Bu çağda bile ülkemizde böyle düşünen pek çok kişi bulunuyor.
Kadınların aslında en büyük sorunu maalesef ki toplumun çarpık bakış açısı..
Ancak ESHOT Genel Müdürlüğü bu bakış açısını değiştirmeye kararlı görünüyor.
“Trafikte kadının ne işi var?” algısını kırmak için, bünyesine hızla kadın otobüs şoförleri dahil ediyor.
Şu an için 206 kadın otobüs şoförü var ESHOT’ta..
Ama bu sayı çok yakında 300’ün üzerine ve ileriki dönemlerde de daha üst rakamlara çıkacak.
***
ESHOT Genel Müdürlüğü, kadın otobüs şoförü istihdamını arttırabilmek hedefiyle, “Eşitliğe Sür” adıyla bir proje başlattı.
İklim konusunda dünya çapında hazırlanan raporlar ve geleceğe yönelik tahminler oldukça ürkütücü.
İklim krizinin neden olduğu sıcağa bağlı ölümlerin, gıda güvensizliğinin ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasının rekor seviyelere ulaştığı belirtiliyor.
Avrupa’da yaşanan aşırı sıcaklara bağlı ölümlerin cinayetlerin 10 katı olduğu söyleniyor.
Kuraklığın küresel kara alanının % 48’ini etkilediği ifade ediliyor.
Sıcaklığa bağlı ölümlerde yüzde 167 artış kaydedildiği vurgulanıyor.
151 milyon insanın, iklim krizi nedeniyle ortaya çıkan orta veya şiddetli gıda güvensizliği, yetersiz beslenme ve hastalık riskiyle karşı karşıya kaldığı bildiriliyor.
Atmosferdeki karbondioksit oranının insanlık tarihindeki herhangi bir dönemden daha hızlı yükseldiğine ve konsantrasyonların son 20 yılda yüzde 10’dan fazla arttığına işaret ediliyor.
★★★
Karavan ve karavan turizmi, ülkemizde de artık dikkat çekici boyutlara ulaştı.
Karavan turizmi, kamp turizmi ile birlikte, bağımsızlık, macera ve turizm hareketi isteyenler için dinlenmenin çekici bir yolu haline geldi.
Avrupa ve Amerika’da birçok insanın ve ailelerin tercih ettiği kamp ve karavan turizmi; sadece tatil olarak değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak ele alınıyor.
Ki, özellikle korona salgınından sonra bizde de bu alana olan ilgi giderek artmaya başladı.
***
Karavan kullanıcıları, her şeyden önce kendilerini burada daha rahat hissediyorlar, salaş yaşıyorlar.
Hatta söz konusu rahatlık giyim tarzlarına bile yansıyor.
Genelde “minimalist” bir yaşam şeklini benimsiyorlar, az tüketimden yanalar.
2016 yılında kurulan “Urla Bağ Yolu Derneği”nin yıldızlaşması kaçınılmazdı.
Çünkü, kuruluşundan itibaren geçtiğimiz 8 yılda çok büyük yol katetti.
M.Ö. 10. yüzyılda Ege bölgesinde kurulan İyonya’nın 12 kentinden biri olan Klazomenai (Günümüzdeki Urla) bağcılık ve şarapçılık ile ün yapmıştı.
Bugün Urla, Bağ Yolu Derneği sayesinde geçmişine geri döndü ve atalarının izinden giderek benzer bağlar oluşturdu.
Bu bağların üzümleriyle değişik şaraplar üretildi…
★★★
Son yıllarda ise, yalnızca üretmekle kalınmadı, şarabın tanıtımı ve turizmi de geliştirildi…
Urla Şarap Üreticileri ve Bağcılık Derneği’nin çatısı altında buluşturulan “Urla Bağ Yolu”, “Agro-Turizm-Bağ Turizmi” projeleri etkin hale getirildi.
Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen ESİAD 3. Yatırım
Zirvesi, tahminlerimin de ötesinde oldukça başarılı ve verimli geçti.
Zirve, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yön verecek önemli mesajlarla tamamlandı.
İş ve finans dünyasını bir araya getiren zirvede, İzmir’in yatırım potansiyelini ve
Türkiye’nin ekonomik geleceğini şekillendirecek fikirler masaya yatırıldı.
Dijitalleşmenin ve yeşil dönüşümün kaçınılmaz olduğu vurgulandı.
Öncelikle, bu başarılı organizasyondan dolayı ESİAD Başkanı Sibel Zorlu ve ekibini kutlamak istiyorum.
500’e yakın katılımcıyı ve 31 konuşmacıyı bir araya getirerek, zor bir işin altından sorunsuz kalktılar.
Hangi felakete karşı hazırlıklı olacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz.
Bir deprem ülkesi olduğumuzdan, kendimizi bildik bileli “depreme karşı hazırlıklı” olmaktan bahsediyoruz.
Bu yüzden hep gerginiz.
Ancak, felaketleri yaşadıktan ve olay bittikten sonra, o hazırlıklardan eser kalmıyor.
Gerginlik sürüyor, hazırlıklı olma söylemleri devam ediyor fakat sonuç değişmiyor.
★★★
Sonra..
Seller de başımıza epey dert açıyor.
“Atatürk’ün Evi’ni duyan yok mu” başlıklı bir yazı yazmıştım yaklaşık bir ay önce…
2019 yılından beri Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu’nun yaptığı son çağrıyı, ben de köşemden duyurmuştum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1937 yılında Efes Selçuk’un Çamlık Mahallesi’nde konakladığı yapının kazandırılması ve restorasyonu içindi söz konusu çağrı…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kuşadası’nda yapılacak askeri manevraya katılmak üzere 1937 yılında Efes Selçuk’a trenle gelmiş, buradan karayoluyla Çamlık’a (o zamanki adıyla Aziziye köyü) geçerek bahse konu olan yapıda ikamet etmişti.
O günden sonra “Atatürk’ün Evi” olarak adlandırılan yapıda kaldığı sırada evin civarındaki çam ağaçlarına hayran kalan Atatürkl, bu sebeple Aziziye olan köyün adını Çamlık olarak değiştirilmesini önermişti.
Ne yazık ki bu önemli mekanın durumu her geçen gün kötüye gidiyor.
Acilen bakıma, düzenlenmeye ve
Hepimiz şunu net gördük.
2024 turizmci için çok zor bir yıldı. Çevremizde devam eden savaşlar, geçmiş yıllardan gelen olumsuz etkiler, bazı tur operatörlerinin iflası gibi turizmi başarısız kılacak birçok neden vardı.
Ülkemizdeki maliyetlerin aşırı yükselmesine karşın, turizmcimiz satış fiyatlarını aynı oranda arttıramadı.
Üstelik döviz de yerinde saydı.
Aslında dış pazar rezervasyonlarımız fena değildi, hatta iyiydi bile denilebilir.
Ancak, iç pazarda büyük bir daralma yaşandı.
***
Turizm sektörümüz, tüm bu sıkıntılara rağmen çift haneli rakamlarla büyüyerek yoluna devam etmeyi başardı.