"Aktif" tepki

Balıkesir'de Naciye Yıldız, İstanbul Kartal'dan İsmet Bilgin, Sarıyer'den Osman Yılmaz, Güngören'den Halit Yurttaş, İzmit'ten Selami Yeditepe, Mersin'den Halil Vatanoğlu, Antalya'dan Saliha Laçiner, Kayseri'den Hikmet Yıldırım, Aksaray'dan Bayram Doğan, Bartın'dan Fatma Hülya Yılmaz, İstanbul'dan Haydar Şahin, Nilgün Işın Peker, Halil Yurdağ, Ömer Taş, Mustafa Arslan ve Özer Sakınç...
Radyo programında şarkı isteyenlerin adlarını anons etmiyoruz.
Bu isimler, Milliyet'in "Seçmen Sözü" köşesinde görüşlerini açıklarken oy kullanmayacaklarını açıkça bildirenler.
Bu "seçmendaşlarımıza" bir çift sözümüz olacaktı ki, Metin Toker ile Hıncal Uluç da boş oy kullanacaklarını açıkladılar. Elbette bu ustalara bizim bir sözümüz olamaz, ama yine de öteki seçmen dostlarla birlikte - hoşgörülerine sığınarak - onlarla da söyleşmiş olacağız.
Sevgili Hıncal (Can Ataklı'nın kulakları çınlasın) daha önce de yazmıştı, Metin Toker ustanın yazısından sonra, bir kez daha konuyu ele alıp Meclis'teki beş partiyi de art arda sıralayarak onlara niçin oy vermeyeceğini gerekçeleriyle anlatıyor. Gerek Metin Toker'in gerek Hıncal'ın dedikleri doğru, hemen hepsine katılıyoruz.
Ama boş ya da iptal edilecek biçimde geçersiz oy vermek niye? Meclis'teki o beş partiye toptan tepki göstermenin başka yolu yok mu? Onlara tepki gösterirken, demokratik rejimin önemli belirleyici mekanizmalarından olan seçimi boykot niye?
Toker, Meclis'teki partilerden "hiçbiri" ile "suç ortağı" olmak istemediği için geçersiz oy kullanacağını açıklıyor.
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz misali!.
Böyle yapmakla suç işleyenlere ve birbirlerinin suçlarını örtenlere sırtınızı dönüp geçmiş olmuyor musunuz? Oysa bunların karşısına birilerini dikmek, bir başka seçeneğin var olabileceğini göstermek gerek.
Hıncal "Boş oyların oranı, eğer bu partilerin (Meclis'teki beş partiyi saydığına göre, onların) yüzüne şamar gibi inerse, işte o zaman, bu kifayetsiz muhteris liderlerini alaşağı etmeyi ve adam gibi parti olmayı düşünebilirler" diyor ve devam ediyor: "Şerlerin ehveni, diye diye oy vererek bugünkü tabloyu biz yarattık."
Evet, bütün mesele o "şamarı" indirebilmekte. Bunun "boş oy" vermekten daha etkili yolunun, Meclis dışındaki partilerden, siyasi meşrebinize "uymasa" da en "yakın" bulduğunuza oy vermek olacağını düşünüyoruz. Çünkü, o zaman Meclis'teki beş partiye karşı "çaresiz" olmadığımızı da göstereceğiz. İlerde kendilerine karşı alternatif çıkarabileceğimizin işaretini vermiş olacağız.
Ve iki "adet" son söz:
1- Aktif tepki varken, niye pasif direniş?
2- Ehven - i şer, en tehlikeli şer.