Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın önde gelen mikroişlemci üreticisi Intel'in Yönetim Kurulu Başkanı Craig Barrett, Türkiye'nin dünyada en hızlı gelişen pazarlardan biri olduğunu vurgulayarak, Türkiye'deki projelerine önem verdiklerini belirtti. Davos'ta özel bir görüşme yaptığımız Barrett, bilgisayar kullanımının ve hızlı internet erişiminin yaygınlaşmasının kendi başına bir hedef olamayacağını, asıl önemli olanın bu olanaklardan yararlanarak eğitimde atılım yapmak olduğunu vurguladı. Barrett'e göre "Büyü bilgisayarda değil, öğretmenlerde" Öğretmenleri bilgisayar kullanma ve internetten yararlanma konusunda iyi eğitebilen ülkelerin kalkınma yarışında da öne çıkacağını belirten Craig Barrett, Intel'in bu alandaki çabaları konusunda bilgi verdi. Türkiye gibi gelişen ülkelerde öğretmenlerin bilgisayar ve internet kullanımı konusunda eğitilmelerine büyük önem veren İntel'in desteklediği projelerde, 2000 yılından bu yana 35 ülkede 3 milyonun üzerinde öğretmen bu eğitimden yararlanmış. İntel, 2010 yılına kadar bu sayının 10 milyona yükselmesini hedefliyor.Bu proje çerçevesinde, Türkiye'de 40 saatlik eğitim gören öğretmen sayısının 30 bini bulduğu ve bu sayının 2006 sonunda 50 bini bulacağı belirtiliyor. İntel ayrıca "Türkiye ve Ortadoğu e- dönüşüm projesi" kapsamında Türkiye'de; e- devlet, öğrenci eğitimi ve kablosuz erişim projelerine de destek veriyor. Intel Başkanı Barrett, Türkiye ve Ortadoğu için 50 milyon dolarlık bir risk sermayesi fonunun devreye gireceğini geçen kasım ayında, Türkiye'ye yaptığı ziyarette açıklamış. Öğretmenin önemi Türk mühendislerinden gelen parlak fikirlerin Intel'in dikkatini çektiğini belirten Barrett, Türkiye'deki girişimcilik potansiyeli ile yaratıcılık potansiyelinin, risk sermayesiyle desteklenmesinin önemli sonuçlar vereceğine inanıyor.Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üye olma yolunda ilerlediğini hatırlatarak, bunun Intel için önemli olup olmadığını soruyorum Barrett'e."Doğrusu ben bunu çok da önemli görmüyorum" diyor Intel Başkanı ve şöyle devam ediyor: "Türkiye'nin 10 - 15 yıl içinde AB üyesi olabileceği söyleniyor. Bugünün hızla değişen dünyasında çok uzun bir süre bu. Bu nedenle bunu hesaba katmanın fazla anlamı yok bana göre. Bence daha önemli olan şey, Türkiye'nin geleceğin dünyasına hazırlanma yolunda kararlı adımlar atması; eğitime, teknolojiye, inovasyona yatırım yapması ve yabancı yatırımcıyı da çekecek ortamı yaratması."Türkiye'nin bu yolda gerekenleri yapması halinde 10 yıldan kısa sürede AB üyesi olabileceğini belirtiyor Barrett. Türkiye'nin şansı Intel Başkanı'nın sözleriyle, bu yıl Davos'ta edindiğim genel izlenimi birleştirerek, Türkiye için de önemli olan şu gözlemi yapabilirim. Eğer ülkemizde siyasi istikrarsızlık yoksa ve ekonomimiz gelişme yolundaysa, yatırım çekmek ve olumlu anlamda ilgi görmek için şansımız var demektir. Uluslararası firmalar, kızışan rekabet ortamında gelişme potansiyeli gördükleri ülkelere yönelmek, yatırım yapmak, pazarda yer almak için yoğun bir rekabet içinde. Türkiye son yıllardaki istikrarlı görünümü ve hızlı büyüyen ekonomisiyle dikkat çekiyor. Ancak bu izlenimin yerleşmesi için bu olumlu gelişmelerin sürmesi şart. oulagay@milliyet.com.tr Önemli dersler