TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu seçim bütçesini görüşmek üzere toplanınca ANAP’lı üyeler 4444 sayılı yasayla 31.12.2002 tarihine kadar askıya alınmış olan ve kamuoyunda mali milat uygulamaları olarak bilinen Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili hükümlerinin bir yıl daha ertelenmesi için bir teklif verdiler. Maliye Bakanı Sümer Oral’ın da benimsediği teklif DSP, MHP, AKP ve SP’li milletvekillerinin oyları ile reddedildi. Böylece mali milat olarak anılan 4359 sayılı kanunun 1 Ocak 2003’ten itibaren yürürlüğe girmesi kesinleşti.
Bu konuların dışında kamuoyu ve vergi mükelleflerinde yeni bir mali barışın tesisine yönelik uygulamaların hayata geçirilmesi yönünde de beklentiler oluşmuştu. Çünkü Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinden sonra pek çok vergi mükellefi vergisel yükümlülüklerini yerine getirme imkanı bulamadı. Yeni bir matrah artırımı, vadesi geçtiği halde ödenememiş olan vergi borçlarının uygun koşullarda ödenmesi imkanının getirilmesi ve stok affı gibi düzenlemeler bekleniyordu. Ancak bu konularda da şimdilik bir düzenleme yapılmayacağı kesinleşti.
Kamuoyunda ve vergi mükelleflerinde haklı haksız en çok kaygı yaratan konu 1998 yılından çıkarılan ve 1999 yılında 4444 sayılı yasayla askıya alınan ve gelinen noktada 1 Ocak 2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan yasanın ana hatları şöyle özetlenebilir:
Nereden buldun denilecek
Gelirin tanımında 4369 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeye dönülüyor. Böylece tasarruf ve harcamaya kaynak teşkil eden her türlü kazanç ve irat Gelir Vergisi’ne tabi tutulacak. Kaynağı açıklanamayan her türlü tasarruf veya harcamanın kaynağı sorgulanabilecek ve kamuoyunda çok benimsenen tabiriyle "nereden buldun" denilebilecek.
Aslında harcama ile gelir arasından bir bağlantı kurulması ve her türlü harcamanın kaynağının sorgulanması prensipte kimsenin itiraz ettiği bir konu değil. Hatta bu konuda kamuoyunda bir görüş birliği olduğu bile rahatlıkla söylenebilir. Çünkü kayıt dışı ekonominin nasıl tahripkar bir etki gösterdiği ve ekonominin nasıl bir haksız kazanç mekanizması haline geldiği artık herkes tarafından bilinmektedir. Ancak mali milat uygulaması ve nereden buldun sorgulamasının bu haliyle uygulamada çok sayıda soruna yol açacağı da bugünden söylenebilir.
Faizler beyan edilecek
1.1.1999 - 31.12.2002 tarihleri arasında beyan dışı bırakılan;
Mevduat faizleri, (şu anda sadece yüzde 16 vergi kesiliyor. Beyan edilince yüzde 45’e kadar vergi ödenir.)
Özel finans kurumlarından elde edilen kar payları, (şu anda yüzde 16 vergi kesiliyor. Beyan edilince yüzde 45’e kadar vergi ödenir.)
Repo kazançları, (yüzde 20 vergi kesiliyor. Beyanla yüzde 45’e kadar vergi ödenir.)
Yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kar payları, (vergi kesilmiyor. Beyanname verilince yüzde 45’e kadar vergi ödenir.)
1.1.2003’ten itibaren elde edilecek olan bu kazançlar enflasyondan arındırıldıktan sonra yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile bildirilecek.
Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar için getirilen ve Gelir Vergisi’nden istisna şartını oluşturan 3 ay süre ile elde tutma şartı bir yıla çıkıyor.
4444 sayılı kanunla 1999 - 2002 yılları gelirlerinin (ücretler hariç) vergilendirilmesinde uygulanan vergi oranları 5 puan artırılmıştı. Halihazırda yeni bir düzenleme yapılmadığı için, 1.1.2003 tarihinden itibaren Gelir Vergisi oranları 5 puan düşecek, böylece yüzde 20 ile başlayan oran yüzde 15’e, en yüksek oran yüzde 45’ten yüzde 40’a inecek. Ücretler için uygulanan tarife değişmeyecek. 95 milyar lira kazanç elde eden bir avukat şu anda 34 milyar 10 milyon lira vergi öderken, 2003 yılında aynı kazanç için 29 milyar 260 milyon lira vergi ödeyecek. Kısaca 4 milyar 750 milyon lira daha az vergi ödeyecek.