Mustafa Özyürek

Mustafa Özyürek

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Milliyet gazetesi ekonomi muhabiri Nedim Şener, Orhan Aslıtürk’ün çevirdiği akıllara durgunluk veren hayali organizasyonlardan yola çıkarak, hayali ihracat olayını bütün boyutlarıyla ortaya koyuyor. Kitap "Naylon Holding" adıyla daha baştan insanın ilgisini çekiyor. Okumaya başladığınızda hayali ihracat gibi son derece teknik ve karmaşık bir konunun, kolay roman gibi sürükleyici bir şekilde anlatıldığını görüyorsunuz.
Naylon Holding’de başta vergi hukuku olmak üzere, tüm ekonomik mevzuatın hayali ihracata fırsat veren açıkları, bu açıklardan Orhan Aslıtürk’ün nasıl yararlandığı birer birer anlatılıyor. Her olay belgeye dayandırılıyor. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlarının binlerce sayfalık raporlarından yola çıkan Şener kıvrak üslubuyla hayali ihracatın ekonomik ve sahtecilik boyutlarını ortaya koyuyor. ANAP Şişli eski Belediye Başkanı Gülay Atığ ile evliliği sonucu kamuoyunun gündemine gelen Orhan Aslıtürk’ün; 1979’dan beri organizasyonların içinde olduğunu ve "hayali ihracatın profesörü" adını aldığını öğreniyoruz. Aslıtürk, 1994 - 1998 yılları arasında 1.7 milyar dolarlık hayali ihracat gerçekleştirmiş.
Hayali ihracat kayıt dışı ekonomiden ve bir türlü önüne geçilemeyen naylon faturacılıktan beslenmektedir. 1 milyarlık hayali ihracat yapmış göstermek için 3 milyarlık fatura düzenlemek gerekmektedir.

Haksız KDV iadesi aldılar
Orhan Aslıtürk naylon fatura üretmek için 91 paravan şirket kurmuş, resmen bir naylon holding oluşturmuş. Düzenlenen naylon faturalarla hayali ihracat organize edip haksız KDV iadesi almak yanında, ihracat taahhütleri kapatarak da komisyon elde etmiş.
Kitapta naylon fatura konusunda ilginç rakamlar da yer alıyor. İstanbul’da hakkında naylon fatura vermek ve kullanmaktan rapor düzenlenen mükellef sayısı 29 bin 805. Orhan Aslıtürk ve ekibinin adına hayali ihracat yaptığı kişiler ve firmalar kitapta sayılıyor. Anlı şanlı şirketlerimizin ve işadamlarımızın, düşük faizli ihracat kredilerinden yararlanmak, KDV iadesi almak, Eximbank kredileri kullanmak için Naylon Holding’in organizasyonuna girdikleri görülüyor.

Bankalardan da kredi aldılar
Bazı özel bankaların hortumlandığını, ayakta duramayan bu bankaların fona devredildiğini, bu bankaların Hazine’ye 20 milyar dolardan fazla yük getirdiğini artık ezbere biliyoruz. Bu bankaların Aslıtürk’ün Naylon Holding’ine dahil şirketlere büyük miktarda kredi verdiklerini de kitaptan öğreniyoruz.
Ülkemizde yolsuzluğun boyutlarını ve nerelere kadar uzandığını öğrenmek için OM Yayınları’ndan çıkan "Naylon Holding"i okumak gerekiyor. Okuyunca görüyoruz ki hayali işlemlerde devleti soyan Orhan Aslıtürk ve Gülay Aslıtürk çifti, çemberin daralıp tutuklanacaklarını anlayınca 1998’de yurtdışına çıkıyorlar ve bugüne kadar tutuklanıp yurda getirilmeleri sağlanamıyor.
Bu kitabın seçim döneminde yayımlanmış olması siyasi partilerimizin yolsuzluklarla mücadele için adım atıp atmayacaklarını sorgulamak açısından bir fırsat oluşturuyor. Öncelikle hangi partiler yolsuzlukların üstüne gidip hesap sormayı programına alıyor? Hesap sormak için neler yapılacak? Ve en önemlisi yolsuzluk üretmeyen bir sistem kurmak için hangi yasal düzenlemeler yapılacak?

CHP dokunulmazlıkları sınırlandıracak
Banka hortumlanmasından, hayali ihracat soygununa kadar tüm yolsuzluklardan rahatsız olanların partilerin bu konudaki vaatlerini dikkatle izlemesi gerekiyor.
CHP yolsuzluklarla mücadele açısından önemli bir adım atarak başlatıyor seçim dönemini. Her milletvekili adayından dokunulmazlıkları kaldırma konusunda noterden tasdikli şöyle bir taahhütname alınıyor. "Yasama dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırmak üzere Anayasa’nın 83. maddesinin ve görevleri ile ilgili işlerden dolayı hakkında soruşturma açılması istenen başbakan veya bakanın cezai sorumluluğu gerektiren fiillerin görev sırasında işlenmesi halinde yargılanmalarının siyasal amaçla engellenememesi için Anayasa’nın 100. maddesinin değiştirilmesi ile ilgili düzenlemelerin yapılmasını kabul ve taahhüt ederim."