Dünya gözü Evet ilkel buluyorum çünkü finans piyasalarının Türkiye'ye bakışı, piyasa uzmanlarının yaptığı siyasi değerlendirmeler çoğu kez yüzeysel ve sığ kalıyor. Örneğin 2007 için piyasalar tarafından yapılan Türkiye ile ilgili değerlendirmelerde en sık kullanılan şablona bir bakalım. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) hükümeti "piyasa dostu" olduğunu kanıtladı ve ekonomiyi de fena yönetmedi. Piyasalar açısından devamında yarar var.Yapılan kamuoyu yoklamaları AKP'nin bu yıl yapılacak seçimi kazanarak iktidarda kalacağını gösteriyor, demek ki sorun yok.Cumhurbaşkanı'nı da AKP'nin yeterli çoğunluğa sahip olduğu Parlamento seçecek, demek ki burada da sorun yaşanmayacak.AKP'nin Cumhurbaşkanlığı makamını da ele geçirerek ülkenin tek hakimi haline gelmesine karşı olanların çıkardığı "kuru gürültü"nün ise fazla bir önemi yok. Finans piyasalarında yapılan değerlendirmelere ve dışarıdan Türkiye'ye giren sermayeye bakarak "demek ki Türkiye'de her şey yolunda, kriz bekleyenler boşuna umutlanmasın" sonucuna varan siyasetçilerin yaklaşımını ilkel ve hatta komik bulduğumu dünkü yazımda belirtmiştim. Olay gerçekten bu kadar basit mi acaba? Çoğu Türkiye dışında yaşayan ve arada bir Türkiye'ye uğrayan piyasa yorumcularının kaçı önceki gün Ankara'da yapılan mitingi izledi? Bunlardan kaçı finans piyasalarında at oynatmayan, borsada oynamayan kesimdeki tepki birikiminin önemini kavramış durumda? Öyle görünüyor ki hayli geniş bir kitle tabanı olan, ciddiye alınması gereken bir tepki bu. Laik Cumhuriyet'in, hatta Türkiye'nin bütünlüğünün ve bağımsızlığının tehdit altında olduğuna inanan hatırı sayılır bir kitle var. Yalnızca bazı anket sonuçlarına bakıp, "canım tepki gösterenler azınlıkta, biz bildiğimizi okuruz" demenin pek sağlıklı bir yaklaşım olmadığı da ortada.Bu sığ yaklaşımı benimseyenler ve bu doğrultuda değerlendirme yapanlar şunu çok iyi bilmek zorunda: Türkiye'yi Türkiye yapan, gelişme sürecine katkıda bulunan insanların önemli bir bölümü, AKP'nin devleti tümüyle ele geçirmesi olasılığı karşısında ciddi rahatsızlık duyuyor. Öte yandan AKP'nin bütün önemli görevlere kendi yandaşlarını getirme çabasının olumsuz sonuçları da ortada. Tepkinin boyutu Ankara'daki mitingde öne çıkan ve Cumhurbaşkanı Sezer'in son konuşmasında yer alan görüşler, bir tepkiyi dile getirmenin ötesinde, Türkiye'ye yeni ufuk açacak nitelikte mi? Bence değil ama bu dile getirilen tepkilerin önemini azaltmıyor.AKP, bu tepkilere boş verip, salt anketlere ve piyasalara bakarak Türkiye'nin tek hakimi haline gelme hevesini sürdürürse bunun hesap edilemeyen sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilir. Piyasalar için değerlendirme yapanların da, Türkiye'nin AKP'yi destekleyenlerle finans piyasalarında işlem yapanlardan ibaret olmadığını kavramalarının zamanı geldi galiba. oulagay@milliyet.com.tr Tek başına AKP mi?
Özay Şendir
Gerçek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı?
23 Haziran 2025
Tunca Bengin
Nobel Barış Ödülü adayı ‘savaş’ dedi
23 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yabancı parayla ücret olur mu?
23 Haziran 2025
Didem Özel Tümer
İran’da zorla rejim değişikliği mümkün mü?
23 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bundan sonra neler olacak?
23 Haziran 2025