Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Müthiş bir ağaç ve bitki çeşitliliği var Levent'te. Aslında yalnızca Levent'e özgü bir zenginlik değil bu. Geçen gün Meral Tamer'in de yazdığı gibi, İstanbul ve Türkiye, doğal zenginlikler bakımından müthiş şanslı. Benim gibi İstanbul'da doğup ömrünün büyük bölümünü bu eşsiz kentte geçirmiş biri için böyle bir ortamda bulunmak, yaşamın doğal bir parçası haline geldiği için yeterince bakmadığımı fark ettim ağaçlara, bitkilere, çiçeklere. İstanbul'un "kurtarılmış" semti Levent'in sokaklarında, başım havada yürüyorum son günlerde. Mutluluktan uçtuğum için ya da gurur duyulacak bir şeyler yaptığım için değil. Tam tersine, Türkiye'de olan bitenin fena halde içimi kararttığı ve beni umutsuzluğa ittiği bir ortamda, başka bir zenginliğin farkına varmak için yapıyorum bunu. Ağaçlara daha dikkatle bakmak, dallardaki ve yapraklardaki çeşitliliği keşfetmek için başım havada yürüyorum. Boğaziçi Üniversitesi'nin Robert Kolej'den devraldığı, şimdi "Güney Kampüs" diye adlandırılan alanda 1200'den fazla ağaç ve bitki türü varmış. Boğaziçi Üniversitesi Yayınları'nın Güney Kampüs Florası adıyla yayınladığı kitaptan öğrendim bunu. Benim öğrencilik hayatımın yedi yılı bu kampüste, sayılarını o zaman bilmediğim bu 1200 bitki türünün arasında geçti. Böyle bir ortamda öğrenci olarak bulunmanın ayrıcalığını o zaman da hissediyordum ama herhalde bunu doğal addettiğim için bu zenginliğin değerini yeterince takdir edemiyordum. Tema Vakfı Başkanı Nihat Gökyiğit'in imzasını taşıyan Türkiye'nin Biyolojik Zenginliği ve Korunması adlı kitapçıkta yer alan bilgiler de, nasıl bir doğal hazinenin üstünde oturduğumuzu belgeliyor. Bu kitapçıktan edindiğim bazı bilgileri aktarmadan edemeyeceğim: Bana bir yeşillik cenneti gibi görünen İngiltere'de 1800 bitki türü varken İstanbul'da 2000 bitki türü varmış. Avrupa kıtasının bütününde kayıtlara geçmiş, endemik (ana vatanı orada olan) bitki türü sayısı 3000'den azken Türkiye'de bu sayı 3000'nin üzerindeymiş. 30'un üzerinde meyve türünün çıkış yeri olan Anadolu'da 500 elma, 200 erik, 100 şeftali ve 1200 üzüm çeşidi varmış. Avrupa'nın bütününde 560 kuş türü varken Türkiye'de bu sayı 456 imiş. Doğal hazine Bu eşsiz zenginliğin, bizim yaşamımızı zenginleştirmenin ötesinde, Türkiye için muazzam bir zenginlik kaynağı olabileceğini de daha sık vurgulamamız gerek. Küreselleşmenin en önemli sonuçlarından biri de, doğal zenginliklerin önemini ortaya çıkarmış olması. Teknolojinin hızla dünya yüzeyine yayılması pek çok mamul ürünün her tarafta ve istenen miktarda üretilmesine olanak sağladı. Adeta sınırsız üretimin yolu açıldı. Ancak doğal zenginlikler sınırlı. Petrolün ve diğer bazı temel maddelerin fiyat rekorları kırması bunun sonucu. Yakında su kaynakları da kıymete binecek. Bitki ve canlı türü çeşitliliğine sahip ülkeler insanları kendine çekecek. Büyük bir doğal zenginliğin üzerinde oturan Türkiye'nin bu büyük hazinenin değerini daha iyi bilmesi lazım herhalde. oulagay@milliyet.com.tr Türkiye'nin şansı