Ada, parsel, TAKS(Taban alanı katsayısı), KAKS(Kitle alanı kat sayısı), emsal ya da gabari.
Şehir plancısı, inşaat mühendisi ya da müteahhit değilseniz bu kavramlar sizin için çok yabancı olabilir.
Ama sanırım önümüzdeki süreçte pek çoğumuz bu kavramların adını çok daha sık duyacak.
Dahası ne anlama geldikleri ve nasıl hesaplandıkları konusunda da bilgi sahibi olmak gerekecek.
Çünkü, Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük planlı imar hareketi yeni Kent Yenileme Yasası ile bir şekilde başladı.
Özellikle büyükşehirlerde yarım yüzyıldır yaşanan köyden kente göç ve bunun sonucu olan düzensiz yapılaşma nedeniyle ciddi oranda kaçak yapı var.
İzmir’de de durum farklı değil. Kentimizdeki yapıların yüzde 60’ının mühendislik görmediği, el yordamıyla yapıldığı, resmi kurumların hazırladığı raporlarda bile yer aldı.
Kent yenileme çalışmalarından en çok etkilenecek kentlerden birinin de İzmir olacağı kesin.
Fakat bu konuda ciddi oranda belirsizlik ve kafa karışıklıkları mevcut. Bırakın vatandaşları, şehir plancıları ve mühendisler bile uygulamanın tam olarak nasıl olacağını bilmiyor.
Hal böyle olunca da belirsiz durumu ranta çevirmek isteyenler ortaya çıkmaya başladı.
Ne yazık ki, vatandaşın yeterli bilgi sahibi olmaması ve yeni yasadaki bazı tanımları kullanan bu açıkgözler arazi kapatmaya başlamış bile.
Sistem ise şöyle işliyor:
Özellikle rantı yüksek ama çok katlı binaların olmadığı bölgelerde bin metrekare ile 10 bin metrekare arasında adalar tespit ediliyor.
Bu adaların içinde yer alan boş kalmış, henüz bina yapılmamış parsel varsa hemen sahibinden satın alınıyor.
Daha sonra diğer parsel sahiplerine gidilerek ikna, yanıltma ya da tehdide kadar varan yöntemlerle arazinin kalan kısmı toplanıyor.
Burada kullanılan yöntem de çok basit. Özellikle yaşlı ya da hakkını çok fazla arayamayacak vatandaşlar, “Kent Yenileme Yasası çıktı. Devlet evinizi elinizden alacak. Üstelik de sizi borçlandıracak” ifadeleri ile korkutuluyor.
Bu yöntemlerle ada bazında yüzde 50’nin üzerinde parsel toplanınca iş daha da kolaylaşıyor.
Ada bazında yüzde 51 hisseye sahip olan bu kişiler artık geriye kalan parsel sahiplerinin onayına bile gerek duymadan o arazi üzerinde büyük rantlar elde edebilecek yapılaşmaya başlama hakkına sahip olabiliyor.
Konuyla ilgili olarak görüştüğüm pek çok yetkili ve teknik isim vatandaşların bu konuda kesinlikle uyarılması gerektiğini söyledi.
Öncelikle birçok bölgede kent yenileme çalışmasının olmadığını hatırlatan yetkililer, oralarda da varmış gibi gösterilip yurttaşların kandırıldığını hatırlattı.
Mülkiyet hakkının Anayasa ile güvence altına alındığını hatırlatan yetkililer, binalarıyla ilgili olarak kendilerine ne tür bir teklifle gelinirse gelinsin vatandaşların mutlaka belediyeler ya da Çevre İl Müdürlüğü’ne başvurmasını tavsiye ettiler.
Yani ne hiçbir vaade ne de tehdide kanmayın. Kim ne derse desin binanız ya da arsanızla ilgili işlem yapmadan önce mutlaka ilgili birimlere danışın.
Dumanlı havayı seven açıkgöz kurtların ekmeğine yağ sürmeyin.