Oğuz Örnek

Oğuz Örnek

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kızılderili uzaylı olsa gerek. Manhattan’ı ateş suyu uğruna 10 dolara satınca beyaz adama 400 yıl sonrayı anlatmış; “Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde, son balık avlandığında, o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız.”
Beyaz adam reisin falını sarhoşluğuna vermiş anlaşılan. İnsan oğlunun içine ederek kalkındığı yaşam alanına, doğa deniyor günümüzde. Ne garip; ağzına ettik, şimdi tekrar kavuşmak için çok paraya ihtiyacımız var. “Sadece bahçeli bir ev” diyoruz mesela. Oysa her yer bahçeydi. Ne halt yemeye diktik bunca binayı?
Kızılderili reisinden bir asır önce söylemiş Kanuni; “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi; olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Savaşa giderken aklına gelmemiş ölüm padişahın. Savaş meydanında hastalanınca kaleme almış.
Denemesi bedava. böbrek taşı düşürenler bilir sağlığın değerini. Hak huzuruna eli boş giden Vehbi Koç bile demiş; “Evin varsa, bir sıfır koymalısın varlıklar hanene. İşin varsa, bir sıfır daha koymalısın. İş seninse, üç sıfır daha koymalısın. İşin iyi gidiyorsa, üç sıfır daha. Araban varsa, bir sıfır, yazlığın varsa, bir sıfır daha. Daha sıralanabilir sıfırlar hanesi. Ancak sağlığın varsa, bir koyarsın başına.”
Nur içinde yatsın Barış Manço. Kızılderili’nin falını, Kanuni’nin ıstırabını, Koç’un yakınmasını tek şarkıda topladı zamanında;
“Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker - doğru tartan esnaf rahat huzurlu gezer -eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde - dünyada biraz huzur her şeye bedel - sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver - ilaç neye yarar vade gelmişse eğer - halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi - olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi - han senin hamam senin konaklar senin - tarla senin çiftlik senin bağ bostan senin - diyelim ki dünya malı tümünden senin - ağız tadıyla yersen bir şeye benzer - sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver - ilaç neye yarar vade gelmişse eğer - barış der biraz tuzum ekmeğim olsa - buz gibi pınar suyundan bir testim olsa - bir de şöyle püfür püfür bir çınar gölgesi - kaç kula nasip olur ki keyfin böylesi.”
Yaşar Yılmaz. Tıp doktoru. Doğa Sağlık İnsan Vakfı’nı kurdu. Yurt dışındaki deneyimlerini ülkesi insanının emrine amade kılmış. Varını yoğunu bu ideale yatırmış. “Bedensel ve Ruhsal Arındırma, Koruyucu Tıp”ı anlatmaktan telef olmuş 10 yıldır. Hastalık tedavi etmek değilmiş önemli olan. İnsanların daha fazla hastalanmasını önlemekmiş çağımız tıbbı. Doğal yaşam alanlarında 100 yıldır sağlıklı kalabilme yolları öğretiliyormuş Amerika’da, Avrupa’da, Asya’da. Tıbbın sırları ilaç rehberlerinin içinde değilmiş. “Mucize doktorun mucize ilacıyla” sağlık bulunmazmış. İnsana kendi kendinin doktoru olma öğretilmeliymiş. Modern tıp; kendini ilaca dayalı daraltma değilmiş. Ay, su, güneş, toprak ile hastalıktan arınma yöntemlerini öğretmeymiş. Doktor artık sağlık bahşeden değil, yol gösterenmiş. Sözünü ettiği, doğal ilaç tedavileri değilmiş.
Vakfın kuruluşunu yakın gelecekte İzmir’de duyuracak. İzmir merkezli ama Kuşadası Davutlar’da ömrü uzatmayı öğretecek. Kızılderili gibi uzaylı olsa gerek. Reisin dediği doğru çıktı. Doktor Yılmaz’ı atlamayalım bari.