Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başkan Bush'un G-8 Zirvesi'nin kapanış yemeğinde Hizbullah ve Hamas'la ilgili olarak kullandığı "shit" (bok) sözcüğünü önüne "big" (büyük) sözcüğünü ekleyerek, ABD'nin Ortadoğu'yu ve dünyayı içine sürüklediği durumu tanımlamak için de kullanabiliriz rahatlıkla.ABD'nin Irak işgali öncesinde, basın imparatoru Rupert Murdoch gibi bu işgali destekleyenlerin dile getirdiği bir iddia da, Saddam rejiminin kısa sürede devrilmesiyle petrolün varil fiyatının 20 dolara düşeceği ve orada kalacağı iddiasıydı. Bush'un ve onu destekleyenlerin her öngörüsü gibi bu da doğru (!) çıktı ve petrol fiyatı 80 dolara dayandı. Başkan Bush'un St. Petersburg'ta yapılan G-8 Zirvesi'nde verdiği açıkları ve yaptığı gafları duyduktan sonra herkesin haline şükretmesi lazım herhalde. Dünyaya hükmetme iddiasındaki liderin çapı buysa, dünyamızın halen yaşanmakta olanlardan daha da büyük fiyaskolarla ve felaketlerle karşılaşmamış olmasına şükretmek gerekiyor. Bugün yaşananlar ister istemez geçmişi anımsatıyor. 1970'lerdeki Arap - İsrail çatışması sonrasında petrol karteli OPEC, petrolün fiyatını beş kat artırınca, 1960'lardan 1970'lerin başlarına kadar ekonomilerinde parlak bir dönem yaşayan gelişmiş ülkeler şoka girdiler. Petrol fiyatlarındaki sıçrama bir yandan enflasyonu tetiklerken diğer yandan ekonomik büyümeyi durdurdu ve durgunluk içinde enflasyon anlamına gelen "stagflasyon" deyimi kullanılmaya başlandı. İlk G-7 Zirvesi de, bu duruma bir çözüm üretmek isteyen zengin ülke liderlerinin Paris yakınlarında bir araya gelmesiyle gerçekleşti.Irak savaşını izleyen dönemde de dünya ekonomisinde son 30 yılın en hızlı büyümesi yaşanırken petrol fiyatları da tırmanmaya başladı. Ancak bu tırmanışın ABD ve dünya ekonomisi üzerindeki etkisi bugüne dek çarpıcı biçimde hissedilmedi. Bunun bir nedeni, başta ABD ve Japonya olmak üzere hemen tüm gelişmiş ekonomilerde bir likidite bolluğu yaratılarak talebin canlı tutulması, ikinci nedeni ise Çin gibi dünya ekonomisinin yeni üretim merkezlerinden yapılan ucuz ithalatın dünyadaki enflasyonist baskıyı sınırlaması idi. Ayrıca gelişmiş ekonomilerin petrole bağımlılığı 1970'lere göre önemli ölçüde azalmıştı. Petrol ve "stagflasyon" Ancak bugün gelinen enflasyonist baskının artması, başta ABD olmak üzere hemen tüm zengin ülkeleri faiz oranlarını artırmaya ve likidite bolluğunu sona erdirmeye zorladı. Özellikle ABD'de düşük faiz döneminde yükselen konut değerlerini nakde dönüştürerek ve hiç tasarruf etmeyip borçlanarak tüketimini sürdüren geniş kitlenin şimdi davranış değiştirmeye başladığı görülüyor. Federal Rezerv Bankası'na göre ABD ekonomisinin önümüzdeki yıl resesyona, yani durgunluğa girme olasılığı % 36'ya yükselmiş durumda. Öte yandan ABD'nin Ortadoğu'da yarattığı kargaşa, petrol fiyatlarının yükselişini sündürmesine yol açıyor. Petrol şokunun dünya ekonomisine etkisi asıl bundan sonra yaşanacak galiba. oulagay@milliyet.com.tr Tehlike kapıda