Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD'de yapılan bir araştırma, Başkanlık dönemlerinde halkın "tüketim keyfini" tatmin edebilen başkanların yeniden seçilebildiğini, bunu başaramayanların ise, başka alanlarda başarılı olsalar bile, ikinci dönem seçilemediğini ortaya koymuş. Toplam tüketim harcamalarından zorunlu harcamaların düşülmesiyle bulunan 'keyif veren tüketim endeksi' Carter döneminde % 4.2, Reagan'ın her iki döneminde de % 11.6, Bush döneminde % 0.4, Clinton'ın ilk döneminde % 8.4, ikinci döneminin ilk dört yılında ise % 18.4 artmış.
Anımsanacağı gibi Carter bir dönem başkanlık yapıp yerini Reagan'a bırakmak zorunda kaldı, George Bush ise Körfez Savaşı zaferine karşın seçilemedi. "Keyif veren tüketim endeksi" ile Başkanlık seçim sonuçları arasındaki ilişki geçerliyse Bush'un oğlunun bu yıl yapılacak seçimlerde kazanma şansı da hayli düşük görünüyor, zira Clinton'ın ikinci dönem karnesindeki parlak sonucun Al Gore'un seçilme şansını perçinlemesi olası.
Türkiye'de buna benzer bir endeks yok ve böyle bir araştırma henüz yapılmış değil bildiğim kadarıyla ama ekonominin büyümeye geçtiği ve tüketimin arttığı dönemlerde bunun iktidardaki partinin ya da partilerin oylarına olumlu etki yaptığı biliniyor. Tabii bunun tersi de geçerli, ekonominin inişe geçtiği, tüketimin düştüğü dönemlerde seçime giren partiler ise bundan olumsuz etkilenebiliyor.
Mevcut hükümeti oluşturan partiler bu açıdan kritik bir noktadalar şu anda. Son bir yıl içinde attıkları adımlar Türkiye dışında, uluslararası kuruluşlarda ve piyasalarda çok olumlu yankılar yaptı, yapmaya da devam ediyor. Dış borçlanmada birdenbire sağlanan rahatlama iç borçlanmada da büyük rahatlama sağladı hükümete. Özelleştirmede atılan adımlar da buna eklenince devletin ve hükümetin karşısındaki ürkütücü faiz yükü tablosu bir anda değişiverdi. Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, "iç borçlanmada bu performans sürerse 2000 yılında sağlanacak tasarruf 20 milyar doları bulabilir" diyor.
Aslında manşetlik bir haber bu. Bu gerçekleştiği taktirde ekonominin ve hükümetin önünde yepyeni ufuklar açılabilir, 2001 yılına Türkiye farklı bir bütçeyle girebilir, enflasyonu azdırmadan büyüme hızını ve tüketimi kamçılayacak koşullar oluşabilir. Ekonomideki başarı işte o zaman halka yansıyabilir.
Ufukta bu olanağı gören bir hükümetin, cumhurbaşkanı seçimini siyasi istikrarı bozmadan, kazasız belasız atlatmasına hiç şaşmamak gerekiyor.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr