MHK Başkanı Lale Orta’yı önceki gün TRT Spor’da dinledim ve çok üzüldüm. Geçen haftanın en önemli olayı Dubois ve Yusuf’un gördüğü darbelerdi. Bu pozisyonların lamıcimi yok. Almanya’da, İspanya’da, İtalya’da, Uganda’da, dünyanın her tarafında kırmızı kart. Futbolcu sağlığı açısından en önemli konu.
VAR hakemleri bu pozisyonları atlamış veya bilinçli olarak hakemi uyarmamış. Hakem de kendi inisiyatifini kullanmamış ve sarı kartla geçiştirmiş. Ben, MHK Başkanı’ndan bu iki pozisyon için açıklama beklerken, kendisi Zaniolo’ya arkadan yapılan hareket kırmızı kart değilmiş, Donk rakibine değmemiş diye insanlara hikaye anlatıyor.
MHK Başkanı’na soruyorum, futbolcuların sağlığını kim koruyacak, bu sert hareketleri kim cezalandıracak? VAR evlere şenlik. 28 tane hakem var, devamlı görev alan ise 5-6 hakem. Ve başarısız hakemler. İyi niyetli olduğuna inanmadığım hakemler. Neden MHK Başkanı bu duruma açıklık getirmiyor?
Alanyaspor maçında Fenerbahçeli Valencia’ya yapılan, sol ayağına darbe
Galatasaray’ın kulislerinde kongre sırasında, “Dursun Özbek seçilse de ne yapabilir? Kulübün borcu çok fazla. Ağustos ayında bankalara faiz ödenecek, futbolcuların alacakları da bir servet tutuyor. Takım ligi 13. bitirmiş. Bu kadro yetersiz. Doğru dürüst transfer yapmazsa bu sezon küme düşer” diye konuşuluyordu.
Bugün ise o karamsarlığa kapılan insanlar göğsünü şişirip çok mutlu şekilde sokaklarda dolaşıyor. İdari, mali ve sportif alanda başkan ve yönetimi resmen tarih yazıyor.
Buna rağmen daha hala eleştirenler var. Bu eleştirenler eminim kulübün iyi bir noktaya gelmesini istemiyorlar ve dünyadan haberleri yok. Sokağa çıkmazlar, maça gitmezler. Sonra da ‘neden bu kadar transfer yaptın’ diyerek başkanı eleştirirler.
Önce şunu söyleyeyim bu takım 14 hafta yenilmedi. Uzun bir aradan sonra gelen ilk mağlubiyet olan Konyaspor maçını ise ‘kaza’ olarak kabul edip abartmamak lazım.
Deprem felaketinden sonra ilk maçını kazandı, ikincisinde yenildi ama yine lider durumda. Stada her maç
Bu sezon seyretmeye alıştığımız tempolu, hırslı rakibe baskı yapan Galatasaray dün sahada yoktu. Bilemiyorum, rakibi mi küçümsediler. Sorun neydi, pek anlayamadım.
Defansta bilhassa Abdülkerim çok aksadı, dağınıktı. Sol bekte Dubois maça kötü başladı, daha sonra toparlanır gibi oldu ama takımına fazla bir katkı veremedi.
Sacha Boey her zamanki temposuyla oynadı ama ne isabetli bir orta ne de isabetli bir final pası veremedi. Tabi biz bunları söylüyoruz mutlaka sezon içinde her takımda iniş-çıkışlar ve kötü oynadığı maçlar olacaktır.
Leblebi gibi gol atan Icardi çok ağır kaldı ve son vuruşlarda başarısızdı. Her şeyden önemlisi orta sahada oynayan Oliveira ve Berkan rakiplerine üstünlük sağlayamadı. Bu da büyük sıkıntı yarattı. Bilhassa ikinci yarı Konyaspor’un bütün atakları diğer kalede tehlike yarattı.
Torreira hastaymış, Midtsjö’nün de sakatlığı vardı. Mecburiyetten teknik direktör Okan Buruk böyle bir orta sahayı tercih etti ve sekseninci dakikada Torreira’yı oyuna aldı. Geçen hafta Kasımpaşa,
Galatasaray 34 gündür resmi maç oynamıyordu. Bu büyük bir sıkıntıydı.
Rakip Kasımpaşa, Zaniolo’nun golü gelinceye kadar defans ağırlıklı bir futbol ortaya koydu. Icardi boş alan bulamadı, iyi toplar alamadı. İlk 45 dakika zor pozisyonda bir kafa vuruşu yaptı, 90’a giden topu kaleci Günay mükemmel kurtardı. Torreira’nın da iki şutu vardı. Konuk ekibin ise koca ilk yarıda tek şutu vardı.
Öyle bir 45 dakika seyrettik ki, lacivert-beyazlılar, takım halinde savunma yaptı. Galatasaray ise bu kalabalık defansın içinde gol pozisyonuna girmekte zorlandı.
Tabii ev sahibi takımın handikapları da vardı. Mata sakatlanıp çıktı, çıkıncaya kadar da takımına hiçbir katkı vermedi. Yunus bir şeyler yapmak istiyor ama maalesef fiziği yetersiz. O da takımına katkı sağlayamıyor. Bu da neyi gösteriyor? Mertens gerçekten çok büyük futbolcu, resmen takımın olmazsa olmazı. Şu an kadroda onun yerini dolduracak oyuncu yok.
