Geçen gün TOBB toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan öncelikle yerli "çıkar çevreleri"ni ve özellikle de TÜSİADı hedef aldı. Sayın Başbakan, medyaya da "düğmeye basanlar" arasında özel bir yer veriyor. Washingtonda yapılan bir toplantıda da AKP ve Neo - Conlar medyayı suçlama konusunda birleşmiş (Vatan, 24.3.2005). Yaramaz medya o toplantıda da yerinde durmamış ve "düğmeye basma" iddiasını "karanlıklar prensi" Richard Perlee sormuş. Richard Perle şöyle cevap vermiş bu soruya: "Hükümetleri düşürecek bir düğmemiz olsaydı dünyanın dört yanında hükümetlerin düştüğünü görürdünüz. Ancak Türk hükümeti bunlardan biri olmazdı. "(Milliyet, 24.3.2005) Başbakan Erdoğan, her şey yolunda giderken "birileri"nin "düğmeye bastığına" ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarını yıpratma kampanyasını başlattığına iyice inanmış görünüyor. Düğmeye kimlerin bastığı konusunda da oluşmuş bir fikre sahip Sayın Erdoğan, "çıkar çevreleri" diyor. Çıkarları bozulduğu için düğmeye basmış "çıkar çevreleri" ve hükümete karşı bir muhalefet dalgası başlamış. Eğer Perlein dediği doğruysa ve tek başına dünyaya hükmetme iddiasındaki ABD bile bir düğmeye basarak hükümet düşürecek kudrete ya da teknolojiye sahip değilse o zaman bu işin patenti bizde olmalı. Bilimsel buluş yapıp patent almada dünya sıralamasının diplerindeyiz ama hükümetleri sarsacak "düğmeye basma" teknikleri konusunda temayüz ediyoruz her halde. Son dönemde daha çok hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle gündeme gelen Richard Perle ne kadar ciddiye alınması gereken bir kişi bilmiyorum ama cevabının ikinci bölümü Sayın Erdoğanı rahatlatıcı nitelikte. Perlee göre ABD, düğmeye basıp hükümet devirme olanağına sahip olsaydı bile devireceği hükümetler arasında Sayın Erdoğanınki bulunmayacaktı.Aslında Washington güdümlü kimi yazarların ABD yönetimine yakın yayın organlarında yayımlanan ve AKP hükümetini hedef alan yazıları ABD yönetimi için de "düğmeye basma" iddialarını gündeme getirdi ama bunun üzerinde fazla durmadı Sayın Başbakan. Erdoğan, ABDnin İncirlikle ilgili talebine ABD yönetimini memnun edecek bir cevap verir ve ardından İsraili ziyaret ederse Amerikadan gelmiş olan uyarı mesajlarının üzerinde fazla durması da gerekmez belki de. Bu noktada ister istemez şu soru da geliyor akla. Sayın Başbakanın iddia ettiği gibi Türkiyede iktidarlar "birilerinin düğmeye basmasıyla" gelip gidiyorsa AKPnin yükselme ve iktidara gelme sürecinde kimler, hangi düğmelere bastı acaba? AKP iktidara geldikten sonra da, eleştirilerin öne çıkmaya başladığı son aylara kadar iş alemi ve medya neden AKPye oldukça geniş destek verdi ve bu yüzden AKP muhaliflerinin hedefi haline geldi? AKP nasıl yükseldi? Siyasetçilerin, hele iktidarda olup da zorluklarla karşılaştıkları hallerde, serinkanlı muhakeme yapma yeteneğini kaybedip gerçeği görmekte zorlandıkları çok sık raslanan bir olgu. Böyle durumlarda kendi yetersizliklerini görüp buna çare arama yerine, bu yetersizlikleri ortaya koyanları suçlamak kolayına geliyor iktidar sahiplerinin. Sayın Erdoğan da bu kısır döngüden kendini kurtarıp şu soruya cevap arasa belki daha sağlıklı bir sonuca varabilir: Bugün TÜSİAD ile iş aleminin Avrupa Birliği (AB) ile bütünleşme hedefine odaklanmış olan kesimi, bu nedenle destek verdiği AKP hükümetine, durup dururken neden cephe alsın? "Düğmeye basıp" bu iktidarın altını oymaya çalışsın? Türkiyeyi AB yolunda ilerletme misyonuna sahip çıkacak bir iktidar alternatifi var mı ufukta? Şu noktada bir hükümet krizi yaratmanın nelere yol açabileceğini düşünemeyecek kadar saf mı Sayın Erdoğanın hedef aldığı çevre? Sayın Erdoğan ille de "düğmeye basmak" isteyecek birilerini arıyorsa, gözünü AB ile bütünleşmeye karşı olan koalisyona dikmesi daha gerçekçi olur her halde. oulagay@milliyet.com.tr Düğmeye kim basar?
Özay Şendir
Hamaset ile siyaset arasına sıkışmak...
20 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yıllık izin hakkında her şey
20 Haziran 2025
Abbas Güçlü
İşsizlik mi iş bilmezlik mi (5)
20 Haziran 2025
Zafer Şahin
İsrail’in sessiz Kıbrıs işgali ve Ekim seçimi..
20 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş ne zaman bitecek?
20 Haziran 2025