısmi satışlarında, şirket değeri azımsanmayacak ölçüde artış sağlıyor. İyi yönetebilmek için de şirketlerdeki nesilden nesile geçişlerin planlı ve doğru yapılması şart. Bu bağlamda EGEVDEM bünyesinde aile şirketleri için HBS de uygulanan 14-18 yaş ve 18-25 yaş grubuna eğitimler vereceğiz. Sonraki kuşağı öncelikle lise yıllarından itibaren eğiterek kendini tanıması, aile şirketini tanıması, meslek seçiminde karar vermesi, kişilik gelişimi vs. çalışmalar yapacağız.
- Önemle üzerinde durduğunuz bir konu var mı?
Bizim EGEVDEM olarak amacımız, mevcut şirketlerimizi Almanların Endüstri 4.0 dediği, bizim ülkemiz için ‘Geleceğin Yönetsel Dönüşümü’ demeyi tercih ettiğimiz, şirketlerimizi geleceğe hazırlamak, insan odaklı otomasyona geçiş için bilinçli, farkındalıklı, yetenekli nesil yetiştirmektir. Bu çalışmada hiç yönetim danışmanlığı almamış şirketlerimize 6 saatlik bedelsiz gönüllü yönetim danışmanlığı hizmeti vereceğiz. Bunun yanı sıra, başarılı, belli sayıdaki üniversite son sınıf öğrencilerine HBS metotlu temel yöneticilik eğitimleri ve sahada bizimle çalışma fırsatı tanıyarak sosyal sorumluk projeleri de yapacağız.