Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Osman Ulagay

Hükümeti yıkmaya çalışanlar bizi Hacı ile Bacı'nın şovlarından yoksun bırakacaklar

Şu memleketi gül gibi idare eden Refah - Yol hükümetinin altını oymaya çalışan "malum çevreler"e çok kızıyorum. Akılları sıra hükümeti devirecekler ve bizi "Hacı" ila "Bacı"nın fevkalade eğlenceli serüvenlerinden, günlük şovlarından mahrum edecekler. Bunca sıkıntı, cinayet, vahşet arasında tek bir eğlencemiz vardı, onu da elimizden alacaklar. Çok daha sıkıcı olan diğer liderlere hükümet kurdurup şu milleti tek eğlencesinden de yoksun bırakacaklar.
Bu hükümeti yıkmaya çalışanlar arasında medya patronlarının da bulunduğu söyleniyor. Eğer bu doğruysa bir kez daha düşünmeli medya patronları. "Hacı" ile "Bacı"nın günlük şovlarından yoksun kalırsak TV kanalları nasıl dolduracak haber saatlerini? Gerçi onlar muhalefette de başarılı şovlar yapabilir, müthiş balonlar uçurabilirler ama onları iktidarda izlemenin zevki başka, bunu hiç hatırdan çıkarmayalım.


Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve hatırlamaya çalışın "Hacı" ile "Bacı"nın meydamızı ve halkımızı günlerce meşgul eden balonlarını. Önce rengarenk "kaynak paketi" balonları uçuruldu, milyarlarca dolar akacaktı bu paketlerden. Arkasından "denk bütçe" balonu geldi. Medyanın hatta piyasaların bir bölümü bunları ciddiye aldı, yorumlar yazıldı, hesaplar yapıldı. Koca koca uzmanlar enflasyonun ve faizlerin düşeceğini yazdılar. Hep birlikte eğlendik.
Daha sonra "havuz" keşfedildi, havuza dolan kaynaklar KİT'leri ve Hazine'yi kurtaracak. faizler şıpın işi aşağı çekilecekti. "Hacı" bunlarla uğraşırken "Bacı" ve tayfası da dış dünyadan milyarlarca doların Türkiye'ye akacağı balonlarını uçurarak ondan aşağı kalmamaya çalışıyordu. Bu arada her iki kahramanımız da IMF'nin Türkiye'de gerçekleşmekte olan ekonomik mucizeye nasıl hayran kaldığını açıklayarak, "IMF bu şartlarda Türkiye ile anlaşma yapmaz". diyen münafıklara hakkettikleri cevabı veriyordu. Bu arada "bazı hainler" Türkiye'nin dış kredi notunun dafalarca düşürüyor, IMF ile yapılacak anlaşma da her nedense hep bir başka bahara kalıyordu.


"Hacı" ile "Bacı"nın MGK'lı serüvenleri bir başka alemdi. Her iki kahramanımız da askerlerin kendilerini ne kadar sonsuz bir sevgiyle kucakladığını göstermek için müthiş çaba harcıyor, ardarda "atom bombaları" patlatıyordu. Askerlerin ise bu ikiliye besledikleri sonsuz sevgiyi büyük bir ustalıkla gizledikleri ve tarafsız kalmaya çalıştıkları görülüyordu.
Avrupa'nın ve tüm dünyanın "Hacı" ile "Bacı"ya gösterdiği hayranlık da dikkati çekiyor, Tony Blair'in "Hacı"nın formülünü yürüterek seçim zaferi kazandığı gözden kaçmıyordu.
Kim ne derse desin Refah - Yol'un bozulması her bakımdan çok fena olacak; biz başlıca eğlencemizden, insanlık alemi de yeni mucizelerden yoksun kalacak.


Türkiye ekonomik ve politik istikrarı sağlamada büyük başarı(!) gösterdiği için kredi notu düştü, uluslararası piyasalardan borçlanması fevkalade zorlaştı. Türkiye şimdi çok yüksek maliyetle borçlanmayı göze aldığı halde borçlanmakta zorlanıyor. Son olarak birkaç yüz milyon dolarlık dolar tahvili ihracı bile başarılamadı.
Uluslararası piyasaları etkileyen yabancı gazete ve dergilerde Türkiye ile ilgili olarak yer alan haberlerde, yazılarda, ordu ile hükümet ve Refah Partisi arasındaki gerginlik vurgulanıyor. Bütçedeki, para arzındaki, enflasyondaki gelişmeler de Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu(IMF) ile anlaşma yapacak noktadan çok uzaklarda olduğunu gösteriyor.
Hal böyleyken Sayın Çiller, IMF'den 3 milyar dolar geleceğini müjdelemek için basın toplantısı düzenliyor, Çiller'in borazanı haline gelen gazetelerde, "4 milyar dolar geliyor", diye manşetler atılıyor.
Bu aldatmaca ve oyalamaca oyunu aslında aylardan beri sürüyor. Kupür arşivine şöyle bir göz atınca ilk olarak Türkiye gazetesinin 29 eylül 1996 tarihli sayısında yer alan, "IMF'den destek sinyali" başlıklı habere takıldı gözüm. Habere göre Washington'da temaslarda bulunan Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, "hükümetin hazırlayacağı yeni istikrar programına IMF'den destek sinyali alındığını" belirtmiş.


6 ekim 1996 tarihli Hürriyet'teki haberde Sayın Çiller'in Meksika örneğini ileri sürerek IMF'den 10 milyar dolar, ABD Hazinesi'nden de Körfez krizi zararlarına karşılık 27 milyar dolar istediği ancak bu isteklerinin olumlu karşılanmadığı belirtiliyor. Çiller'in borazanı gazetelerin o günkü kupürleri ne yazık ki yok arşivimizde, bu büyük müjdenin(!) halkımıza nasıl duyurulduğunu bilemiyoruz.
Yeni bir müjdeli habere kavuşmak için Türkiye gazetesinin 28 ekim 1996 tarihli manşetine bakıyoruz. Başbakan Erbakan'ın halinden memnun bir fotoğrafının yanında, "Refahyol, IMF'yi ikna etti", deniyor. 27 ekim tarihli Hürriyet'te ise Sayın Erbakan'ın ,"IMF bizi övdü", dediği belirtiliyor.


Aradakileri atlayıp son müjdeye geliyorum. 6 malıs 1997 tarihli Türkiye gazetesinin haber sayfası manşeti şöyle: "4 milyar dolar geliyor". Habere göre Sayın Çiller, "IMF'den 3 milyar dolar kaynak alınmasının bugün itibariyle mümkün göründüğünü", söylemiş. Ayrıca Dünya Bankası'ndan 650 milyon dolar geleceğini ve bunun 1 milyar dolara çıkarmak için çalışmaların sürdüğünü belirtmiş.
Bu köşede daha önce de yazdığımız gibi, Dünya Bankası'nın "stratejik yardım" programı çerçevesinde Türkiye'ye bir miktar kredi açması bekleniyor. 650 milyon dolar Türkiye'nin kendinden beklenenleri yapamaması halinde alacağı asgari miktarı gösteriyor. Bunun ötesi ve IMF'den destek sağlanması Türkiye'nin inandırıcı bir orta vadeli program yapmasına ve bunu uygulayacak bir hükümete kavuşmasına bağlı. O zaman dahi IMF'den 3 milyar dolarlık bir desteğin nasıl sağlanacağını pek kestiremiyorum.
Milyarlarca doların kokusunu aldınız, bu paraları nasıl harcayacağınızı düşünüyorsunuz, değil mi?