'Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’ verilerine göre İzmir hava kalitesi açısından uzun yıllardır yüksek kirlilik potansiyeli olan iller arasında yer alıyor.
Uyarı eşikleri ve limit değerler sık sık aşılıyor.
Ege’deki 19 istasyonun saatlik verilerine göre, insan sağlığına olumsuz etkileri bulunan partiküler madde (PM10) ile kükürtdioksit (So2) miktarlarının, sınır değerleri birçok kez aştığı raporlarda yer aldı.
İzmir’de hava kalitesini bozan unsurların başında da taş ocakları geliyor.
Taşocakları İzmir’in en büyük çevre sorunları arasında üst sıralarda.
Gerek merkez ilçelerde ve gerekse çevre ilçelerdeki bu ocaklar yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiliyor.
***
Durum böyleyken, taşocağı izin taleplerinin artık çok daha titiz şekilde değerlendirilmesi gerekirken tam tersi oluyor.
Artık bu izinlerde pek çok kez ÇED sürecine bile gerek duyulmadığı ortaya çıktı.
Seferihisar’ın Tepecik Mahallesi’nde Karayolları Bölge Müdürlüğü’ünce yapılması planlanan Doğanbey Taşocağı kapasite artışı projesi ile ilgili olarak “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verildi.
Kemalpaşa’da Ansızca Mahallesi’nde Gölet ve Malzeme Ocakları projesi ile ilgili olarak da Çevresel Etki Değerlendirmesi’ne gerek duyulmadı.
Bergama’da Öksüzler Köyü’nde yapılması planlanan maden(perlit) ocağı kapasitesinin 240 bin ton yıl arttırılması için de Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir denildi.
Menemen’de Bozalan Köyü’nde yapılması 35 bin ton yıl kapasiteli malzeme ocakları yıkama eleme tesisi ve beton santrali için de aynı karar verildi.
***
Son örnek ise Buca’dan...
Çevre İl Müdürlüğü, Buca’nın Kırıklar Mahallesi’nde yılda 1 milyon ton kapasiteli bir taşocağına “ÇED gerekli değildir” diyerek izin verdi.
Söz konusu taşocağı Kırıklar Mahallesi’ne 2.7 kilometre uzaklıkta.
Buca kent merkezine 16 kilometre, İzmir kent merkezine, yani Konak Meydanı’na 27 kilometre mesafede.
Burada yılda 275 bin dinamit gibi patlayıcı kullanılacak.
Saatte 200 bin ton, yılda 1 milyon ton toz oluşacak.
Daha da vahimi bu alan İzmir ve Manisa için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı 1/100.000 ölçekli planlarda orman alanı olarak belirlenmiş.
Çevre İl Müdürlüğü’nün raporunda bu durum şöyle ifade ediliyor;
“6831 Sayılı Orman Kanunu ve ÇED Yönetmeliği kapsamında yapılan İnceleme ve değerlendirme sonucunda, II-A Grubu Maden (Kalker) Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesi’nin orman sayılan alanda kaldığı, orman ve ormancılık çalışmaları üzerinde olumsuz etkisinin bulunmadığı belirtilmiştir.”
Orman Alanı’nda kalan bir yerde yılda bir milyon adet dinamit patlatılacak. Ama o orman alanı zarar görmeyecek.
Resmi rapor böyle.
Üstelik ÇED gereksiz dendiği için Bucalıları toplayıp “Biz buraya taşocağı izni veriyoruz, ne diyorsunuz?” bile demeyecekler.
***
Andazit, bazalt, kil ve kalker ocağı ile kırma ve eleme tesisleri şeklinde verilen bu izinler İzmir’i adeta bir taşocağı kentine çevirdi.
Şimdi de Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’na bile gerek duyulmadan taş ocağı yapımının önü açılıyor.üm izinler Çevre İl Müdürlüğü’nce veriliyor.
En azından, çevreyi bu kadar kirleten taşocakları izinleri adında çevre bulunan bir kurum tarafından verilmesin.
Gerçekten trajikomik oluyor.