Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ancak bu noktada akla takılan bazı sorular vardı: TCMB'nin piyasaların beklediğinden de yüksek bir faiz artırımı yaparak rüştünü ispat etmesine neden gerek duyulmuştu? TCMB'nin yeni başkanın yönetiminde böyle bir cesaret gösterisine girişmesi, hükümetten bağımsız olduğunun bir kanıtı mıydı? Yoksa bu adım, hükümetin yaptığı hesap hatalarını tamir etme çabasının sonucu muydu? TC Merkez Bankası'nın (TCMB) geçen hafta gerçekleştirdiği faiz şokunu, iç ve dış mali piyasalarda "çok cesur bir adım" olarak nitelendirenler çoğunluktaydı. Çoğu yorumcuya göre TCMB bağımsız davranabildiğini ve fiyat istikrarına inandığını kanıtlamış, rüştünü ispat etmişti. TCMB'nin faiz artırma kararının iç ve dış piyasalarda böylesine coşkuyla karşılanmasının en önemli nedeni, bu kararın TCMB'nin yeni başkanıyla ilgili olarak duyulan kuşkuları kısmen de olsa giderecek bir adım olarak algılanmasıydı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yönetiminin, kritik gelişmelere gebe bir yılda, TCMB'nin piyasalarda güven yaratmış olan eski başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görev süresini uzatmayarak kendi felsefesine daha yakın bir başkan arayışına girmesi içeride ve dışarıda ciddi kaygılar yaratmıştı. Yaygın söylentiye göre hükümet faizleri gevşeterek seçim ekonomisine zemin hazırlayacak bir başkan arıyordu.Ekonomide her şeyin yolunda olduğunu iddia eden hükümet yetkililerinin zaman zaman yaptıkları açıklamalar da piyasalar açısından kaygı verici nitelikteydi. Önemli konumdaki kimi bakanlar Türkiye'nin IMF'siz yola devam edebileceğini söylemeye başlamıştı. Yetkili bakanlara göre Türkiye'ye dış kaynak girişi sürdüğü için dış açığın büyümesi de sorun oluşturmuyordu. Tezgâhtan yetişme AKP yönetimi dış dünyadan gelebilecek riskleri fazla önemsemiyordu. Onlar hükümetlerinin sarsılmaz bir güvene sahip olduğunu düşünüyordu. Yanlış hesap Aslında AKP yönetiminin bu havaya girmesinde bazı piyasa oyuncularının ve yönlendiricilerinin de payı vardı. Bazı ünlü uluslararası finans kuruluşlarının sesi çok duyulan analistleri, Türkiye'de her şeyin yolunda gitmekte olduğunu ısrarla vurguluyordu.Yükselen Pazar ülkelerinden para çıkışı başlayınca bundan en olumsuz etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olması, aslında işlerin hiç de iyi gitmediğini ve Türkiye'ye duyulan güvenin ciddi biçimde sarsılmakta olduğunu gösterdi.TCMB'nin şimdi cesur bir faiz artırımına gitmesi bu güven erozyonunu durdurma harekâtını n bir parçası olarak da algılanabilir. Eğer bu adım başarılı olur ve dünyadaki en yüksek reel faizi veren ülke olarak Türkiye'ye yeniden dış kaynak girişi başlarsa piyasalarda geçici bir normalleşme yaşanabilir ve bir süre daha aldatıcı başarı öyküleri dinleyebiliriz. AKP hükümeti de seçim öncesi dönemde ekonomide bir daralma yaşanması kabusunu şimdilik atlatabilir. Eğer yüksek reel faize rağmen Türkiye'ye dış kaynak girişi başlamazsa AKP yanlış hesabının bedelini şimdiden ödemek zorunda kalabilir. oulagay@milliyet.com.tr Piyasalar ve güven