İkinci yarı Zaniolo da oyuna girince daha baskılı oynayan bir Galatasaray ortaya çıktı. Rashica’nın mükemmel asistinde Zaniolo aynı
İnanın üzülüyorum. Futbolumuzda her gün bir kaos çıksın diye bir şeyler konuşuluyor veya yapılıyor.
Büyük bir depremi yaşadık. Canımız çok yanıyor. Gaziantep ve Hatay’da futbol oynanması mümkün değildi. Bu iki güzide takımımız da Süper Lig’den çekildi. Ligin ilk yarısı oynandı, bitti. İkinci yarı için federasyon bu takımlarla fikstürde hangi takımımız eşleşirse ona oynamadan üç puan yazılacak şeklinde adaletli bir karar aldı. Buna rağmen daha hala ‘play-off oynansın’ diyenler var.
Şayet ligin bitmesine 10 hafta filan kalsa başka tartışmalar olabilir. Ama ligde ilk yarı oynanmış, ikinci yarı başlarken bu felaketi yaşadık. Burada haksızlığa uğrayan takım yok. Diyebilirsiniz ki ben deplasmanda oynadım, rakibim İstanbul’da oynadı. Buna da artık itiraz edilmeyecek şu ortamda.
Geçen yıl Rusya-Ukrayna savaşı çıktı. Euroleague oynanıyordu. Rus takımları bu ligden çıkartıldı. Rus ekiplerine karşı içeride, dışarıda kim oynadı ve ne puan aldıysa bunlar geçersiz denildi. Ve hatırlayın burada Fenerbahçe Beko mağdur oldu.
İnanın kısa sürede Okan Buruk'un bu kadar başarılı olacağını düşünmüyordum. Florya'nın görüntüsünü, takımın sahadaki başarısını gördükçe hocaya karşı saygım bir kat daha artıyor.
Icardi transfer edildiği zaman neler söylenmişti? Sorunlu olduğu, PSG'den kovulduğu, futbol hayatının bittiği ve Galatasaray'ın 'çöp' aldığı ileri sürülmüştü. Bunlar hep konuşuldu, yazıldı, çizildi. Şimdi gelinen noktaya bakın. İtalya'da bütün kulüpler, Almanya'da Bayern Münih, İspanya'da Real Madrid sezon sonu Icardi'yi transfer etmek için yarışacakmış.
Hele Zaniolo için çok değil 15 gün önce depresyonda olduğu, müzmin sakat olduğu için Roma'nın kendisini gönderdiği söylendi. Şimdiyse Milan başta, Inter ve birçok kulübün transfer listesinde yer aldığı belirtiliyor. Demek ki Okan hoca sadece teknik direktör değil, aynı zamanda da psikiyatrist! Torreira'yı, Oliveira'yı söylemiyorum. Hele bir gün Torreira'dan bahsedilirken o kadar çok güldüm ki. 1.60 boyuyla oynayamadığı için
Başkan Dursun Özbek öyle bir vizyon ortaya koyuyor ki, hayran olmamak mümkün değil. İyi bir kadro kurdu, ligde de lider, kadrosunda dünya çapında yıldızlar var. Buna rağmen gelecek sezon Avrupa’da derece yapmak için Zaniolo gibi çok büyük bir yıldızı hiçbir fedakarlıktan kaçmayarak transfer etti.
Bu yetmiyormuş gibi sezon başı bütün takımlarla ismi anılan Kaan Ayhan’ı aldı. Hatayspor’dan yerli statüsünde oynayacak olan sol bek Adekugbe’yi kiraladı. Şayet Adekugbe iyi bir performans ortaya koyarsa sezon sonu Hatayspor’a 1 milyon euro daha ödeyerek bonservisini alabilecekler. Tüm bunların üstüne Zakaryan’ı da kadroya katmak için girişimler yapılıyor. Olur mu olmaz mı bilmiyorum.
En önemlisi gelecek sezon Avrupa’da kupa hedeflenerek Icardi’nin bonservisini almak için olağanüstü bir çalışma var. Arjantinli golcü, Galatasaray ve Türkiye’den çok memnun. “Her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım” diyor. PSG büyük problem yaratmazsa ben
Canımız çok yandı. Bunu sözcüklerle ifade edemeyiz ama kesin olan bir şey var, biz büyük milletiz ve hepimizin dengeleri bozuldu. Ağzımıza bir lokma yiyecek koyduğumuz zaman, inanın boğazımızdan geçmiyor. Demek ki bunu da yaşamak alnımıza yazılmış!
Herkes yardım etmek için koştu ve koşuyor. Asgari ücret alanlar maaşlarını, çocuklar kumbaralarındaki parayı, iş insanları gücü ne kadarsa her şeylerini ortaya koydular. Herkesin tek dileği 13.5 milyonun yaşadığı bu deprem bölgesine biraz ilaç olup acıları dindirebilmek...
Eşimle beraber Nef Stadyumu’na gittim. Yarım saat kadar durabildim, ağlayarak çıktım. Tanıdık, tanımadık kim varsa herkes gücünün yettiği kadar çocuk maması, ayakkabısı, yiyecek ve iğneden ipliğe kadar aklınıza ne gelirse arabalarının bagajlarında dağıtım bölgesine göndermek için koşuşturuyordu. Yüreğim dayanmadı. Akrabalarım Fenerbahçe Stadı’na gittiler, orası da farklı değil, aynı görüntülere onlar da tanık olmuş.
Sarı-kırmızılı eşofmanlarla Fenerbahçe’nin yüklediği tırlara yardım