Osman ULAGAY
Enflasyonla mücadele zor gelince Yılmaz da tipik bir Türk politikacısı olma yoluna girdi.
Önce Mesut Yılmaz'ı kutlayalım, sonra Türk milletine müjdeler olsun diyelim.
Mesut Yılmaz'ı kutluyoruz çünkü sonunda o da Türk milletinin gönlüne göre politika yapmanın sırrını keşfetti galiba. Marketçisinden taksi şöförüne kadar "Türk milleti"nin pek çok ferdi Mesut Yılmaz'ın Avrupa'ya rest çekmesinden fevkalade memnun görünüyor. Bu tavrın dışardaki etkisi farklı olabilir ama Türkiye'de Yılmaz'a puan kazandırdığı muhakkak. Avrupa Birliği(AB)'nin samimiyetsiz tavrı sonunda en Avrupacı olan Türklerin bile sabrını taşırdı ve Yılmaz'ın AB'ye resti geniş bir kesimde destek buldu.
Türk milletine biraz da gülümseyerek "müjdeler olsun" diyoruz çünkü Mesut Yılmaz'ın son aylardaki davranışları onun da tipik bir Türk politikacısı olmaya yöneldiğini gösteriyor. Yılmaz, Karadeniz otoyulu tantanası, KİT fiyatlarını altı ay dondurma vaadi ve AB'ye çektiği restle popüler politikacı olma yolunda emin adımlar atıyor. Halktan destek görmenin tadını bir kez alan politikacının "popülizm bağımlısı" haline geldiğini ve bir daha bu alışkanlıktan kurtulamadığını da biliyoruz.
Bu "mutluluk tablosu"na tek gölge düşürenler ise, Yılmaz'ın Demirel'den, Çiller'den, Erbakan'dan farklı bir politikacı olabileceğini ummuş olanlar. Benim gibi Yılmaz'ın popülizme yönelmeden, kronik enflasyon gibi Türkiye'nin yıllardan beri bilinen ama çözülemeyen sorunlarının üzerine gideceğini ummuş olanlar için şimdi gelinen nokta tam bir düş kırıklığı. Bu noktaya bilinçli bir tercihle değil sürüklenerek gelinmiş olması bu düş kırıklığını daha da artırıyor.
Çok değil, birkaç ay öncesini hatırlayalım. Sekiz yıllık eğitimden sonra Türkiye'nin en önemli sorununun enflasyon olduğunu ve her şeyi göze alarak enflasyonla mücadeleye öncelik vereceğini söyleyen Sayın Yılmaz değil miydi? Popülizme tutsak olmayacağını, Türkiye'nin önünün ancak ekonomiye istikrar kazandırarak açılacağını vurgulayan Sayın Yılmaz değil miydi? Uygulamasına 1997'nin ikinci yarısında başlanan üç aşamalı bir programla enflasyonu yeneceğini iddia eden hükümet Sayın Yılmaz'ın hükümeti değil miydi?
Evet öyleydi, biraz da olağan dışı koşullarda kurulmuş olan Yılmaz hükümeti hükümeti gereği yıllardan beri kabul edilen vergi reformunu, sosyal güvenlik reformunu, mali sektör reformunu, tarım kesimi reformunu yapacak, özelleştirmede dev adımlar atacak ve kamu kesimini disipline sokarak enflasyonun temel nedenini ortadan kaldıracaktı. Hükümetin bu konudaki tutarlı ve kararlı tutumu enflasyona karşı mücadelede tüm kesimlerin katılacağı bir toplumsal uzlaşmanın, bir ulusal konsensüsün ortamını yaratacak ve sonunda Türkiye de enflasyon belasından kurtulacaktı.
Niyetler çok iyiydi ama bunları yapmak için her şeyden önce farklı bir politika yapma anlayışına ve hiç olmazsa orta vade vizyoyuna sahip politikacılara ihtiyaç vardı. Günlük vaatlerle seçmene yaranmak isteyenler ve iri laflarla kendi "show"larını yapanlar ciddi bir istikrar programı uygulayamazdı. Ekonomide tutarlı bir istikrar programını yürütmek, günlük kaygılarla politika yapmaktan çok daha zordu.
Bu zorluk sonunda Sayın Yılmaz'ı da teslim aldı. Her halde kısa vadede bir baskın seçimin kendisi için çıkış yolu olabileceğini düşünerek, istikrar programını ikinci plana itip seçmene şirin görünmenin yollarını aramaya başladı. Parti ve politika arkadaşlarının buna uyum sağlaması da, enflasyonla mücadeleye uyum sağlamasından çok daha kolaydı.
Şimdi gelinen noktada enflasyonla mücadelenin bir başka bahara kaldığı ortada. Türkiye, bir istikrar programının başarısı için zorunlu olan konsensüs ortamından tamamen uzaklaşmış durumda. Her kesim kendi taleplerini kabul ettirmek için çaba harcıyor, herkes kendini kurtarmaya çalışıyor. Bu ortamda anlamlı bir vergi ve sosyal güvenlik reformunun gerçekleşmesi de çok zor. Öte yan ABD'den gelen haberler, Uluslararası Para Fonu(IMF) ile ilişkilerin de zamana yayılacağını gösteriyor.
Türkiye enflasyonu yenecek kahramanı henüz bulamadı ama Yılmaz'ın şahsında tipik bir Türk politikacısı daha kazanmış oldu galiba. Vatana millete hayırlı olsun.
Yazara EmailO.Ulagay@milliyet.com.tr