Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyadaki likidite bolluğunun sonlarına gelindiği izleniminin, bizdeki çalkantıyı da etkilediği hatta tetiklediği söylenebilir ama Türkiye'deki risklerin bundan ibaret olduğunu düşünmek fazlaca basit görünüyor bana.Son 10 yıl içinde dünya ekonomisinde ve finans sisteminde benzeri görülmemiş bir likidite bolluğu yaratıldığı bir gerçek. Japonya, ABD ve Avrupa bu sürece farklı ölçülerde katkıda bulundu; Japonya "sıfır faiz"le yaşarken, ABD ve Avrupa'da da faizler alışılmadık ölçüde düşük düzeyde tutuldu. Geçen hafta bizim borsada ve finansal piyasalarda yaşanan çalkantıyı dış dünyadaki gelişmelere ve Türkiye'de inanılmaz bir tepki cephesi yaratma gücü olan Kemal Derviş'in sözlerine bağlamak, kolayına geldi çoğu kimsenin. Faiz indirimleri ve muazzam boyutlardaki para bolluğu, küreselleşmenin şoklarıyla sarsılan dünya ekonomisinde çok boyutlu sonuçlar yarattı; artan dengesizlikler dünya ekonomisindeki büyümenin sürmesini sağladı. Bu likidite bolluğu sayesinde: Japonya finans piyasalarında olası çöküşler önlendi, deflasyonun etkileri sınırlandı. 1998'deki Rusya krizi sonrasında, uluslararası finans sisteminde bir çöküş yaşanması, likidite silahını kullanan ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan'in son dakika müdahalesiyle önlendi. ABD'nin dev boyutlara varan dış açıkları finanse edilebildi. Likidite bolluğunun önce hisse senedi fiyatlarında, sonra konut piyasasında balonlar yaratması, ücretlerin fazla artmadığı ortamda ABD'de iç talebin ve hızlı büyümenin sürmesini sağladı. Amerikalı tüketicinin talebi dünya ekonomisini sürükledi. ABD'de büyümenin sürmesi Çin'in ve diğer Asya ülkelerinin büyüme ivmesini sürdürmesine katkıda bulundu. Asya dünya imalat sanayinin başlıca üssü haline geldi. Dünyadaki hızlı büyüme petrol fiyatlarını tırmandırdı. Dünyadaki döviz rezervleri hızla arttı, Çin ve Japonya'nın rezervleri 800 milyar doları aşarken Asya dünyanın tasarruf ve rezerv merkezi oldu. Küresel gelişmelere uyum sağlayan uluslararası banka ve şirketlerin kârları patladı. Ve Türkiye gibi ülkelere büyük boyutlarda para girişi oldu. Likiditenin sonuçları Şimdi, likidite bolluğuna fena halde alışmış bir dünyada, bu bolluğun sonuna gelinmekte olduğu izleniminin yaygınlaşması, bombanın birinci fitilini ateşleyebilir. Nitekim, geçen hafta Japonya Merkez Bankası'nın parasal genişlemeye son verip önümüzdeki dönemde "sıfır faiz" politikasını terk edebileceğinin açıklanması ortalığı karıştırmaya yetti, "Yükselen Pazar"lar sarsıldı ve Türkiye de bundan payını aldı.Bombanın ikinci fitili ise bizim elimizde. Cari açığı giderek büyüyen Türkiye'de, iç ve dış piyasalara güven veren ekonomi politikalarına yönelik tehditler de çok yönlü olarak artıyor. Dünyadaki likidite bolluğunun Türkiye'yi de paraya boğduğu ortamda bu riskleri göz ardı etmek kolaydı. Şimdi ise dünyadaki ve Türkiye'deki riskleri göz ardı etmenin giderek zorlaştığı bir döneme giriyoruz. oulagay@milliyet.com.tr Çift fitilli bomba