Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


DAVOS


Dışarda geceleri eksi 29 dereceye kadar düşen bir soğuk, Kongre Merkezi'nde ve yemekli toplantıların yapıldığı otellerin salonlarında hareketli konuşmalar. Alanlarında sivrilmiş kişilerin adım başı karşımıza çıktığı benzersiz bir ortam. İşte "Davos Adamı" ile "Seattle Adamı"nı karşılaştıran enfes yazısında küreselleşmeye karşı duyulan tepkinin mükemmel bir özetini yapan Amerikalı ekonomist Paul Krugman. İşte Dell Computer şirketinin kurucusu ve yöneticisi Michael Dell. İşte ünlü yazar Umberto Eco. Bunlar daha ilk gün karşımıza çıkanların birkaç tanesi.
Davos 2000'in gündemi geçen yılkinden hayli farklı. Geçen yıl finansal krizin etkileri, Brezilya'nın, Rusya'nın çıkmazları vurgulanırken dünya ekonomisinin geleceği konusunda da oldukça karamsar senaryolar tartışılıyordu Dünya Ekonomik Forumu'nda. Bu yıl çok daha iyimser bir hava esiyor Davos'ta ve dünya ekonomisinin yeni bir yükseliş dalgasının başında olduğu söyleniyor, dünya genelinde yüzde 4'lük bir büyümeden söz ediliyor.
Bu, enflasyonu düşürme programını başarıya ulaştırmaya çalışan Türkiye için de iyi bir haber kuşkusuz ancak Türkiye'nin bu yükselen dalgadan en fazla yararlanan ülkeler arasında yer alması pek kolay görünmüyor. Çünkü bu dalgadan en fazla yararlananların teknolojide atılım yapan, verimlilik düzeylerini ve rekabet güçlerini yükselten ülkeler olacağı belirtiliyor.
1989 - 1999 arasında kendi iç sorunlarına kilitlenip dünyaya ayak uydurmanın gereğini ancak geçen yıl hatırlayan Türkiye'nin bu ülkeler arasında yer aldığını söylemek olanaksız.
Bunları düşünerek bir toplantıdan diğerine koşarken Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'e rastlıyorum. 1980'lerde Turgut Özal'la Davos'a geldiğini belirten Demiralp sonra bir daha gelmediğine hayıflanıyor ve Türkiye'nin bu kadar önemli bir forumu bu kadar uzun süre ihmal etmiş olmasının yanlışlığını vurguluyor. Davos'un gedikli müdavimlerinden olan Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'e rastladığımda ise geçen yılki dertleşmemizi hatırlıyorum. Geçen yıl Davos'ta adı bile geçmeyen Türkiye'nin bu yıl Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı Cem tarafından temsil edilmesi kuşkusuz sevindirici. Ama bunun ötesinde kendi alanlarında sivrilmiş Türk işadamlarını, bilim adamlarını, sanatçılarını, yazarlarını da görmek istiyor insan bu forumda. Örneğin bir Merih Celasun, bir Celal Şengör, bir Orhan Pamuk, bir Fazıl Say bir Zülfü Livaneli burada olsalar fena mı olurdu?
Davos'ta ilk akşamı, Seattle olaylarının ele alındığı yemekli toplantıya katıldım. Bu toplantıda edindiğim izlenimleri başka bir yazıda aktarmaya çalışacağım.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr