Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her yıl tüm dünyada içinde bulunduğumuz 5-12 Haziran tarihleri Çevre Farkındalık Haftası olarak değerlendiriliyor.

İzmir’de bu anlamda neler oldu bakalım.

Öncelikle İzmir ve Manisa’nın 1/100.00 binlik planları yapıldı.

İzmir’de büyük bölümü orman ve yeşil alan olan 1400 hektar alan imara açıldı. Önemli bölümü, 1. Derece Sit kapsamındaydı.

Bu kadar da değil. İzmir’de maden arama, işletme amaçlı madencilik faaliyetlerine yönelik olarak Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesi hükmü gereğince 1.839 hektar alanda verilmiş devam eden izin bulunuyor.

Haberin Devamı

Yani İzmir’de 1 milyon 839 bin metrekare orman alanı, taşocağı ve maden arama izinleri ile geçmiş yıllarda yok edildi.

***

Dahası da var. İzmir 1 ve 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulları İzmir genelinde pek çok değişik yerde sit derecelerini değiştirme kararı aldı. Bu kararla binlerce hektar orman alanında yapılaşmanın önü açıldı.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi özel orman alanlarında 4 metrekare daha yapılaşma izni verildi. Orman alanlarında yüzde 6’lık yapılaşma izni zaten vardı.

Ormanlık alanlara yapılan müdahale konusunda durum gerçekten çok vahim.

Konuyla ilgili olarak Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi geçen yıl bir rapor hazırladı. Raporda son derece ilginç tespitler var.

Rapora göre; son 10 yılda İzmir ve Menderes Orman İşletmeleri toplam 121 bin hektar alanı, orman dışı kullanıma açtı.

Yok edilen orman alanı, UEFA standartlarında 15 bin stadyum büyüklüğüne ulaşıyor.Orman alanlarında yapımına izin verilen diğer tesisler de şöyle:

57 milyon metrekare maden arama sahası, 48 milyon metrekare rüzgar enerji santrali (RES), 143 bin metrekare kum, kireç, çakıl ocağı, 15 bin metrekare havai fişek tesisi, 600 bin metrekare kömür ocağı, 950 bin metrekare taşocağı.

***

Ne yazık ki bu kadar da değil. Orman Kanunu’nda yapılan değişiklikle, kamu yararı ve zaruri hallerde, ormanlara toprak döküm tesisleri işletmesi kurulmasına izin verildi.

Daha da vahimi yeni yönetmelikle artık orman alanlarında yeraltına depolar kurulabilecek.

İsteyen istediği ormanda yer altına akaryakıt deposu bile yapabilecek.

Haberin Devamı

***

Bir de tehlikeli atık konusu var. İzmir geçen yıllarda adeta bir tehlikeli atık merkezi haline geldi.Öncelikle Gaziemir Akçay Caddesi’nde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun(TAEK) raporlarına da geçen radyasyonlu atık skandalı konusu gündemde.

Burada tehlikeli atıkların 100 tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Toprak altında gömülü miktarı kimse biliyor.

Tehlikeli atık işleme konusundaki tek örnek Gaziemir de değil.

Menemen’in Ulucak Bölgesi’nde. Yılda 57 bin 600 bin ton tehlikeli atık işlenecek tesise ÇED gerekli değildir raporu verildi

Bornova Işıkkent’teki Dökümcüler Küçük Sanayi Sitesi’nde “Tehlikeli ve tehlikesiz atıkların” işlenmesi için bir firmaya ÇED sürecinin başlatılması için onay verildi.

Foça’da katı atık yakılarak elektrik elde edilecek bir tesise gerekli izinler verildi.

Günde 90 ton atık yakılacak, tehlikeli maddeler içeren 9 ton tehlikeli dip külü oluşacak.Menderes’e bağlı Kısıkköy’de bir firmanın daha tehlikeli atık işlemesi için gerekli süreç başlatıldı.

Haberin Devamı

Yılda tam 10 bin ton tehlikeli atığın işleneceği bir tesis için “ÇED gerekli değildir” kararı verildi.

***

Farkına varmamız gereken gerçek şu: Ya yaşadığımız alanları ranta kurban edip hiçbir şeyden şikayet etmeyeceğiz. Ya da en güçlü şekilde itiraz edeceğiz. Seçim hepimizin.