Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünya gözü ABD'nin bir resesyona gireceğini, dünya ekonomisinde hissedilir bir yavaşlama yaşanacağını ve sonunda kendi şirketlerinin de bundan olumsuz etkileneceğini kabul etmek çok zor geliyor onlara ama mali piyasalarda yoğunluk kazanan krizin her geçen gün yeni boyutlar kazanması karşısında bu inkârcılığı sürdürmekte de iyice zorlanıyorlar.ABD'nin resmen resesyona girip girmeyeceği hâlâ tartışılıyor ama küresel finans sisteminin çok ciddi bir kriz yaşamakta olduğu konusunda hayli yaygın bir görüş birliği var. Son bir hafta içinde dünya borsalarında yaşanan keskin düşüşler de ABD'deki resesyon olasılığının gecikmeli olarak hisse senedi fiyatlarına yansıması olarak değerlendiriliyor. Şu anda Davos'ta küresel krizin hangi noktasında bulunduğumuz ve bundan sonra nelerin yaşanacağı, ABD'deki mortgage fiyaskosuyla başlayan krizin reel ekonomiye nasıl yansıyacağı ve dünyadaki etkilerinin ne olacağı tartışılıyor. Geçen yıl bu zamanlarda Davos'ta aşırı bir iyimserlik tablosu çizen küresel şirketlerin tepe yöneticileri, bu yıl bir hayli sıkıntılı. Finans dünyasının duayenlerinden William Rhodes'a, Financial Times'ın ünlü yorumcusu Martin Wolf ile konuşurken rastladım Davos'ta. Citibank'ı da içeren Citigroup'un Başkanı olan Rhodes'a, 2007 yılının mart ayında Financial Times'ta yayımlanan uyarıcı makalesinde sözünü ettiği risklerin birer birer gerçekleştiğini hatırlatarak bu noktaya nasıl gelindiğini sorduğumda kaşlarını kaldırdı, "Olacakları öngörmek mümkündü ama o dönemde kimse beni dinlemek istemedi", dedi. Bundan sonra yaşanabilecek olanlar konusunda da pek iyimser değildi deneyimli bankacı, "Krizin belki de ortalarındayız, yarı yola geldik mi bilmiyorum" dedi sorumu yanıtlarken.Konut balonunun patlayacağını ve ABD ekonomisinin resesyona gireceğini tam bir yıl önce Davos'ta öngörmüş olan Amerikalı ekonomist Nouriel Roubini'ye göre ABD ekonomisindeki küçülme sürecinin en az dört çeyrek sürmesi ve dünya ekonomisini hissedilir biçimde etkilemesi kaçınılmaz. Avrupa'nın ekonomik yavaşlamanın etkilerini 2008'in ikinci yarısında daha belirgin biçimde hissedeceğini tahmin eden Roubini, özellikle İspanya, İngiltere ve İrlanda gibi ülkelerde şişmiş olan konut balonunun patlayacağını, Türkiye gibi büyük dış açıklar veren ve dışarıdan sermaye girişine bağımlı hale gelen bazı Doğu Avrupa ülkelerinde ise kur depremlerinin ve finansal krizlerin yaşanabileceğini ileri sürüyor. Krizin ortasında mıyız? ABD Merkez Bankası'nın öncelikle borsalardaki çöküşü durdurmak ve ABD ekonomisiyle ilgili beklentileri değiştirmek amacıyla gerçekleştirdiği 0.75 puanlık şok faiz indiriminin kalıcı bir olumlu etki yapmasının zor olduğu izlenimi de yaygın burada. Reel sektörün, yaşanmakta olan krizin etkilerini asıl bundan sonra hissedeceğini kaydeden yorumcular, bunun birçok sektörde şirket kârlarını olumsuz etkileyeceğini ve hisse fiyatlarını daha da aşağı çekebileceğini belirtiyor.Ancak küresel sistemde, belli ellerde ciddi miktarda likidite bulunduğunu hatırlatan ve düşen hisse fiyatlarının parası olanlar için alım fırsatları yarattığını belirterek bu tür alımların borsalardaki düşüşü durdurabileceğini iddia edenler de yok değil. ABD yönetiminin yapacağı şok vergi indirimleriyle resesyonu önleyebileceğini düşünenler de onlara destek veriyor. oulagay@milliyet.com.tr Borsalar nereye?