Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Batı dünyası, "korku kültürü"nün etkisi altına girmiş durumda. Arap ve Müslüman dünyası "aşağılanmaya tepki gösterme" kültürünün etkisi altında. Atılım içindeki Asya ülkelerinde ise "umut kültürü"nün ağır bastığı görülüyor. Moisi, "korku kültürü"nün etkisi altına giren Batı dünyası ile "aşağılanmaya tepki gösterme" kültürünün etkisi altındaki Arap Müslüman dünyasının birbirleriyle sürtüşmeye ve çatışmaya sürüklendiği ortamda, bu çatışmanın dışında kalan Asya'nın, ekonomik ve siyasi gücünü geliştirme fırsatını yakaladığını belirtiyor. Fransa'nın önde gelen siyaset yorumcularından Dominique Moisi, Foreign Affairs dergisinin Ocak Şubat 2007 sayısında yer alan "Duygular Çatışması" başlıklı önemli makalesinde, günümüzde "uygarlıklar çatışması" yerine "duygular çatışması"ndan söz etmenin daha doğru olduğunu ileri sürüyor. Moisi'ye göre dünya siyaseti halen üç farklı kültürün etkisi altında: Moisi'nin özellikle Batı dünyası ile ilgili olarak yaptığı değerlendirme önemli. Moisi'ye göre hem ABD'yi hem de Avrupa'yı etkileyen ortak korkular şunlar: "Öteki" korkusu Gelecek güvencesi korkusu Kimliğini koruyamama korkusu Kendi kaderini belirleme gücünü kaybetme korkusu Moisi, Avrupalıların, yoksulların ve Müslümanların işgaline uğrayarak kendi ülkelerinde azınlıkta kalmaktan, radikal İslamcıların saldırısına uğramaktan, küresel ekonomiye ayak uyduramamaktan ve kendi dışlarında bir gücün güdümüne girmekten korktuğunu ifade ediyor. Amerikalılar ise, 11 Eylül'den beri yaşadıkları terör korkusunun yanı sıra, dünyanın kontrolünü elden kaçırdıkları, küresel ekonomideki üstünlüklerinin aşındığını hissettikleri ve yaşlanan nüfusun refah düzeyini koruyacak mali kaynaklara sahip olmadıklarını fark ettikleri için geleceğe güvenle bakamıyorlar, Moisi'ye göre.Moisi'nin bu değerlendirmesi, Türkiye'yi Avrupa Birliği(AB) dışında bırakmak için her türlü yönteme başvuran Avrupalıların neden böyle davrandıklarını da açıklıyor bence. Ancak bu "korku kültürü"nün etkisini aşabilen Avrupalılar, Türkiye'nin AB için bir kazanım olabileceğini düşünebiliyor. Batı'nın korkusu Moisi'nin küresel boyutta yaptığı analizi ülke boyutuna indirgeyip Türkiye'ye uygulasak nasıl bir sonuç ortaya çıkar acaba?Bana öyle geliyor ki Türkiye'de, Moisi'nin sözünü ettiği üç kültürün de izlerini görmek mümkün. "Korku kültürü"nün etkisi altında olan genişçe bir kesim var. Dünkü yazımda değindiğim korkular hayli yaygın. "Aşağılanmaya karşı tepki" kültürünün izleri, özellikle AB'ye ve ABD'ye karşı tepkilerde kendini gösteriyor. Ancak bunların yanı sıra, Türkiye'nin dört bir yanında, girişimciliği besleyen "umut kültürü"nün de var olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin geleceğini dünyadan soyutlayarak düşünemeyiz kuşkusuz. Biz kendimizi "duygular çatışması"na kaptırmayıp, "umut kültürü"nün ağır bastığı ortamı yaratabilirsek dünyada kendimize daha iyi bir yer edinebiliriz gibi geliyor bana. oulagay@milliyet.com.tr Türkiye'nin şansı